.); çocuğun cinsel istismarı(suça sürüklenen çocuklar ..., ..., ... ve ...)...
Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar Vakfıkebir Asliye Hukuk Mahkemesinin (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 2021/131 Esas 2021/249 Karar sayılı 19.03.2021 tarihli kararı ile anlaşmalı olarak boşanmış olup, kararın 24.03.2021 tarihinde kesinleştiği, kişisel ilişkinin ve nafakanın kaldırılması, olmadığı taktirde indirilmesi talepli eldeki davanın ise 28.05.2021 tarihinde yaklaşık iki ... sonra açıldığı, kişisel ilişkinin ve nafakanın belirlendiği dava ile eldeki davanın açıldığı tarih arasında yaklaşık iki aylık bir zaman farkı bulunduğu gibi, sosyal inceleme raporlarında ortak çocuklar ile davalının kişisel ilişkisinin kaldırılmasını gerektirir bir durumun bulunmadığı kişisel ilişkinin kurulmasının çocukların menfaatine daha uygun olduğu, yatılı kişisel ilişki kurulabileceği yönünde rapor bulunduğu, davacının iddialarının ispatlanamadığı kaldı ki Yargıtay İlamı doğrultusunda iddialardan zinanın ispatlanması durumunda bile...
Kişisel ilişkinin kaldırılması kararı da aynı şekilde kesinleşmeden infaz edilemez. Somut olayda talimatın infazı sırasında ibraz edilen Kayseri 4. Aile Mahkemesi’nin 07.04.2016 tarih ve 2016/749 E.-2016/293 K. sayılı kararı ile takip dayanağı ilam ile hükmedilen anne ile şahsi münasebet hakkının çocuğun yüksek menfaatleri dikkate alınarak kaldırılmasına karar verildiği, bu kararın temyiz edilmesi nedeniyle kesinleşmediği görülmektedir. O halde kişisel ilişkinin kaldırılması kararının kesinleşmeden infazı mümkün olmadığından takip konusu olan kişisel ilişki kurulmasına dair ilamın infazını durduramayacağı dikkate alınarak şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken ilk derece mahkemesince yazılı şekilde şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olup istinaf talebinin reddine dair karar kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir....
DAVA Davacı erkek dava dilekçesinde; davalı kadın ile ortak çocukları olan ... ve ...'ın velâyetlerinin, tarafların boşanmalarına ilişkin kararla birlikte annelerine verildiğini, ortak çocuklar lehine 375,00'er TL iştirak nafakasına hükmedildiğini, büyük çocuk ...'nın bir süredir babası ile birlikte yaşadığını, kadının başka bir erkekle birlikteliğinin olduğunu ileri sürerek ortak iki çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakasının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. II. CEVAP Davalı kadın vekili cevap dilekçesinde; erkeğin ortak çocuklara karşı ilgisiz olduğunu ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; sosyal inceleme raporundaki tespitler ile annenin ortak çocuk ...'nın velâyetinin babasına verilmesini istemesi, ortak çocuk ...'...
Somut olayda; davalı-karşı davacının yoksulluk nafakasının artırılması talebi tamamen reddedildiğine göre kendini vekil ile temsil ettiren davacı-karşı davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken bu hususta bir karar verilmemiş olması usul hükümlerine uygun değildir. Ne var ki yapılan bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın düzeltilerek onanması HUMK .436/2 maddesi gereğidir....
Hal böyle olunca, tarafların tespit edilen sosyal ekonomik durumları, nafakanın niteliği, müşterek çocukların yaşı, eğitim durumu, ihtiyaçları, ekonomik göstergelerdeki değişim dikkate alındığında, mahkemece; TMK.nun 4. maddesinde vurgulanan hakkaniyet ilkesine uygun nafaka artışına hükmedilmesi ve bu suretle dengenin yeniden sağlanması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Davacı-karşı davalının ,yoksulluk nafakasına yönelik itirazına gelince; TMK. nun 176/4. maddesine göre; tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde iradın arttırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Yukarıda sözü edilen yasal düzenlemeye göre iradın arttırılması veya azaltılması için ya tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin bunu zorunlu kılması gerekmektedir....
Davada; önceki iştirak nafakasının yetersiz kaldığı ileri sürülerek artırılmasına karar verilmesi, ayrıca dava tarihine kadar işlemiş olan nafakaların faizi ile birlikte tahsili talep edilmiştir. Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile aylık 10 TL olan iştirak nafakasının 100 TL ye yükseltilmesine, işlemiş nafakaların ise icra kanalı ile tahsili imkânı bulunduğundan ayrıca karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmiştir. Tarafların mali durumlarının değişmesi veya hakkaniyetin gerektirdiği hallerde irat olarak hükmedilen nafakanın artırılması veya azaltılmasına karar verilebilir. Hâkim; nafaka takdirinde olduğu gibi nafakanın artırılması veya azaltılması taleplerinde de, küçüğün yaşı, okul durumu ve zorunlu ihtiyaçları ile tarafların ekonomik ve sosyal durumlarını dikkate alarak hakkaniyete uygun bir artırıma hükmetmelidir. Somut olayda; 1995 doğumlu olan küçüğün, nafakaya hükmedildiği tarihte 5 yaşında olduğu anlaşılmaktadır....
Her ne kadar ilk derece mahkemesi tarafından müşterek çocuklar ile babaları arasında yaşa göre terditli kişisel ilişki tesis edilmiş ise de; bu hususun hatalı olduğu, çocuklardan Koray'ın Dairemiz inceleme tarihi itibarı ile 3 yaşını doldurduğu, bu tarihten itibaren 2.kademedeki kişisel ilişkinin uygulanır hale geldiği, tesis edilen kişisel ilişkinin de yeterli olduğu, çocuklardan Nisa'nın Dairemiz inceleme tarihi itibarı ile henüz 3 yaşını doldurmadığı, 1.kademedeki kişisel ilişkinin ise Dairemiz inceleme tarihi itibarı ile çocuğun yaşı da gözetildiğinde yetersiz olduğu anlaşılmakla, davacının şahsi ilişkinin refakatinde gerçekleşmesine yönelik istinafının reddine, süresine yönelik istinafının kısmen kabulüne, davalı erkeğin ise istinafının kısmen kabulüne karar verilmiştir. T.M.K'nun 169....
İcra Müdürlüğünün 2019/181 sayılı dosyası ile takibe konulan tedbir nafakası borcunun ödenmediğinden bahisle şikayette bulunularak, sanığın öncelikle birikmiş tüm nafaka borçları yönünden, bu mümkün olmaz ise cari nafaka borçları yönünden cezalandırılmasının talep edilmesi üzerine yapılan yargılama neticesinde,...İcra Ceza Mahkemesince sanığın 3 aya kadar tazyik hapsi ile cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, borçlu tarafından nafakanın azaltılması veya kaldırılması davasının açıldığı, davanın ...Asliye Hukuk Mahkemesinin 2020/114 esasına kayden derdest olduğu, ayrıca kararda tazyik hapsinin hangi aylara ilişkin nafaka borçları yönünden verildiğine ilişkin belirsizlik bulunduğu gözetilmeden itirazın bu yönlerden kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediği gerekçesiyle 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması isteminde bulunulmakla gereği görüşülüp düşünüldü; Borçlu tarafından nafakanın azaltılması veya kaldırılması...
Asiye Hukuk Mahkemesinin ....sayılı ilamı ile boşanmışlar, müşterek çocukların velayetleri davalı kadına verilmiş, kararda davalı ve çocuklar için herhangi bir nafakaya hükmedilmemiş ve bu karar 21.05.2003 tarihinde kesinleşmiştir. Davalı kadın tarafından 23.07.2004'de açılan dava ile müşterek çocuklar lehine ayrı ayrı 40 TL iştirak nafakasına hükmedilmiştir. Daha sonra davacı koca 25.01.2005 tarihinde çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının kaldırılması talebi ile dava açmış mahkemece dava kabul edilmiş, ne var ki bu gerekçeli karar taraflara usulüne uygun tebliğ edilmemiş ve karar kesinleşememiştir. Son olarak davacı kadın tarafından 22.02.2012'de açılan dava ile çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakalarının ayrı ayrı 300 TL'ye arttırılması talebi ile açılan davada mahkemece davanın kısmen kabulüne nafakaların ayrı ayrı 100 TL'ye arttırılmasına karar verilmiş ve iş bu karar 21.06.2012 tarihinde kesinleşmiştir....