İlk derece mahkemesince; davacının usulsüz tebligata yönelik şikayetinin kabulü ile, Bursa 11.İcra Müdürlüğünün 2018/744 (15/01/2021 tarihli tashih şerhi ile 2018/7444 olarak düzeltilmekle) Esas sayılı dosyasında davacı borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin iptali ile davacı borçlunun takibi öğrendiği tarih olan 08/08/2018 tarihinin takibe ıttıla tarihi olarak tespitine, davacının ödeme emri tebligatında taraflarına dayanak belge gönderilmediğine ilişkin şikayetinin kabulü ile, Bursa 11.İcra Müdürlüğünün 2018/744 (15/01/2021 tarihli tashih şerhi ile 2018/7444 olarak düzeltilmekle) Esas sayılı dosyasında davacı borçluya yapılan ödeme emri tebliğ işleminin iptaline, davacı tarafın icra müdürlüğünce uygulanan hacizlerin kaldırılmasına ilişkin talepleri konusunda icra müdürlüğü tarafından işlem yapılması gerektiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, davacının sair şikayetlerinin reddine, dair karar verilmiştir....
Hal böyle olunca, borçluya sadece ödeme emri ve yenileme emri gönderildiği ve takibe dayanak belgenin eklenmediği gözönünde bulundurularak, bu yöne ilişkin şikayetin kabulüne karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur..." şeklinde açıklanan gerekçeleriyle, "Şikayetin kabulü ile, Edirne İcra Müdürlüğü'nün 2019/14002 esas sayılı takip dosyasında davacı T1'e 03/02/2020 tarihinde tebliğ edilen ödeme emri ve yenileme emri tebliğ işleminin İptaline" karar verildiği görülmüştür....
Bu nedenlerle davaya konu 2013/087749 takip sayılı dosyadan, davacılar adına düzenlenmiş ödeme emirlerinin iptali gereklidir. Aşamada davacı tarafça 2013/129902, 2013/129903, 2013/129904, 2013/129905, 2013/87750 ve 2013/87754 takip sayılı dosyalardan düzenlenen herhangi bir ödeme emri taraflarına tebliğ edilmeden maaşlarına haciz işlemi tesis edildiğini ileri sürerek düzenlenmiş ödeme emri ve haciz işlemlerini iptalini talep etmiş ise de belirtilen dosyalardan davacılar adına düzenlenmiş bir ödeme emri bulunmadığından iptalinin de mümkün olmadığı, davacılar adına düzenlenmiş bir ödeme emri ve kesinleşmiş bir takip olmadan, davacılardan ... ve ...'...
İİK'nun 50. maddesi göndermesiyle uygulanması gereken, HMK'nun 6. maddesi uyarınca bonoya dayalı takibin borçlunun ikametgahının bulunduğu yerdeki genel yetkili icra dairesinde, bonoda öngörülen ödeme yerinde, 6102 sayılı TTK'nun 777/3. (6762 sayılı TTK'nun 689/3.) maddesine göre ödeme yeri gösterilmeyen bonoda tanzim yerinin ödeme yeri olduğunun kabulü gerekeceğinden, bononun tanzim yerinde icra takibi yapılabilir. Somut olayda; 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 21/1 maddesine göre tebliğ işlemi yapıldığı ödeme emri tebliğ mazbatasında davacının haber bırakılan komşusunun kim olduğuna yönelik bir belirleme bulunmadığı, yapılan tebliğ işleminin anılan Kanun hükmü ile bu Kanun'un Uygulanmasına İlişkin Yönetmeliğin 29. maddesine aykırı olduğu, anlaşılmıştır....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; İlk derece mahkemesince de belirtildiği üzere, davacı borçluya gönderilen ödeme emri tebligatının " aynı iş yerinde çalışan Ahmet Özcan'a tebliğ edildi" şehri ile tebliğ işleminin gerçekleştirildiği anlaşılmış ise de, tüzel kişilere ne şeklide tebliğ işleminin gerçekleştirileceğine ilişkin TK'nun 12 ve 13. Maddesinde belirtilen usule uyulmadan tevziat saatinde tüzel kişi şirketi temsile yetkili kişinin orada bulunup bulunmadığı tespit edilmeden tebliğ işleminin gerçekleştirildiği, bu şekilde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğu anlaşılmakla, şikayetin kabulüne karar verilmesinde ve alacaklı davalı tarafın talebi üzerine ödeme emrinin tebliğe çıkartılıyor olması ile iş bu şikayete karşı verilen cevapta, tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu savunularak şikayetin reddini talep eden davalı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamaktadır....
Görüldüğü gibi; “menfi tespit” niteliğindeki ödeme emrine itiraz/ödeme emrinin iptali davasının yedi günlük (on beş gün) hak düşürücü süre içerisinde açılması zorunlu olduğu gibi kendisine ödeme emri gönderilen borçlunun itirazları da üç nedenle sınırlandırılmıştır. 6183 sayılı Kanunun 58. maddesine göre; kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahıs böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün (on beş gün) içinde alacaklı tahsil dairesine ait itiraz işlerine bakan vergi itiraz komisyonu nezdinde itirazda bulunabilir. İtiraz etmezse borç kesinleşmiş olur....
Somut olayda, davalıların murisi Orhan Öztürk hakkında başlatılan ilamsız icra takibinde ödeme emrinin borçluya 06/08/2019 tarihinde tebliğ edildiği ve itiraz edilmeksizin takibin kesinleştiği tartışmasızdır. Takip borçlusu Orhan Öztürk 14/01/2020 tarihinde vefat etmiş olup, davacı vekili 24/02/2020 tarihinde mirasçılarının takibe dahil edilmesini istemiştir. Davacı vekilinin bu istemi üzerine davalı mirasçılara muhtıra tebliği yerine ödeme emri tebliğ edilmesi, kesinleşen ilamsız icra takibine itiraz edilmesi konusunda mirasçılara herhangi bir hak bahşetmeyeceğinden, icra müdürlüğünce takibin durdurulmasına karar verilmesi yerinde değildir. Dava dilekçesinde açıkça 23/06/2020 tarihli icra memur işleminin iptali istenilmiş olup, talebin bu konuda açıklatılmasına gerek yoktur. Davacı vekili tarafından yargılama aşamasında sunulan 02/08/2020 tarihli dilekçede davalı mirasçılara ödeme emri tebliğ işleminin iptalinin istenilmesi önem arz etmez....
Borçluya gönderilen tebliğ zarfında ödeme emrinin bulunmadığı, mahkemenin de kabulünde olduğuna göre, mahkemece ödeme emri tebliğ işleminin iptali ile yetinilmesi gerekirken, ödeme emrinin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsiz olup, mahkeme kararının bu nedenle bozulması gerekirken, Dairemizce onandığı anlaşılmakla alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ: Alacaklının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 09.12.2014 tarih ve 2014/22894 E.-2014/29798 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
emrinin bulunduğu zarfta sadece “yenileme ve ödeme emri” şerhinin bulunduğunu, takip dayanağı belge suretinin ödeme emri ekinde gönderildiğine ilişkin bir açıklama tebligat parçası üzerinde yer almadığını, takip dayanağı belgeler müvekkile tebliğ edilmediğini ve ödeme emrinin iptali gerektiğini, yerel mahkeme müvekkile yapılan tebliğin usulüne uygun olduğu haksız sonucuna vardığını, icra dosyasından müvekkil T1 09.01.2018 tarihinde tebligat yapıldığının gözüktüğünü, yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, müvekkil T1 açısından usulsüz tebligatın iptali ve takip dayanağı belgelerin müvekkile tebliğ edilmemesi sebepleri ile ödeme emrinin iptali ile süresinde itiraz edildiğinden, çek ve senetler zamanaşımına uğradığını ve bu sebeple takibin iptal edilmesi gerektiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını, yargılama giderleri ve vekâlet ücretinin davalıya yükletilmesini talep etmiştir....
GEREKÇE : Dava; davacı şirket araçları üzerine konulmuş olan hacizlerin kaldırılması talebini reddeden Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir. 6183 sayılı Kanunun “Ödeme emri” başlıklı 55. maddesinin ilk fıkrasında; kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere, yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları gereğinin bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; “Ödeme emrine itiraz” başlığını taşıyan 58. maddesinin birinci fıkrasında; kendisine ödeme emri tebliğ olunan kişinin, böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı hakkında tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde (7061 sayılı Kanun ile değişik, 01.1.2018 tarihinden geçerli olmak üzere 15 gün içinde) itirazda bulunabileceği belirtilmiştir. Diğer taraftan 6183 sayılı Kanunun 54. maddesi hükmü uyarınca da süresinde ödenmeyen amme alacağı tahsil dairesince cebren tahsil olunur....