Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/223 KARAR NO : 2021/550 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : FETHİYE AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 18/09/2020 NUMARASI : 2020/868 ESAS 2020/689 KARAR DAVA KONUSU : Çocuğun Annesinin Soyadını Kullanmaya İzin KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen kararına karşı, davalı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmakla, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353.madde uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARI İLE YARGILAMA SÜRECİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalının işlediği suçlar sebebiyle medyaya ve kamuya duyulmuş olması sebebiyle ilerideki yaşamında olumsuzluklarla karşılaşmaması adına müşterek çocuk Asil'in soy isminin müvekkilinin soy ismi olan "Koldemir" olarak değiştirilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

Bu suçta fail gerçekleştirdiği hukuka aykırı hareketlerle ilgilinin gerçek durumunun gerçeğe uygunluğunu ortadan kaldıracak biçimde yetkili mercilerin çocuğun soybağını resmi ve aslına uygun biçimde belirlemesini tehlikeye düşürmüş olmalıdır. Somut olayda yetkili mercilere karşı olmayan bir soy bağı ilişkisi varmış izlenimi uyandırılmamış, aksine sanık nüfus müdürüne çocuğun gerçek annesinin ... olduğu söylenmiş ve sanıkta ... ile telefon görüşmesi yaparak doğru bilgiye ulaşmıştır. Buradaki yetkili merci olan kamu görevlisi sanık gerçek durumu bildiği halde görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu belgeyi sahte olarak düzenlemiştir....

    Aile Mahkemesinin 2019/1634 Esas, 2019/1814 Karar sayılı kararı ile tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velayetinin davalı annesine verilmesine karar verildiğini, her ne kadar müşterek çocuğun velayeti davalı annesinde olsa da müşterek çocuğun babasına çok düşkün olduğunu ve annesine çok gitmek istemediği için bir ayın neredeyse 20 günü babası ile birlikte yaşadığını, annesine gitmesi gereken günlerde ağladığını ve gitmek istemediğini söylediğini, davacının yeniden evlendiğini ve bu evliliğinden bir çocuğunun daha olduğunu, müşterek çocuğun davacının eşini ve kardeşini çok sevdiğini, davacının evinde müşterek çocuğa ait bir odanın bulunduğunu, bu odanın içerisinde kişisel her türlü eşyalarının olduğunu, müşterek çocuğun annesinin yanında anneanne, dede ve dayısının olduğu bir evde yaşadığını, müşterek çocuk Suzan Mina Uysal'ın davalı annede olan velayetinin kaldırılarak velayetin davacı babaya verilmesine, olmadığı takdirde ortak velayete karar verilmesini talep ve dava etmiştir...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Evi terk eden çocuğu ailesini ve yetkili makamları durumdan haberdar etmeksizin yanında tutma suçundan korunan hukuki yarar, velinin aile hukukundan kaynaklanan velâyet, hakkı olup, velâyet hakkı sahibi olan çocuğun annesinin hükmü temyiz etmediği, çocuğa yaşı nedeniyle baro tarafından atanan zorunlu vekilinin 5271 sayılı CMK.nın 237 ve devamı maddelerine göre, çocuk adına kamu davasına katılmaya ve kurulan hükmü temyize hakkı bulunmadığından mağdur vekilinin temyiz isteminin 5230 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi gereğince REDDİNE, 07.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Beraat Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK.nın 234/3. maddesinde düzenlenen suçun mağduru kaçırılan ya da alıkonulan çocuğun kanuni temsilcisi olup, mağdurenin kanuni temsilcisi olan annesinin yokluğunda verilen kararın kendisine tebliğ edilmesine rağmen hükmü temyiz etmemesi karşısında, mağdureye baro tarafından tayin edilen vekilin 5271 sayılı CMK.nın 237 ve devamı maddelerine göre, hükmü temyiz etmeye hakkı bulunmayıp, verilen katılma kararı yok hükmünde olduğundan, mağdur vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Mahkûmiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: TCK.nın 234/2. maddesinde düzenlenen suçun mağduru kaçırılan ya da alıkonulan çocuğun kanuni temsilcisi olduğundan, mağdurenin kanuni temsilcisi olan annesinin yokluğunda verilen kararın kendisine tebliğ edilmesine rağmen hükmü temyiz etmemesi karşısında, mağdureye baro tarafından tayin edilen vekilin 5271 sayılı CMK.nın 237 ve devamı maddelerine göre, hükmü temyiz etmeye hakkı bulunmayıp, verilen katılma kararı yok hükmünde olduğundan, mağdur vekilinin temyiz isteğinin 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK.nın 317. maddesi uyarınca REDDİNE, 18.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğun aşamalardaki savunmalarında, "İşyerini açtıktan sonra daha önce öğrendiği annesinin rahatsızlığı nedeniyle işyerini kilitlemeden çıktığını..." bildirmesi ve katılanın, "sabah 08.00'de işyerine geldiğinde işyeri kapısının açık olduğunu ve bilgisayarın çalınmış olduğunu farkettiğini..." bildirmesi ile olaydan sonra suça sürüklenen çocuğun işyerine ve kaldığı yurda bir daha dönmemesi karşısında; mahkemenin kabulü ve takdirinde isabetsizlik görülmediğinden tebliğnamedeki bozma düşüncesine katılınmamıştır. Yapılan duruşmaya toplanan delillere, gerekçeye, hakimin kanaat ve takdirine göre temyiz itirazları yerinde olmadığından reddiyle hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA, 29/04/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Çocuk Mahkemesi SUÇ : Çocuğun kaçırılması ve alıkonulması HÜKÜM : Şikâyet yokluğu nedeniyle kamu davasının düşmesine Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suç tarihinden önce arkadaş olduğu mağdure ile olay günü ...'de buluşup gezen suça sürüklenen çocuğun sohbet sırasında babasından ayrı yaşayan annesinin yanına gitmek isteyen mağdureyi saat 22.00 sıralarında ... yakınlarında bırakarak geri dönmesi şeklinde gerçekleşen olayda, mağdurenin olay tarihinde onbeş yaşından küçük olması ve rızasının hukuken geçerli olmaması nedeniyle suça sürüklenen çocuğun eyleminin kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçu kapsamında kaldığı anlaşıldığından, TCK.nın 109/1-3f, 31/3....

              TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı-davalı vekili, dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin davacı kadının işçi olarak çalışması karşılığı kazandığı tüm gelirine el koyduğunu, kadına sadece yol parası verdiğini, maaş kartına dahi el koyduğunu, kadına hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, kadını hiçbir yere gezmeye, tatile ya da bayramlarda dahi yakınlarına götürmediğini, onu evde hizmetçi gibi gördüğünü, 2007 yılından itibaren karı-koca ilişkisinin kalmadığını, davalının annesinin evliliğe müdahalesine izin verdiğini, annesinin kışkırtması sonucu davacıya kötü davrandığını, 07/04/2019 tarihinde pazar dönüşü kadını azarladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, kadına ve ailesine küfür ve hakaret ettiğini, evden kovduğunu, kadında kanser bulguları çıkmasına rağmen "geçmiş olsun, nasılsın" deme gereği duymadığını beyanla, tarafların boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, müşterek çocuk lehine aylık 1.000,00 TL tedbir-iştirak nafakasına, nafakanın...

              Somut olayda; davacının 18.08.2014 tarihinde halasının vefatı nedeniyle izin alarak ........'a gittiği, aynı gün 1938 doğumlu annesinin de Üriner Sistem Enfeksiyonu rahatsızlığı üzerine tedavi olduğunun ...... Üniversitesi ..... Araştırma ve Uygulama Hastanesinin 18.08.2014 tarih ve 1510508 dosya nolu belgesinden anlaşıldığı ve yine annesine 22.08.2014 .........

                UYAP Entegrasyonu