Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/466 Esas sayılı dosyasının 16/11/2021 tarihli mürafaa duruşmasında ihtiyati tedbir kararının kaldırılmasına dair verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, HMK'da düzenlenen şartlar oluşmadığından tedbir kararının kaldırılmasının yerinde olmadığını, yaklaşık ispat koşulunun gerçekleştiğini, ihtiyati tedbir kararı verilmez ise hem müvekkilinin hem de sağlık hizmeti bekleyen hastaların mağdur olacağını, ihtiyati tedbir kararının işin mahiyetini çözer nitelikte olmadığını belirterek, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak, ihtiyati tedbir talebinin kabulüne, Ekim 2014 döneminden Ocak 2021 dönemine kadar mahsup edilen 2.528.919,00TL'nin ihtiyati tedbiren iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesine cevap dilekçesinde özetle; ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğunu, İstanbul 17....
Maddesi; ''(1) Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür.(2) Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır.(3)Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir nedeniyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür.(2) Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır.(3) Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zamanaşımına uğrar....
LTD ŞTİ hesabı üzerinden keşide edilen ... seri numaralı 450.000,00 TL tutarındaki 31.03.2024 tarihli çekin zilyedi olduğunu, çekin müvekkilinin elinde bulunduğu sırada kaybolduğunu, yapılan tüm araştırmalara rağmen dava konusu çeki bulanamadığını, bu nedenlerle; davaya konu çekin kötü niyetli şahısların eline geçip müvekkilinin rızası dışında kullanılması durumunda müvekkili aleyhine telafisi güç ve imkansız zararların doğması muhtemel olacağından öncelikle teminatsız olarak ihtiyati tedbir kararı verilmesini, mahkememiz aksi kanaatte ise uygun bir teminat karşılığı ihtiyati tedbir kararı verilmesini, davaya konu çekin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Dava çek iptali istemine ilişkindir. ... A.Ş. Genel Müdürlüğünün 18/04/2024 tarihli yazısı ile; dava konusu çekin ... Bankası A.Ş.'ne ibraz edildiği bildirilmiştir. ... Bankası A.Ş....
Hukuk Dairesi'nin 19/03/2013 tarih ve 2012/6709 Esas, 2013/5277 Karar) Çek iadesi davası niteliği itibariyle içerisinde çekten dolayı borcun bulunmadığı iddiasını da taşıdığından, ihtiyati tedbir konusunda İİK'nın 72. maddesine göre değerlendirme yapılması gerekmektedir....
Dava; Haksız ihtiyati tedbir sebebiyle maddi tazminat talebine ilişkindir. 6100 Sayılı HMK'nın 399. maddesinde ise;" (1) Lehine ihtiyati tedbir kararı verilen taraf, ihtiyati tedbir talebinde bulunduğu anda haksız olduğu anlaşılır yahut tedbir kararı kendiliğinden kalkar ya da itiraz üzerine kaldırılır ise haksız ihtiyati tedbir sebebiyle uğranılan zararı tazminle yükümlüdür. (2) Haksız ihtiyati tedbirden kaynaklanan tazminat davası, esas hakkındaki davanın karara bağlandığı mahkemede açılır. (3) Tazminat davası açma hakkı, hükmün kesinleşmesinden veya ihtiyati tedbir kararının kalkmasından itibaren, bir yıl geçmesiyle zaman aşımına uğrar." hükmü düzenlenmiştir. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi geregince, “Kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren, bu zararı gidermekle yükümlüdür”. Bu hüküm dikkate alındığında kusur sorumluluğu olarak tanımlanan haksız fiil sorumluluğunun kurucu unsurları; fiil, zarar, illiyet bağı, kusur ve hukuka aykırılıktır....
GEREKÇE: Davacı, dava konusu çekteki kaşe ve imzanın sahte olduğu iddiası ile menfi tespit isteminde bulunmuş, dava dilekçesi ile birlikte ihtiyati tedbir talep etmiştir.İlk derece mahkemesinin 19.01.2023 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir istemi kabul edilmiş, tedbirin genişletilmesi istemi ise 30.01.2023 Tarihli ara karar ile reddedilmiş, davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Menfi tespit davasında ihtiyati tedbir koşuları İİK 72/3 maddesinde düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta çekin keşidecisi tarafından açılmış bir dava mevcut olmayıp keşideci davalı konumundadır. Bu durumda mahkemece ihtiyati tedbirin genişletilmesine yönelik talebin reddi yerinde olup davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine karar vermek gerkemiştir....
İş sayılı dosyasından da ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir talebinde bulunduğunu, davacının huzurdaki başvurusunun derdestlik sebebiyle de reddinin gerektiğini, davacının ihtiyati tedbir açısından Denizcilik Mahkemesine başvuru yaptıktan sonra huzurdaki ihtilaf açısından Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğunu belirtmesinin de kendi içerisinde çelişki yarattığını, huzurdaki ihtilaf açısından Mahkemenin görevli mahkeme olmayıp Deniz İhtisas Mahkemeleri'nin görevli olduğunu, bununla birlikte herhangi bir teminat aranmaksızın ihtiyati tedbir kararı verilmesinin de hukuk aykırı olduğunu, hiçbir şekilde müvekkilinin temerrüde düştüğüne ilişkin iddiaları kabul anlamına gelmemek üzere davacının yatın kendisine teslim edilmesine ilişkin taleplerinin taraflar arasında imzalanan 06.09.2020 tarihli Finansal Kiralama Sözleşmesi hükümlerine göre kabulü de mümkün olmadığını beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: Yerel Mahkemenin 29.11.2023 tarihli ara kararı ile ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verildiği görülmüştür. İSTİNAFA BAŞVURAN TARAFLAR ve İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekilinin istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacıya şimdiye kadar talep etmesine rağmen şirket faaliyetlerine ilişkin bilginin verilmediği, şirket hissedarı olarak görüş ve bilgilerinin alınmadığı, davacının denetim hakkının kısıtlandığı, tarafların kardeş oldukları, yıllardır aralarında anlaşmazlık bulunduğu, babadan kalan mirasın paylaşımı hususunda ortaklığın giderilmesi davası bulunduğu, ihtiyati tedbir kararı verilmemesi sebebi ile şirket mal varlığının devredilme ihtimalinin bulunduğu, verilen kararın hatalı olduğu, ihtiyati tedbir kararı verilmesini talep ettiği anlaşılmıştır. DELİLLER : Tüm dosya kapsamı. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Talep, ihtiyati tedbir istemine ilişkindir....
İş sayılı ihtiyati tedbir kararı alındığını ileri sürerek Finansal Kiralama Sözleşmesine konu mülkiyeti müvekkili şirkete ait malın aynen iadesine, aynen teslimde fiili imkansızlık oluştuğu takdirde mal bedelinin Finansal Kiralama Sözleşmesinde belirlenmiş olan temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, dava konusu Finansal Kiralama Sözleşmesi hükümleri çerçevesinde müvekkiline gönderilen Beşiktaş 3.Noterliği'nin 05/03/2009 tarih ve 07758 Yevmiye nolu fesih ihtarnamesinin tebliğinin usülsüz olduğunu savunarak sözleşmenin feshine dayanarak açılan istirdat davasının reddine, ihtiyati tedbir kararı ile alınan sözleşme konusu malın müvekkili şirkete teslimine karar verilmesini talep etmiştir....
İİK'nın 72. maddesinin beşinci fıkrası gereğince borçlunun açmış olduğu menfi tespit davasında ihtiyati tedbir kararı almamış veya verilmiş olan ihtiyati tedbir kararının herhangi bir sebeple kaldırılmış olması nedeniyle dava konusu borcu alacaklıya ödemiş olursa açılmış olan menfi tespit davasına istirdat davası olarak devam edilir. Bu durumda borçlunun menfi tespit davasının istirdat davasına dönüştürülerek devam edilmesi için bir talepte bulunmasına gerek yoktur. Borcun ödenmiş olduğunu öğrenen mahkemenin yukarıda yazılı yasa hükmü gereğince davaya kendiliğinden istirdat davası olarak devam etmesi gerekir . Nitekim aynı ilkeler, --------- sayılı kararında da benimsenmiştir....