WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Kül halinde resmi belgede sahtecilik suçunda vasıf değişikliği ile çocuğun soy bağını değiştirme HÜKÜM : Mahkumiyet Bozmaya uyularak yapılan yargılamada, toplanan deliller karar yerinde incelenip sanığa yüklenen suçun sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin edilmiş, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün istem gibi ONANMASINA, 29.11.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Ceza Dairesinin 14.06.2022 tarihli 2021/18384 Esas, 2022/5985 Karar sayılı kararı ile suça sürüklenen çocuğun eyleminin 6545 sayılı kanun değişikliği öncesi 5237 sayılı Kanun'un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrası kapsamında kaldığından bahisle bozulmasına karar verilmiş, Diyarbakır Çocuk Ağır Ceza Mahkemesinin kararı ile suça sürüklenen çocuk hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan 6545 sayılı Kanun değişikliği öncesi 5237 sayılı Kanun'un 103 üncü maddesinin birinci fıkrası, üçüncü fıkrası, dördüncü fıkrası, 31 inci maddesinin üçüncü fıkrası, 51 inci maddesinin birinci fıkrası, 1412 sayılı Kanun'un 326 ncı maddesinin son fıkrası uyarınca 2 yıl 6 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve ertelenmesine karar verilmiştir. 2. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca onama görüşünü içeren Tebliğname ile dava dosyası Daireye tevdi edilmiştir. II....

      Sınıf öğrencisi olduğu, Almanya'daki eğitim öğretim süresinin başlangıç ve bitiş tarihlerinin, sömestr tatilinin süresinin ilk derece mahkemesince araştırılmadığı, bu hususlar bilinmeksizin kurulan şahsi ilişkinin çocuğun eğitim hayatını olumsuz yönde etkileyebileceği, şahsi ilişki ana baba açısından bu duyguların tatminine yönelik bir araç ve aynı zamanda bir hak ise de bu hakkın kullanımındaki temel hareket noktasının çocuğun yararı olduğu, öğrenci olan ortak çocuğun hangi tarihlerde eğitim ve öğretiminin bittiği bilinmeden kurulan şahsi ilişkinin infazının çocuğun eğitim öğretim hayatını kesintiye uğratabileceği, bu durumun da çocuğun yararına ters düşeceği ayrıca dosya kapsamı ve düzenlenen sosyal inceleme raporundan çocukla baba arasında 7 yıl boyunca hiç bir temasın olmadığının anlaşıldığı, çocuğun Almanya'da farklı bir kültürde yetiştiği, çocuğun birden Türkiye'deki yaşama ayak uydurmasının kendisinden beklenemeyeceği bu hususun hem Almanya'da yapılan istinabe duruşmasında dinlenen...

      İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ : Mahkeme hükmüne karşı davacı tarafından istinaf yoluna başvurulmuş olup, istinaf dilekçesinde özetle; müşterek çocuğun davalı annesiyle birlikte yaşarken düzensiz bir aile hayatı bulunduğunu, sürekli olarak kavga olan, kendi aile bireyleri ile anlaşmazlık yaşayan, ev eşyalarına, hatta kızına zarar biriyle yaşamasının çocuğun geleceğini tehlikeye attığından bahisle kararın kaldırılmasını talep etmiştir. GEREKÇE : Davanın velayetin değiştirilmesi, olmadığı takdirde şahsi ilişkinin genişletilmesi talebine ilişkindir. Mahkemece, velayet değişikliği talebinin reddine, davacı baba ile çocuk arasındaki şahsi ilişki süresinin genişletilmesine karar verilmiş, hükme karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunarak kararın hatalı olduğu, müşterek çocuğun velayetinin davacı babaya verilmesi gerektiğinden bahisle kararın kaldırılmasını istemiştir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun cinsel istismarı HÜKÜM : Sarkıntılık suretiyle çocuğun cinsel istismarı suçundan mahkumiyet (Kadir hakkında), atılı suçtan beraat (......

          Hak ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28’inci maddesinde ise, kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayıp ölümle sona erdiği ve çocuğun hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde ettiği hüküm altına alınmış olup, gerçek kişilerin kişiliği ve bununla medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti ölümle sona erdiğinden, ölmüş kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun tarafta iradi değişikliği düzenleyen 124'üncü maddesinde belirtilen, bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu; ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği; yine, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, taraf değişikliği...

            Hak ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28’inci maddesinde ise, kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayıp ölümle sona erdiği ve çocuğun hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde ettiği hüküm altına alınmış olup, gerçek kişilerin kişiliği ve bununla medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti ölümle sona erdiğinden, ölmüş kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun tarafta iradi değişikliği düzenleyen 124. maddesinde belirtilen, bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu; ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği; yine, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, taraf değişikliği...

              Hak ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 28’inci maddesinde ise, kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayıp ölümle sona erdiği ve çocuğun hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde ettiği hüküm altına alınmış olup, gerçek kişilerin kişiliği ve bununla medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti ölümle sona erdiğinden, ölmüş kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun tarafta iradi değişikliği düzenleyen 124. maddesinde belirtilen, bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu; ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği; yine, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, taraf...

                HUKUKÎ SÜREÇ- OLAY VE OLGULAR Sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçunu işlediği iddiası ile 6545 sayılı Kanun değişikliği öncesi 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun (5237 sayılı Kanun) 103/1. maddesi gereğince açılan kamu davası üzerine Bakırköy 7. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 6545 sayılı Kanun değişikliği öncesi 5237 sayılı Kanun'un 103/6. maddesinin uygulanması ihtimaline binaen üst dereceli Ağır Ceza Mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, bu doğrultuda yapılan yargılaması sonucunda, Bakırköy 12. Ağır Ceza Mahkemesinin, 29.12.2015 tarihli ve 2013/221 Esas, 2015/478 Karar sayılı kararı ile mevcut delillerin değerlendirilmesi ile sanık hakkında çocuğun cinsel istismarı suçundan, 6545 sayılı Kanun değişikliği öncesi düzenlemeler lehe kabul edilerek 5237 sayılı Kanun'un 103/1, 62, 53. maddeleri uyarınca 3 yıl 4 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına ve hak yoksunluklarına karar verilmiştir. II....

                  Medeni Kanununun 28’inci maddesinde ise, kişiliğin, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlayıp ölümle sona erdiği ve çocuğun hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde ettiği hüküm altına alınmış olup, gerçek kişilerin kişiliği ve bununla medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti ölümle sona erdiğinden, ölmüş kişinin taraf ehliyeti bulunmamaktadır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun tarafta iradi değişikliği düzenleyen 124. maddesinde belirtilen, bir davada taraf değişikliğinin, ancak karşı tarafın açık rızası ile mümkün olduğu; ancak, maddi bir hatadan kaynaklanan veya dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edileceği; yine, dava dilekçesinde tarafın yanlış veya eksik gösterilmesi kabul edilebilir bir yanılgıya dayanıyorsa, taraf değişikliği talebinin, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilebileceğine ilişkin düzenlenme karşısında...

                    UYAP Entegrasyonu