Dava, çocuklar adına yasal temsilci sıfatıyla anne tarafından Türk Medeni Kanunu'nun 286. maddesi uyarınca açılan soybağının reddine ilişkin olup, somut olayda davacı anne tarafından çocuklara velayeten açılan davada, küçükler İrem ile İpek Nisa'nın gerçek babalarının Alpaslan olmadığının tespiti ile soybağının reddine karar verilmesinin istendiği anlaşıldığından; kanuni düzenlemeler dikkate alındığında, her ne kadar soybağının reddi davası anne tarafından açılamayacak ise de, eldeki davanın küçükler İrem ile İpek Nisa'ya velayeten anne tarafından açılldığı, annenin davalı sıfatının bulunduğu, velayete dayalı dava açma hakkı menfat çatışması oluşturacağından, mahkemece küçüklere kayyım tayini sağlanarak davaya dahil edilip, gösterdikleri takdirde delillerinin toplanmasından sonra, bütün delillerin birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....
Ancak Bölge Adliye Mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 286. maddesinde, kocanın, çocuk ve anne aleyhine açacağı soybağının reddi davası ile babalık karinesini çürütebileceği; 289. maddesinde ise kocanın soybağının reddi davasını doğumu ve baba olmadığını veya ananın gebe kaldığı sırada başka bir erkek ile cinsel ilişkide bulunduğunu öğrendiği tarihten başlayarak bir yıllık süre içinde açması gerektiği, gecikmeyi haklı kılan sebepler varsa bir yıllık sürenin bu sebebin ortadan kalkmasından sonra başlayacağı hükme bağlanmıştır....
Buna göre soybağı, bir kimseyle ana-babası arasındaki doğal ve/veya hukuki bağ olarak tanımlanmaktadır. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine (TMK mad. 285), dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir. Soybağının reddi davasının başarıya ulaşarak çocuk ile babası arasındaki soybağının ortadan kalkması sonucunda çocuk, baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk statüsüne girer....
Somut olayda ; davacı , Rıfat ve Azize'den olma T8 çocuğu olarak bulunan T6 gerçekte T8 çocuğu olduğunu, T8 ise kardeşleri olduğunu, T6 vefat eden babaları T10 ve anneleri Azize Ulama'nın nüfus kaydına geçtiğini, yukarıda açıklanan nedenlerle davanın kabulü ile, T6 anne baba isminin düzeltilerek gerçek anne ve babası olan şahıslar üzerine kaydedilmesine karar verilmesi mahkememizden talep olunmuş, Taraf ve tanık beyanları, kolluk araştırması ve Adli Tıp Kurumun'dan alınan DNA raporları ve deliller itibarı ile T6 gerçek annesinin Nisfiye, gerçek babasının T8 olduğu, nüfusta dedesi T10 ve babaannesi Azize Ulama'nın anne ve babası olarak gözüktüğü anlaşılmıştır. Yargıtay 2....
HMK 312/2 (eski HUMK 94/2) maddesi hükmüne göre davalının yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile sorumlu tutulmamasının koşulları; davanın açılmasına kendi hal ve davranışıyla sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş olmasına bağlıdır. Bu iki koşulun bir arada gerçekleşmiş olması gerekir. HMK'nin 323. maddesine göre, karar ve ilam harcı, vekalet ücreti, tebligat ve keşif giderleri yargılama giderlerindendir. Dosya kapsamından, soybağının reddi istenilen küçük Emre, dava dilekçesinde belirtildiği üzere anne ile davalı babanın fiilen ayrı oldukları ve annenin biyolojik baba olduğu açıklanan Harun Kanal ile evlilik dışı ilişkisinden dünyaya geldiği ve anne tarafından çocuğun baba hanesine tescilinin sağlandığı, anlatılan bu olaylarda davalı ...'...
Olayları açıklamak taraflara, hukuki nitelendirme hakime aittir. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’na göre, çocuk ile anne arasındaki hukuki soybağı doğumla; çocuk ile baba arasındaki hukuki soybağı ise anneyle evlilik, tanıma, babalık davasında verilen hüküm veya evlat edinmeyle kurulmaktadır. Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine (TMK mad. 285) dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir. Soybağının reddi davasının başarıya ulaşarak çocuk ile babası arasındaki soybağının ortadan kalkması sonucunda çocuk, baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk statüsüne girer....
Koca, karısının doğurduğu çocuğun kendisinden olmadığını ileri sürerek, ana ve çocuğa karşı soybağının reddi davasını açar. Çocuk da dava hakkına sahiptir. Bu dava ana ve babaya karşı açılır. Ancak burada dikkat edilmesi gereken husus şudur; soybağının reddi davası ancak babalık karinesinin kapsamında yer alan çocukların soybağının ortadan kaldırılmasını sağlayan bir davadır. Babalık karinesinden faydalanma sözkonusu olmaksızın, kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması söz konusu olmaz. Böyle bir durumda açılacak dava soybağının reddi davası olmayıp somut olayımızda olduğu gibi nüfus kaydının düzeltilmesi davasıdır. 2- Çocuk evlilik dışında doğmuş, ana ve babası sonradan evlenmiş ise, evlilik dışında doğmuş bu çocuklar ana ve babanın evlenmesiyle kendiliğinden evlilik içinde doğan çocuklara ilişkin hükümlere tabi olurlar (m.291). Kanun, bu yolla kurulan soybağına sonradan evlenme yoluyla soybağının kurulması demektedir....
Baba ile çocuk arasında evlilik içinde doğmaya, babalık karinesine (TMK md. 285), dayalı olarak hukuken kurulmuş bulunan soybağı ilişkisinin ortadan kalkması ancak soybağının reddi ile söz konusu olabilmektedir. Soybağının reddi davasının başarıya ulaşarak çocuk ile babası arasındaki soybağının ortadan kalkması sonucunda çocuk, baba yönünden soybağı bulunmayan çocuk statüsüne girer....
Babalık karinesinden faydalanma sözkonusu olmaksızın kocanın nüfus kütüğüne kaydedilen çocukla koca arasında soybağının kurulması sözkonusu olmadığı için böyle bir duruma çocuk ile koca arasında soybağının bulunmadığını tespitine yönelik olarak açılacak dava, soybağının reddi davası değil, yanlış kaydın düzeltilmesi amacına yönelik kayıt düzeltme davasıdır. Dava bu niteliğiyle bir nesep davası olmayıp, hatalı yapılan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkindir. 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanununun 36. maddesi uyarınca nüfus kaydının düzeltilmesine yönelik olan ve Türk Medenî Kanununun 282 ve devamı maddelerinde düzenlenen soybağı kurulmasıyla ilgisi bulunmayan davanın genel hükümlere göre ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 11/11/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Somut uyuşmazlıkta dava; TMK'nin 289 ve devamı maddelerinde düzenlenen koca tarafından anne ile çocuk aleyhine açılan soybağının reddi davası olmayıp, 292. madde kapsamında evlilik dışı doğan çocuğun, ana ve babasının birbiriyle evlenmesi sonucu soybağı kurulduğundan iş bu soybağının kaldırılması da 294. madde kapsamında düzenlenen sonradan evlenme yoluyla kurulan soybağının düzeltilmesine itiraz niteliğinde olduğu, davanın bu şekilde vasıflandırılması yerine, soybağının reddi olarak nitelendirilip davanın kabulüne karar verilmesi doğru olmamıştır. Sonradan evlenme ile kurulan soybağına itiraz davası yönünden de TMK'nun 300/3.madde kapsamında hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından, davanın hak düşürücü sürenin dolması nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur....