Nitekim, alacaklı vekili de cevap dilekçesinde, icra müdürlüğünün takip dosyaları dayanaklarını karıştırarak, farklı bir takibe konu çeklere göre hatalı ödeme emri düzenleyip tebliğ ettiğini, bu yanlışlığı düzelttiklerini belirtmiş, borçlu da bu beyana karşı yeni tebliğ edilen ödeme emri ve dayanak çekler üzerine 2019/45 esas sayılı dosyada ikinci ödeme emrine konu çeklerle ilgili dava açtıklarını ifade etmiştir. Bu halde, eldeki başvuru icra müdürlüğünün takip talebine ve dayanak çeklere aykırı olarak düzenlediği ödeme emri ve farklı bir çek suretinin tebliği üzerine açıldığından, daha sonra doğru ödeme emri ve çek suretlerinin tebliği üzerine yeniden bir dava açıldığından hatalı olan ilk ödeme emrinin geçerliliği kalmamış ve dolayısıyla eldeki başvurun konusu da kalmamıştır. Kaldı ki, UYAP üzerinden incelenen aynı Mahkemenin 2019/45 esas sayılı dosyasından da takip dayanağı doğru çeklere ilişkin inceleme yapılıp karar verildiği, kararın İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 21....
Davaya dayanak icra takip dosyasında, davalı borçluya gönderilen örnek 13 ödeme emrinde 30/7 günlük ödeme ve itiraz sürelerinin metin kısmında yazılmadığı, matbu olarak düzenlenen ödeme emrinde A ve B harfli dipnotta yazılı olduğu görülmüştür. Davaya dayanak yapılan icra dosyasında, İİK'nin 269/1. maddesi yollaması ile uygulanması gereken Türk Borçlar Kanunu'nun 315. maddesinde yer alan yasal otuz günlük ödeme süresinin verilmesi öngörüldüğü halde, ödeme emrinde itiraz ve ödeme sürelerinin belirtilmediği görülmekle, yasal koşulları içermeyen ödeme emri hukuki sonuç doğurmayacağından bu ödeme emrine bağlı olarak tahliye kararı verilemez. Bu nedenle tahliye isteminin reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde tahliyeye karar verilmesi doğru değildir....
Davalı vekili, davacı yanca 23.945.78 YTL’lik müvekkile ait alacak gözetilmeden bu meblağ kadar fazla tutara takip başlatıldığını, ödeme emri tebliğinden önce müvekkilince davacının alacaklı olduğu 105.973.11 YTL’nın çek ile ödendiğini, ödeme emri tebliğ tarihinde müvekkilinin borcu kalmaması nedeniyle haklı şekilde takibe itiraz edildiğini, davacının alacaklı olduğu tutardan fazla miktarda takip yapmakla kötüniyetli bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuş ve %40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafın davayı açmadan önce davalı ödemesini asıl alacak olarak kabul edip cari hesaplarına kaydetmiş bulunduğu ve böylece asıl alacağın tamamının ödenmiş olduğu anlaşılmakla davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve koşulları oluşmadığından davalının tazminat isteminin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
Davalı vekili, davacı yanca 23.945.78 YTL’lik müvekkile ait alacak gözetilmeden bu meblağ kadar fazla tutara takip başlatıldığını, ödeme emri tebliğinden önce müvekkilince davacının alacaklı olduğu 105.973.11 YTL’nın çek ile ödendiğini, ödeme emri tebliğ tarihinde müvekkilinin borcu kalmaması nedeniyle haklı şekilde takibe itiraz edildiğini, davacının alacaklı olduğu tutardan fazla miktarda takip yapmakla kötüniyetli bulunduğunu belirterek, davanın reddini savunmuş ve %40 oranında tazminatın davacıdan tahsilini istemiştir. Mahkemece, davacı tarafın davayı açmadan önce davalı ödemesini asıl alacak olarak kabul edip cari hesaplarına kaydetmiş bulunduğu ve böylece asıl alacağın tamamının ödenmiş olduğu anlaşılmakla davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmadığı gerekçesiyle davanın ve koşulları oluşmadığından davalının tazminat isteminin ayrı ayrı reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....
- K A R A R - Davacı vekili, asıl davada, müvekkili bankanın alacağından dolayı davalı aleyhine taşınır rehninin paraya çevrilmesi yoluyla ilamsız takip yapılarak davalıya ödeme emri tebliğ edildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazının haksız olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20'den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini, birleşen davada ise davalı aleyhine müvekkili bankanın alacağının tahsili için tahsilde tekerrür olmamak üzere genel haciz yoluyla takip yaptıklarını, davalıya ödeme emri tebliğ edildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, itirazının haksız olduğunu belirterek, itirazın iptaline, takibin devamına, davalı aleyhine %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili asıl ve birleşen davada, davanın reddini savunarak, davacı aleyhine % 20 kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....
İİK'nun 269/2 ve 269/d maddeleri gereğince iş bu takip için de uygulanması gereken İİK'nun 62/1. maddesinde; “İtiraz etmek isteyen borçlu, itirazını, ödeme emrinin tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde dilekçe ile veya sözlü olarak icra dairesine bildirmeye mecburdur” hükmü yer almakla birlikte borçluya ödeme emrinin tebliğ edilememesi halinde, borçlunun takipten haberdar olup itirazını icra dairesine bildirdiğinin ve alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşılması halinde ödeme emri tebliğ edilemese bile borçlunun itirazı geçerli olup alacaklının itirazın kaldırılmasını istemekte hukuki yararı vardır....
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının açmış olduğu davada haksız ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacı yanın şikayeti süresinde olmadığı gibi gerekçesi de yerinde olmadığını, müvekkil hakkında başlatılmış olan bir takip bulunmakta ve iş bu davanın açılması neticesinde alacaklı olan tarafın takibe devam etmek istediğini, alacaklı olduğu yönünde iradesinin ve tahsile yönelik eylemlerinin devam ettiğini belirterek, davacının süresinde olmayan şikayetin reddi ile davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun şikayetin esastan reddini talep etmiştir. Mahkemece; ödeme emri 28/04/2021 tarihinde usulüne uygun bir şekilde tebliğ edilmiş olsa da, takip tarihinden sonra borçlunun takipten haberdar olduğu ve tebliğden önce itiraz ettiği, alacaklının da anlaşmazlığı ve takibi sürdürme iradesinin mevcut olduğunun anlaşıldığı, dolayısıyla ödeme emri tebliğ edilmese dahi borçlunun itirazı geçerli olup (bkz. Yrg. 12....
İlamlı takibe itiraz nedenleri yasada sınırlı bir şekilde belirtilmiştir. Şikayetçinin talebi İİK'nun 33. maddesi hükmü kapsamında bir itiraz değildir. İlamda davalı olarak yer almadığını, yargılamasında bulunmadığını iddia etmektedir. Yerel Mahkeme kararında da belirtildiği gibi, ilamda taraf olmayan davacıya icra emri gönderilmesi ilamlı takip hükümlerine uygun değildir. Bu doğrultuda, ilamın davalısına karşı yapılacak takipte, devralana İİK'nun 89. maddesine göre haciz ihbarnamesi gönderilebileceği gibi, ilama atıf yapılmak suretiyle ancak ilamsız takip yapılabilir. Anılan takibe itiraz halinde ise; tamamı belirlenen borçtan, itiraz edenin sorumlu olup olmadığı, sorumlu ise miktarı alacaklı tarafından açılacak itirazın iptali yargılamasında belirlenebilir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : İtirazın Kaldırılması Ve Tahliye Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili ve davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARAR Davacı alacaklılar vekili 01.01.1993 başlangıç tarihli yazılı kira akdine dayanarak 22.05.2015 tarihinde haciz ve tahliye talepli olarak başlattığı icra takibi ile 2009 yılından 2014 yılı Şubat ayına kadarki kira farkı alacağı 17.325,72 TL’nin faiziyle tahsilini talep etmiş, ödeme emri davalı borçluya 29.05.2015 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davalı borçlu 08.06.2015 tarihinde takibe itiraz etmiştir. Ödeme emrine davalı borçlu tarafından itiraz edilmesi üzerine, davacı alacaklılar vekili icra mahkemesine başvurarak itirazın kaldırılması ve tahliye isteminde bulunmuştur....
Hal böyle olunca, borçluya sadece ödeme emri ve yenileme emri gönderildiği ve takibe dayanak belgenin eklenmediği gözönünde bulundurularak, bu yöne ilişkin şikayetin kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin kabulü ile, Edirne İcra Müdürlüğü'nün 2019/14002 esas sayılı takip dosyasında davacı T1'e 03/02/2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emri ve yenileme emri tebliğ işleminin İptaline" karar verildiği görülmüştür....