Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

TMK. 182/2.maddesine göre; "Velayetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuk ile kişisel ilişkisinin düzenlenmesinde, çocuğun özellikle sağlık, eğitim ve ahlak bakımından yararları esas tutulur. Bu eş, çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorundadır". Aynı Yasanın 328/1.maddesine göre de; "Ana ve babanın bakım borcu, çocuğun ergin olmasına kadar devam eder. Nafaka miktarı, çocuğun ihtiyaçları ile anne ve babanın hayat koşulları ve ödeme güçleri dikkate alınarak belirlenir. Nafaka miktarının belirlenmesinde çocuğun gelirleri de gözönünde bulundurulur" (TMK. 330/1). Somut olayda; dosyadaki bilgi ve belgelerden; davacının uzman doktor olduğu, üzerine kayıtlı bir araç ve taşınmazları bulunduğu, kirada oturduğu; davalının ise doktor olduğu, üzerine kayıtlı bir araç ve taşınmazları bulunduğu, kira ödemediği anlaşılmaktadır....

    Davalı, davacının birlikte hareket ettiği altı kişi ile aynı tarihte işyerinden ayrıldıklarını, daha sonra bu kişilerin birlikte şirket kurduklarını ve bundan hiç bahsetmediklerini kötü niyetli olduklarını, fazla mesai yaptırılmasının söz konusu olmadığını, yurt dışına daha çok eğitim amaçlı gönderildiğini aylık ücretinin bordro ve banka kayıtlarında görüleceği üzere 845,00 TL olduğunu, dini, milli bayramlarda çalışmadığını, tüm ücretlerinin ve harcırahlarının da ödendiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

      Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir Davacının yıllık izin ücreti alacağı bulunup bulunmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır. 4857 sayılı İş Kanununun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. Dosya içeriğine göre, davalı imzalı yıllık izin defteri sunarken, davacı vekilinin bu belgeye karşı yurt dışına giriş çıkış kayıtlarını ibraz ettiği anlaşılmıştır. Bilirkişi ek raporu ile yıllık izin defterinde gerçeği yansıtmayan kayıtlar dışlanarak kullandırıldığı kanıtlanamayan izin ücreti alacağı hesaplanmıştır....

        Maddesine göre ise “4 üncü maddenin birinci fıkrasının (a) bendinde sayılan sigortalıların işverenleri tarafından geçici görevle yurt dışına gönderilmeleri, (c) bendinde sayılan sigortalıların mevzuatlarında belirtilen usûle uygun olarak yurt dışına gönderilmeleri veya (b) bendinde sayılanların sigortalılığa esas çalışması nedeniyle yurt dışında bulunmaları halinde, bu görevleri yaptıkları sürece, sigortalıların ve işverenlerin sosyal sigortaya ilişkin hak ve yükümlülükleri devam eder”. Bu hükmün 5/g ile ilgisi bulunmamaktadır. Tamamen 4. Madde kapsamında zaten işyeri Türkiye içinde olan ve sigortalılığı devam edenleri ifade etmektedir. Burada zaten yabancılık unsuru içeren sözleşmeden de sözedilemez. Oysa yurt dışındaki işyerinde çalışmak üzere sözleşme imzalandığında, bir yabancılık unsuru vardır ve MÖHUK kuralları geçerlidir. Temel ve vazgeçilmez hak olan sosyal güvenlik hakkı, kamu düzenindendir. MÖHUK.’un 5....

          ın yurt dışına çıkış ve yurda giriş bilgilerini öğrenmek amacıyla 26.03.2009 tarihinde beş kez, Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı Bilişim Suçları ve Sistemleri Şube Müdürlüğü Teknik Takip ve İzleme Büro Amirliğinde polis memuru olarak görev yapmakta olan sanık ...'ın, katılan ...'ın yurt dışına çıkış ve yurda giriş bilgilerini öğrenmek amacıyla 14.05.2009 tarihinde beş kez, Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Dairesi Başkanlığı Asayiş Şube Müdürlüğü Aranan Şahıslar Büro Amirliğinde görevli sanık sivil memur ...'ın, katılan ...'...

            Somut olayda mahkemece davalının durumunun 5535 sayılı Yasanın 1. maddesi ile 1416 sayılı Yasaya eklenen geçici 1. maddeye uyduğu kabul edilmiş; dava konusu alacak buna göre hesaplanıp değerlendirilmiş bulunmaktadır. 278 sayılı Yasanın 1. maddesinin (j) bendi uyarınca davalıyı doktora öğrenimi yapmak üzere yurt dışına gönderen TÜBİTAK'ın bu madde uyarınca tüzel kişiliğe, idari ve mali özerkliğe sahip olan ve 1416 sayılı Yasanın 1. maddesinde belirtilen bir Devlet kurumu olduğunda kuşku yoktur. Ancak; somut olayda 1416 sayılı Yasanın uygulanabilmesi için bu Yasanın salt 1. maddesince davalıyı yurt dışına doktora öğrenimine gönderenin Devlet kurumu olması yetmez. Yasanın 2. maddesi ve bunu izleyen maddeleri uyarınca bu kurum tarafından yabancı ülkeye gönderilecek öğrencinin Milli Eğitim Bakanlığınca sınav ile seçilmiş bulunması da gerekir....

              D A N I Ş T A Y ONUNCU DAİRE Esas No : 2021/1380 Karar No : 2021/4206 TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı VEKİLİ : … KARŞI TARAF (DAVACI) : … Koruma Özel Güvenlik ve Eğitim Hizmetleri Ltd. Şti. VEKİLİ : Av. … İSTEMİN_KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir. DAVANIN_KONUSU : Hatay ili, İskenderun ilçesi, … Mahallesi, … Sokak, No: … adresinde faaliyette bulunmak üzere Özel Güvenlik Eğitim Kurumu Faaliyet İzin Belgesi ile yetkilendirilen davacı şirket tarafından, amacı dışında faaliyet gösterdiğinin tespit edildiğinden bahisle faaliyet izin belgesinin iptaline ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptali istenilmektedir. YARGILAMA SÜRECİ : İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararıyla, dava konusu işlem iptal edilmiştir....

                Diğer yandan, nafaka alacaklısı çocuk özel okulda okumakta olup, nafaka miktarının tayini için çocuğun eğitim giderlerinin tam olarak tespiti gerekmektedir. Duruşmada dinlenen davacı tanığı; ...'in 8. sınıfa gittiğini, kızı ile aynı okulda okuduğunu, kendisinin kızı için 2.200,00 TL okul ücreti, 1.000,00 TL dershane ücreti ödediğini, bunlara yemek ve servis masraflarını da eklediğinde kızının aylık ortalama eğitim masrafının 4.000,00 TL olduğunu beyan etmiştir. Mahkemece, iştirak nafakası alacaklısı çocuğun eğitim ve diğer masraflarına yönelik her hangi bir araştırma da yapılmamıştır....

                  Davalı vekilinin beyanları ve SGK kayıtlarından davacının 07.07.2006- 14.01.2019 tarihleri 12 yıl 6 ay 7 gün süre ile davalı nezdinde çalıştığı anlaşılmıştır. Davacının ücretinin bordrolardaki gibi olduğu anlaşılmıştır. Davacı, fazla mesai ücreti ücreti alacağı talebinde bulunmuştur. Fazla mesai yapıldığını işçinin, ücretlerinin ödendiğini ise işverenin ispatlaması gerekli olup, yazılı belge bulunmayan hallerde tanık dahil her türlü delil ile fazla mesai yapıldığı ispatlanabilecektir. Davacının çalışma gün ve saatlerini gösterir belgeler davalı tarafça ibraz edilmemiştir. Davacı yurt dışı ve şehir dışında olduğu dönemlerde sürekli olarak çalıştığını iddia ederek otel konaklama ve yurt dışına çıkışlarını gösterir emniyet kayıtlarına dayalı olarak fazla mesai ücreti hesaplanmasını talep etmiştir. Davacı tanık dinletmediği için davacının şehir dışı ve yurt dışı çalışma süresinin ve mesai süresinin nasıl gerçekleştiğine dair dosyada bilgi yer almamaktadır....

                  Suça sürüklenen çocuğun alkollü bir şekilde yolda yürüdüğü, alkolün etkisiyle kuru sıkı tabancayla üç el havaya ateş ettiği, o sırada orada bulunan katılanında aralarında olduğu polis memurlarınca olaya müdahale edildiği, suça sürüklenen çocuğu hakkında işlem yapmak amacıyla polis merkezine götürmek için araca bindirmek istedikleri, suça sürüklenen çocuğun araca binmek istemediği, bu nedenle polis aracının sol arka camına yumruk atarak camı kırdığı, suça sürüklenen çocuk polis merkezine getirildikten sonra lavaboya gitmek istediği ancak el svaplarının alınacak olması sebebiyle kendisine izin verilmediği, buna sinirlenerek lavabo kapısına yumruk atarak kapıyı kırdığı, böylece kamu malına zarar verme suçunu işlediğinin iddia edildiği, suça sürüklenen çocuğun savunmasında üzerine atılı suçlamayı kabul ettiğinin anlaşılması karşısında suça sürüklenen çocuk beyanı, zarar tespit tutanağı ve tüm dosya kapsamına göre atılı suçun suça sürüklenen çocuk tarafından işlendiğine mahkemenin kabulünde...

                    UYAP Entegrasyonu