Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda; dava konusu ödeme emirlerinin 05.07.2004 öncekine ait dönem bakımandan 5 yıl, sonraki dönem borçları bakımandan 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu, dava tarihi itibariyle 5 ve 10 yıllık zamanaşmı sürelerinin gerçekleştiği, bu nedenle davacının uyuşmazlık konusu döneme ilişkin prim, isp ve damga vergisi borçlarından sorumlu olmadığı ve yapılan hacizlerin kaldırılması gerektiğinden mahkemenin kabule dair maddi vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 353/1- b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Ayrıca davacı vekilinin bildirdiği 14 adet taşınmaza ilişkin getirtilen tapu kayıtlarının incelenmesinde, her bir taşınmaz üzerinde birden fazla kamu haciz şerhine rastlanmakla, davacı vekiline her bir taşınmaz üzerindeki Kurum'un hangi tarih ve sayılı işlemi ile konan haczin kaldırılmasını istediği açıkça sorularak, ilgili Kurum işleminin dayanak belgeleri Kurum'dan getirtilerek yukarıdaki yasa maddeleri doğrultusunda yapılacak araştırma sonucu karar verilmelidir. Bir başka deyişle; kaldırılması istenen hacizlerin ödeme emirlerine dayalı olduğunun anlaşılması halinde ilgili ödeme emirlerinden sadece davacı adına düzenlenmiş olanları ve sadece bu davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinin davacıya tebliğ edildiğine ilişkin tebliğ evrakı Kurum'dan istenerek, takip kesinleştirilmeden haciz yapılmışsa sonrasında ödeme emri düzenlenmiş olsa dahi bu hacizlerin kaldırılmasına karar vermek, takip kesinleşmiş ise davacı sorumluluğu irdelenerek sonucuna göre karar vermekten ibarettir....

B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI Yapılan bilirkişi incelemesi sonucu 669 Ada 107 Parselde 4.kat 8 nolu bağımsız bölüm nolu taşınmazın borcu karşılamaya yeterli olduğu anlaşılmakla kararın yerinde olduğu, istinaf taleplerinin yerinde olmadığı gerekçeleriyle; “Davacının ve davalının istinaf istemlerinin reddine” karar verilmiştir. IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ: Davacı vekili, gönderilen ödeme emirlerinin iptali davasında kabul kararı verilerek iptal edildiği, şirketin diğer ortağının borcu yapılandırarak ödemeleri düzenli yapmakta olduğu, bu nedenlerle borcun konusuz kaldığı, tüm hacizlerin kaldırılması gerektiği gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiş, Davalı Kurum vekili, eksik inceleme ve araştırmayla karar verildiği, bilirkişi raporunun yetersiz oladuğu, piyasa değerleriyle menkul ve gayrimenkullere biçilen fiyatların farklı olduğu, borcu karşılamadığı gerekçeleriyle kararın bozulmasını talep etmiştir....

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Mahkemelerince verilen ara kararıyla, davacı adına ödeme emri düzenlenip düzenlenmediği ve ödeme emirlerinin ne şekilde kesinleştiğinin sorulması üzerine davalı idarece, hacze konu bir kısım alacaklar için davacı adına ödeme emri düzenlenmediği, bir kısım vergi borçları için düzenlenen ödeme emirlerinin ise takipten kaldırıldığı bildirildiğinden uygulanan hacizlerde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu hacizler kaldırılmıştır. Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: İstinaf başvurusunun, usul ve hukuka uygun olduğu sonucuna varılan Vergi Mahkemesi kararının kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği gerekçesiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca reddine karar verilmiştir. TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir. KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Savunma verilmemiştir....

      Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararına yöneltilen istinaf başvurusuna ilişkin … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ: Dava konusu istem: Davacının adına kayıtlı aracına ve banka hesaplarına, 1997 ila 1999 yıllarına ait borçların tahsili amacıyla uygulanan hacizlerin kaldırılması istemine ilişkindir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Mahkemelerince verilen ara kararı ile haczin dayanağı davacı adına düzenlenen ödeme emirleri ve bu ödeme emirlerinin tebliğine ilişkin belgelerin istenilmesine üzerine davalı idare tarafından, ödeme emirleri sunulmuş ise de ödeme emirlerinin tebliğine dair alındılar ile haciz varakaları sunulmadığından, takibi usulüne uygun biçimde kesinleşerek haciz aşamasına gelinmiş bir kamu alacağından söz edilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu hacizler kaldırılmıştır....

        B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI “Dosyadaki yazılara, hükmün dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere, bu delillerin takdirinde isabetsizlik görülmemesine ve özellikle davacı tarafın istinaf başvuru dilekçesinde de açıkça belirtiği üzere davalı kurumca yapılan takibe ilişkin ödeme emirlerine konu borçların esası ve varlığı hakkında bir itirazları bulunmayıp yapılan haciz işlemlerine yönelik dava açtıklarının ve buna göre hak düşürücü süreden söz edilemeyeceğinin, mahkemece hacizlerin kaldırılmasına karar verilen takiplere ilişkin ödeme emirlerinin haciz işleminden sonra davacıya tebliğ edildiği bu itibarla bu takipler yönünden konulan hacizlerin usul ve yasaya uygun olmadığı gerekçesiyle usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşılan hükme yönelik davacı ve davalı kurum vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK 'nın 353/1-b-1. maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş, açıklanan sebeplerle aşağıdaki...

          olunan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          DAVA Şikayetçi borçlu vekili dava dilekçesinde; müvekkili hakkında başlatılan takipte ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmemesi nedeniyle 02.09.2020 tarihinde takipten haberdar olduklarını, aynı gün borca ve ferilerine itiraz ettiklerini, Eskişehir 3.İcra Hukuk Mahkemesine ödeme emri tebligatının iptali için dava açtıklarını, Eskişehir 3.İcra Hukuk Mahkemesinin 2021/361 E.-2021/240 K.sayılı ilamı ile 02.09.2020 tarihinin tebliğ tarihi olarak tespitine karar verildiğini, usulsüz kesinleşen takipten dolayı müvekkilinin malvarlığına hacizler konulduğunu, haciz isteme hakkı doğmadan, takip kesinleşmeden konulan hacizlerin kaldırılması gerektiğini, usulsüz hacizlerin kaldırılması için yaptıkları talebin 22.11.2021 tarihli icra müdürlüğü kararı ile reddedildiğini belirterek söz konusu müdürlük kararının iptali ile usulsüz olarak konulan hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. II....

            nin vergi borçlarının tahsili amacıyla davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emirlerinin 15/05/2013 tarihinde davacının ''….Mah., …Sok., No:… …/ …'' ikametgah adresinde yeğeni-kuzeni … adlı kişiye tebliğ edildiği, söz konusu ödeme emirlerine karşı dava açılmaması ve herhangi bir ödemenin yapılmaması üzerine davacının adına kayıtlı gayrimenkullerine haciz konulduğu, söz konusu hacizlerin kaldırılması istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır....

              a) Dava konusu haciz bildirisi 03.09.2010 tarihli olup, davacının 2010 yılı ekim aylığından kesinti yapılmaya başlandığı, haciz bildirisinin .... sayılı takip kartındaki tüm ödeme emirlerine konu borçları kapsadığı bildirilmekle birlikte, bu karttaki ödeme emirlerinin hangileri olduğu, borç dönem ve nevileri ile asıl alacak ve gecikme zammı tutarlarının ne olduğu belirsizdir. Kaldı ki, dosya içindeki S 31 kartına ait olan ve davacı hakkında düzenlenen bir kısım ödeme emirlerinin de tebliğ edilemediği anlaşılmaktadır. Öte yandan, borçlu şirket tarafından 27.05.2011 tarihinde prim borç ve ferilerinin 6111 sayılı Yasa uyarınca yapılandırılması için Kuruma başvurulduğu, başvurunun Kurum tarafından kabul edildiği görülmüştür....

                UYAP Entegrasyonu