TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; "Müvekkilinin davalı şirkette 28.12.2003- 19.12.2014 tarihleri arası elektrik teknikeri olarak çalıştığını, çalışmasının bir kısmını yurt dışında, Kazakistan ve Irak'ta yaptığını, yurt içi ücretinin aylık net 3.200,00 TL ve yurt dışı çalışması için ise yurt içi aylık ücreti olan net 3.200,00 TL + 462,62 USD olduğunu, çalışmasının bir kısmını yurt dışında yapan müvekkilinin Kazakistan'ın Integra - Atyrau Residence Şantiyesinde 2011/Şubat-Aralık ayları arası, Irak, Erbil/Asıa Cell Şantiyesinde 2013/Nisan-Kasım ayları arası, Süleymaniye/Fmc Şantiyesinde 2013/Aralık ayı ile 2014/Ocak, Şubat, Mart, Nisan, Mayıs, Ekim ve Kasım aylarında çalıştığını, davacının yurt dışı çalışmalarının puantaj, pasaport kayıtları, şirket tarafından alınmış uçak biletleri, lrak ve Kazakistan'da çalışabilmesi için alınmış vize ve oturum kartlarıyla sabit olduğunu, davacının yurt içi ve yurt dışı çalışmalarından kaynaklanan...
GEREKÇE 1.Sanığın 24.09.1992-03.12.2013 tarihleri arasında işlemiş olduğu yurt dışına firar suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik yapılan incelemede; Uyum ve kararlılık gösteren (Kapatılan) Askerî Yargıtay kararlarında, yabancı ülkeye firar suçunun maddî unsuru, izinsiz vatan hudutlarından dışarı çıkmak ve orada en az üç günlük süreyi geçirmiş olmak şeklinde benimsenmiştir. Maddî unsur açısından hiç izin almadan kıtasından yurt dışına kaçmakla, yurt içinde kullanmak amacıyla izin alıp bu iznini yurt dışında geçirmek arasında fark bulunmamaktadır. Yurt dışına çıkış müsaadesi olmadan, ister yurt içi izin almak, isterse kıtasından izinsiz ayrılmak suretiyle yasal (pasaportla) veya yasa dışı yollardan yurt dışına çıkan ve yasanın öngördüğü süreden fazla yurt dışında kalan askerî şahıs, sınıfı ve rütbesi ne olursa olsun, yabancı ülkeye firar suçunu işlemiş olacaktır....
, beyan vermemesi halinde işe girerken kendisinden alınan teminat senedinin icra takibine koyulacağı baskısı ile iş akdini haklı nedenlerle feshettiğini, davacının kazasına ilişkin şirket yetkililerince yalan beyan verildiğini, davacının yurt dışı seferlerinin pasaport kaydı ile sabit olduğunu, yurt dışı çalışmasında asgari ücret + prim usulü çalıştığını, ayda 2,5 sefer yaptığını, sefer başına 575,00_EURO aldığını, son 1 yıla ait sefer sayısının 03.06.2015–03.06.2014 tarihlerine göre hesaplanması gerektiğini, bu tarihler arasında en az 27 defa yurt dışına giriş çıkış yaptığını, davacının 2015 Haziran'da kaza geçirdiğini, raporlu olduğu için sefere çıkamadığını, kıdem tazminatının ödemesi gerekliğini, UBGT'lerde çalıştığını ancak ücretlerinin ödenmediğini, davacının yıllık izinlerinin kullandırılmadığını, ücretinin ödenmediğini, davacının yurt içi çalışmalarına ilişkin fazla mesai ücretlerinin ödenmediğini beyanla kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, genel tatil ücreti ve yıllık izin ücreti...
Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 12/10/2020 tarih ve E:2015/4576, K:2020/3666 sayılı kararıyla; Usul Yönünden: Davalı Dışişleri Bakanlığı tarafından, hasım mevkiine alınmalarının usul ve Kanun'a aykırı olduğu ileri sürülmüş olmakla birlikte, davaya konu Yönetmeliğin "Yürütme" başlıklı 23. maddesinde; "(1) Bu Yönetmelik hükümleri Dışişleri, İçişleri ve Maliye Bakanlarınca yürütülür." düzenlemesi yer aldığından anılan iddianın yerinde görülmediği, Esas Yönünden: Dava Konusu Yönetmelik Hükmünün İncelenmesi: Devletin belirli kademelerinde görev yapan, bu görevlerden istifa veya emeklilik nedeniyle ayrılan kamu görevlilerine, yurt dışına çıkışlarında saygınlık kazandırmak, vize ve benzeri kolaylıklardan yararlandırmak amacıyla hususi damgalı pasaport düzenlenmesini öngören 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun 14/A ve Ek 4. maddelerinin, birinci, ikinci ve üçüncü derece kadrolarda bulunmayı veya Emekli Sandığı iştirakçiliği yoluyla anılan kadro dereceleriyle ilgilendirilmeyi şart...
Yurt dışında hizmet alanında faaliyet yürütmek için bulunduğu ülke mevzuatına göre işyeri açan ve işveren olan Türk vatandaşlarının, bu işyerinde çalışmak üzere Türkiye’den çalışmak üzere Türk vatandaşı gerçek kişileri işçi sıfatı ile götürdükleri ve bunun genelde Türkiye İş Kurumu vasıtası ile yapıldığı bilinmektedir. Ancak çoğu zaman Türk vatandaşı işçiler Türkiye bağlantılı şirketler vasıtası ile kurum kayıtları yerine getirilmeden turist vizesi ile çalıştırmak üzere götürülmekte ve yurt dışındaki ülke mevzuatı ile kurulan şirket işçisi olarak çalıştırılmaktadır. Yurt dışına gönderilmesinde gönderen kişi ya da şirketin yurt dışındaki yabancı şirket ile organik bağı delillendirildiğinde, organik bağ içinde olan Türkiye’deki kişi veya kişiler, işçinin işvereni kabul edilerek sorumlu tutulmaktadır....
Duruşma günü yapılan tebligata rağmen taraflar adına kimse gelmediğinden incelemenin evrak üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra duruşmaya son verilerek Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor sunuldu, dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I A) Davacı İsteminin Özeti: Davacı, yurt içi ve yurt dışı tır şoförü olarak , sabit asgari ücret ve yurt dışı seferlerinde sefer primi usulü ile çalıştığını ve tüm bayram ve genel tatillerde çalıştığını, 2010 yılından sonra sefer primlerinin ve asgari ücretinin, fazla mesai ve genel tatil ücretlerinin ödenmemesi nedeniyle iş sözleşmesini haklı nedenle feshettiğini ileri sürerek, kıdem tazminatı ile hafta tatili, fazla çalışma, sefer primi, genel tatil ücreti, yıllık izin ücreti ve ücret alacaklarını istemiştir....
Bunlardan emeklilik veya çekilme sebepleri ile vazifelerinden ayrılmış olanlara da bu nevi pasaport verilir ...'' hükmüne yer verilmiştir. Anılan Kanun'un, Ek 4. maddesinde ise, "Devlet memuru olarak birinci, ikinci ve üçüncü derece kadrolarda bulunup da Hususi Damgalı Pasaport almaya hakkı olan Devlet memurları ile subay ve astsubayların taşıdıkları unvan ve/veya rütbeleri taşımakla beraber birinci, ikinci ve üçüncü derece kadroları almadan emekli olan veya ayrılanlardan Devlet memuriyetindeki hizmet süreleri, taşıdığı unvan ve/veya rütbeleri itibariyle bugün Hususi Damgalı Pasaport almaya hak kazananlar emsal alınmak suretiyle bunlara da Hususi Pasaport verilir." hükmü yer almaktadır. 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun Ek 2. maddesine dayanılarak hazırlanan Pasaport Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin dava konusu 7. maddesinin 2. fıkrasında, "Hususi pasaport alacaklarda en az lise veya dengi okul mezunu olma şartı aranır." kuralı getirilmiştir....
İSTİNAF YOLUNA BAŞVURAN ve İSTİNAF SEBEPLERİ: Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının devamsızlık nedeniyle iş akdinin müvekkili şirket tarafından haklı nedenle feshedildiğini, iş akdi haklı nedenle feshedildiğinden davacının kıdem tazminatına hak kazanmadığını, davacının yurt dışındaki ile yurt içindeki ücreti farklı olduğunu ancak bu ayrım gözetilmeden davacının brüt ücretinin belirlendiğini, davacının fazla mesai ücreti alacağının yurt dışında ve yurt içindeki çalışmaları yönünden davacı tanıklarının davacı ile birlikte çalıştıklarını beyan ettikleri dönemler yönünden hesaplanması gerektiğini, davacı tanığı Ömer Faruk Kayadelen'in müvekkili şirkete karşı davası bulunup dosyanın Yargıtay'da bulunduğunu, bu tanık beyanına itibar edilmemesi gerektiğini, davacının pasaport kayıtlarıyla sabit olduğu üzere genel tatil dönemlerinde yurda giriş çıkış yaparak yıllık izinlerini kullandığını, bir işçinin uzun süre ve 2 hafta tatilinde çalışma yapmasının hayatın olağan akışına uygun...
Asliye Ceza Mahkemesinin 29.03.2011 tarihli ve 2009/353 esas, 2011/230 sayılı kararı ile ilgili olarak; Dosya kapsamına göre, göçmen kaçakçılığı suçunda korunan hukuki yarar uluslar arası toplum düzeni olup menfaat karşılığı ülkeye sokulan, ülkede kalmasına veya yurt dışına çıkmasına imkan sağlanan kişilerin suçun yasal mağduru durumunda bulunmayıp suçun konusunu oluşturdukları gözetilmeden, sanık hakkında birden fazla yabancının yurt dışına çıkışına imkan sağladığı gerekçesiyle 5237 sayılı Kanun'un 43/2. maddesi delaletiyle 43/1. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayininde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 30.10.2014 tarih ve 2014/18786/64180 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 10.11.2014 tarih ve 2014/364598 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla; Dosya incelenerek gereği düşünüldü: İnceleme...
Bunlardan emeklilik veya çekilme sebepleri ile vazifelerinden ayrılmış olanlara da bu nevi pasaport verilir ...'' hükmüne yer verilmiştir. Anılan Kanun'un, Ek 4. maddesinde ise, "Devlet memuru olarak birinci, ikinci ve üçüncü derece kadrolarda bulunup da Hususi Damgalı Pasaport almaya hakkı olan Devlet memurları ile subay ve astsubayların taşıdıkları unvan ve/veya rütbeleri taşımakla beraber birinci, ikinci ve üçüncü derece kadroları almadan emekli olan veya ayrılanlardan Devlet memuriyetindeki hizmet süreleri, taşıdığı unvan ve/veya rütbeleri itibariyle bugün Hususi Damgalı Pasaport almaya hak kazananlar emsal alınmak suretiyle bunlara da Hususi Pasaport verilir." hükmü yer almaktadır. 5682 sayılı Pasaport Kanunu'nun Ek 2. maddesine dayanılarak hazırlanan Pasaport Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin dava konusu 7. maddesinin 2. fıkrasında, "Hususi pasaport alacaklarda en az lise veya dengi okul mezunu olma şartı aranır." kuralı getirilmiştir....