İcra Müdürlüğü'nün 2021/1058 Esas sayılı dosyasında davalı borçlu aleyhine takip başlatıldığını, ödeme emrinin borçlunun mernis adresine, Tebligat Kanunu'nun 21/2. maddesi uyarınca 12.02.2021 tarihinde tebliğ edildiğini ancak icra müdürlüğünce talep olmaksızın ödeme emrinin üçüncü kez tebliğe çıkartıldığını, icra müdürlüğünce resen tebligat çıkartılamayacağını bu sebeple sonradan hukuka aykırı olarak çıkartılan ödeme emrinin yok hükmünde olduğu kabul edilerek üçüncü ödeme emri tebliğ tarihi esas alınarak borçlu tarafından yapılan 23.02.2021 tarihli itirazın süresinde olmadığının kabul edilmesi gerektiğini ileri sürerek resen gönderilen ödeme emri tebligatının iptali ile ödeme emrine süresinde itiraz edilmemesi sebebiyle takibin kesinleştirilmesi talebinin reddine dair 03.04.2021 tarihli müdürlük işleminin iptalini talep etmiştir. II....
İcra takiplerinde takip çıkışı üzerinden 492 sayılı Harçlar Kanunu'na ekli (...) sayılı tarifenin B/I- .... fıkrasına ve takip safhalarına göre tahsil harcı alınır. Ancak bu tahsil harcının doğabilmesi için takibin o safhasının yerine getirilmesi gerekir (Ödeme veya icra emrinin tebliği, haciz işleminin yapılması veya satış işleminin kesinleşmesi gibi). Ödeme emri veya icra emrinin tebliğe çıkarılması, fakat tebliğ edilmesinden önce ödeme yapılması veya icra takibinden vazgeçilmesi halinde tahsil harcı almak mümkün değildir (HİGM ....02.1989 T. 8385 sayılı genelgesi). 492 sayılı Harçlar Kanunu'na göre; tahsil harcı alacağının doğması için ödeme veya icra emrinin tebliği gereklidir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER: Alacaklı tarafından borçlu hakkında genel haciz yolu ile ilamsız icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emrinin usulüne aykırı bir şekilde tebliğ edildiğini, takibin dayanağı olan belgenin ödeme emri ekinde gönderilmediğini ileri sürerek ödeme emrinin iptalini talep ettiği, ilk derece mahkemesince usulsüz tebligat yönünden şikayetin kabulüne, ödeme emri iptali talebi yönünden şikayetin reddine karar verildiği görülmüştür....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; İİK'nun 61/1. maddesi gereğince "takip belgeye dayanıyorsa belgenin tasdikli bir örneği ödeme emrine bağlanır" düzenlemesi karşısında ödeme emri ile birlikte takibe dayanak belgenin icra müdürlüğünce onaylı suretinin tebliği gerekip icra müdürlüğünün yazısına göre de davacıya gönderilen ödeme emri ile birlikte dayanak belgenin onaylı suretinin gönderilmediği, bu hususun davalı vekilinin de kabulünde olduğu görülmekle mahkemece icra dosyasından gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline ilişkin karar yerinde olduğu, dosya kapsamı ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirilmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık olmadığı ve hükümde kamu düzenine aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
Ödeme emrinin usulsüz tebliğ edilmiş olması takibin iptali nedeni olamaz. Yukarıda da belirtildiği üzere bu durumda tebliğ tarihinin öğrenme tarihine göre düzeltilmesi ile yetinilmesi gerekir. O halde mahkemenin karar gerekçesinde de kabul edildiği üzere, borçluya çıkarılan ödeme emri tebligatı usulsüz olduğundan, Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca borçlunun tebligatı öğrendiği tarihin tebliğ tarihi olarak esas alınması suretiyle, takibin kesinleştiği tarihin tespit edilmesi, düzeltilen tebliğ tarihine göre takibin kesinleşmesinden önce haciz konulmuş ise anılan haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....
İcra Müdürlüğünün 2020/3303 Esas sayılı icra dosyasındaki ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunun tespitine, öğrenme günü olarak bildirilen 06/01/2021 tarihinin ödeme emri tebliği olarak düzeltilmesine, takip dayanağı belgenin ödeme emri ile birlikte gönderilmediği yönündeki şikayetin kabulüne, Karşıyaka 2. İcra Müdürlüğünün 2020/3303 Esas sayılı icra dosyasındaki ödeme emrinin iptaline, tebligatın usulsüz olmasına karşılık takibin kesinleştirilmesi üzerine yapılan icrai işlemlerin iptaline, hacizlerin kaldırılmasına karar verilmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yoluyla ilamsız icra takibine başlanarak borçluya örnek 7 numaralı ödeme emri tebliğ edildiği, borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, ödeme emri ve 103 davetiyesi tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek tebliğ tarihinin 12.08.2015 tarihi olarak düzeltilmesini talep ettiği, mahkemece, istemin süre aşımından reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
Bu nedenle vekil varken asile gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin iptaline karar verilmesi gerekirken ödeme emrinin iptali isabetsiz ise de anılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığından hükmün düzeltilerek onanması gerekmiştir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Balıkesir 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 19/03/2015 tarih ve 2015/87 E.-2015/72 K. sayılı kararının hüküm fıkrasında geçen "ödeme emrinin iptaline" sözcüğünün silinerek karar metninden tamamen çıkarılmasına, yerine "ödeme emri tebliğ işleminin iptaline" sözcüklerinin yazılmasına, kararın düzeltilmiş bu şekliyle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), mahkeme kararı düzeltilerek onandığından harç alınmasına yer olmadığına, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesinin 26/01/2016 tarih, 2015/791 esas ve 2016/122 karar sayılı ilamı ile “şikayetin kısmen kabulune”, “meskeniyet şikayeti ve takibin iptali talebinin reddine” karar verildiğini, bu kararın temyiz edildiğini, bozma sonrası Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda verilen İstanbul 13. İcra Hukuk Mahkemesi, 2018/469 Esas, 2019/804 Karar sayılı ve 17/09/2019 tarihli kararı ile; İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2014/1151 sayılı dosyasından çıkarılan “icra emrinin tamamının iptali ile yerine ödeme emri çıkarılması gerektiğine” karar verdiği halde, icra dosyasından ilama aykırı olarak müvekkiline tekrar icra emri gönderildiğini, kesinleşmiş yargı kararlarına rağmen İstanbul 10. İcra Müdürlüğünün 2014/1151 sayılı dosyasından müvekkiline “ödeme emri” yerine 18/12/2019 tarihli “icra emri” gönderilmesi kanuna ve ilama aykırılık teşkil ettiğini beyanla, icra emrinin iptaline karar verilmesini istemiştir....
ne icra emrinin 27.11.2012 tarihinde tebliğ edildiği ve şikayetçi borçlu vekiline icra emrinin tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır. Takip dayanağı ilamda borçlunun vekili ile temsil edilmesi nedeniyle icra takibinde tebliğ işleminin adı geçen vekiline yapılması gerekmektedir. Bu nedenle icra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olup, iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Şikayetçi borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine,01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....