Ancak idari işlemlere karşı açılan davalar işlemin tesis edildiği tarihteki hukuki durum ve rejime göre görülüp çözümleneceğinden ve ödeme emrinin düzenlendiği tarihde İdarenin tahsil edilebilir hale gelmiş kamu alacağı bulunduğundan, bu alacağın ödeme emri ile istenilmesinde kanuna aykırılık bulunmamaktadır. Ayrıca ödeme emri düzenlenmesine esas olan Vergi Mahkemesi kararının temyiz merciince bozulması, kamu alacağının takibi için müteakip işlemlerin yapılmasını engellerse de ilk mahkeme kararına göre belirlenen vadeye göre tebliğ edilen ödeme emrinin iptali için yeterli neden olamaz. Bu nedenle, temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara karşıyım....
GEREKÇE : 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Somut olayda, tapuda davacıların murisi adına kayıtlı Ankara ili Çankaya ilçesi Zafertepe Mahallesi, 26603 Ada 1.Parselde kayıtlı 765 metrekare yüzölçümlü 149/765 hisseli arsa niteliğindeki taşınmazın kaydı üzerine davacıların murisinin ortağı olduğu limited şirketin borcu nedeni ile davalı Kurumun 14/04/1998 tarih, 047191 sayılı yazısına istinaden 21/04/1998 tarihli 2150 yevmiye ile haciz konulduğu ve taşınmazın satışına karar verildiği anlaşılmıştır....
Sayılı kararında 'davalı idarece dosyaya ibraz edilen belge ve bilgilere göre, şirket ortağı sıfatıyla borcun davacıdan tahsili amacıyla 6183 sayılı Kanunun 35.maddesine istinaden … tarihli ve … sayılı ödeme emrinin ve buna istinaden 06/07/2007 tarihli haciz varakasının düzenlenmiş olduğu görülmekte ise de, haciz işleminin dayanağı olan ödeme emrinin tebliğine ilişkin olarak gönderilen tebliğ alındısının aynı şirketin diğer ortağı olan … adına düzenlenen ödeme emirlerine ilişkin bulunduğu ve bizzat kendisine tebliğ edildiği, ancak davacıya şirket borcuna ilişkin herhangi bir ödeme emrinin tebliğ edilmemiş olduğu' yönünde hüküm kurularak kesinleştiği, bu durumda, kamu alacakları için öncelikle davacı adına 6183 sayılı Yasa'nın yukarıda bahsedilen 55'inci maddesi uyarınca ödeme emri düzenlenmesi ve bu ödeme emrinin usule uygun olarak davacının bilinen adresinde tebliğ edilmesi, ödeme emrinde gösterilen hususların yerine getirilmemesi nedeniyle kesinleşmesi üzerine, anılan Yasa'nın 64'üncü...
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; her ne kadar Akşehir İcra Müdürlüğünün 2021/1841 esas sayılı takip dosyasında düzenlenen ödeme emri TK'nun 21/1. maddesine göre davacı borçluya tebliğ edilmiş ise de, muhatabın geçici olarak çarşıya gittiğinin hangi komşudan sorulduğunun ad ve soyad yazılmak suretiyle açık olarak mazbatada belirtilmediği, yine haber verilen komşunun imzasının alınmadığı gibi imzadan imtina edip etmediğinin de tebliğ mazbatasına yazılmadığı, bu haliyle ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğu anlaşılmakla, davacının usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verilmesinde, yine ödeme emri ile birlikte takip dayanağı belgenin davacı borçluya gönderilmediği tebliğ mazbatasındaki şerhten anlaşılmış olup, İİK'nun 61. maddesine göre takip dayanağı belgenin ödeme emrine eklenmemiş olması nedeniyle ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesinde, ayrıca davacı aleyhine ilamsız icra yoluyla takip yapılmış olması sebebiyle yetki itirazının icra dairesine...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile yapılan takipte, borçlu icra mahkemesine başvurusunda, ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunu ileri sürerek usulsüz tebliğ şikayetinde bulunmuş, mahkemece, ödeme emri belgesi ekli 07.07.2014 tarihli tebligatın iptali ile şikayetçinin ödeme emrini öğrenme tarihinin 21.07.2014 olarak tespitine karar verildiği anlaşılmıştır. Somut olayda borçluya yapılan örnek 7 ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebliğ belgesinin incelenmesinde; aynen "Görevli .... 'a soruldu muhatap şehir dışında. Muhatab bulunamamsı sebebiyle TK 21. mad....
İcra Müdürlüğünün 2020/7799 esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, bu takibe yönelik olarak yaptıkları yetki itirazlarının davalı tarafça kabul edildiğini ve dosyanın Çeşme İcra Müdürlüğüne gönderilerek 2020/672 esas sayısını aldığını ve bu dosyadan da davacıya ödeme emri tebliğ edildiğini, gönderilen bu ödeme emrinin iptali gerektiğini zira ödeme emri ekinde borcun dayanağı olarak belgenin gönderilmediğini belirterek ödeme emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, davacının takibe itiraz etmiş olması nedeniyle ödeme emrinin iptalini istemekte hukuki yararının bulunmadığını, takibe dayanak belgenin kendileri tarafından icra müdürlüğüne sunulduğunu ancak icra müdürlüğü tarafından ödeme emri tebliğ edilirken bu belgenin eklenmemesinin sorumlusunun eksik işlem yapan icra memuru olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini istemiştir....
İcra Dairesi'nin 2018/22561 Esas sayılı dosyasında müvekkili aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığını, ödeme emri tebliğ evrakı muhatabın adreste bulunmaması sebebiyle iade edilmesi üzerine ikinci bir ödeme emri tebliğ evrakının çıkartılmadığını, usulüne uygun takip kesinleştirilmeden kıymet takdirinin yapılmasının hukuka aykırı olduğunu, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmesi sebebiyle kıymet takdirine ve kıymet takdirinin tebliğine itiraz ettiğini ileri sürerek ödeme emrinin usulsüzlüğü sebebiyle kıymet takdirine itiraz ettiklerini aksi halde değerin düşük tespit edilmesinden ötürü kıymet takdirinin iptalini talep etmiştir. II. CEVAP Alacaklı vekili cevap dilekçesinde;......
ayrıca bila tebliğ iade gelen ödeme emrinden sonra müvekkili şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresi araştırılmadan TK'nın 35.maddesine göre ödeme emri gönderilmesinin de yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirket tarafından yasal süresi içinde adres değişikliğinin İstanbul Ticaret Odası'na bildirildiğini, prosedürlerin tamamlanmasından sonra 05.07.2022 tarihinde adres değişikliği tescil işleminin tamamlandığını ve ilan edildiğini beyanla ödeme emri tebliğ tarihinin öğrenme tarihi olarak düzeltilmesine, hacizlerin kaldırılmasına ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....
nin muhtelif vergi borçlarından dolayı, kanuni temsilci sıfatıyla banka hesaplarına uygulanan e-haciz işleminin iptali istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen …tarih ve E:…, K:…sayılı kararda; davacının banka hesaplarına uygulanan haciz işleminin bir önceki evresi olan ödeme emri tebliğinin 01/10/2014 tarihinde yapıldığı ve anılan ödeme emrinin dava açılmaksızın kesinleştiği, kesinleşme tarihinden sonra ise 5 yıllık tahsil zamanaşımı süresi içerisinde haciz işleminin uygulandığı, Mahkememiz tarafından haciz işlemine dayanak ödeme emri tebliğinin usule uygun olması ve asıl borçlu şirket hakkındaki tarh ve tahakkuk işlemlerinin hukuka uygun olup olmadığı yönündeki iddiaların ancak ödeme emrine karşı açılacak bir davada incelenebilecek olması karşısında davalı idare tarafından yapılan haciz işleminde hukuka aykırılık görülmediği sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir....
Dayanak belge örneklerinin ödeme emrine eklenmemesi şikayetinde; Mahkemece, sadece, Ödeme emri tebliğ işleminin iptali ile yetinilmesi gerekirken, ödeme emrinin iptaline karar verilmiş olması hükmün bozulmasını gerektirir ise de; bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması yoluna gidilmiştir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulüyle; Söğüt İcra Hukuk Mahkemesi'nin 09.04.2010 tarih ve 2010/5 Esas, 2010/14 Karar sayılı ilamının hüküm bölümü 2. bendinde yer alan "...emrinin..." kelimesinin karar metninden çıkartılmasına, yerine "emri tebliğ işlemlerinin" sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle, 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca ONANMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4....