Davanın ilerleyen aşamalarında sübut durumuna göre, mahkemeden her zaman tedbir talep edilmesi mümkündür. İhtiyati tedbir ara karar tarihi itibariyle, HMK'nın 390. maddesi uyarınca, yaklaşık ispat koşulu gerçekleşmediğinden, davacı vekilinin aksi yöndeki istinaf nedenleri yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun HMK 353/1-b1 maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir....
Bu maddenin 1. fıkrasına göre, İlk Derece Mahkemelerinden verilen nihai kararlar ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafın yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlardır. Somut olayda, istinafa konu edilen ara kararı, ihtiyati tedbir konulmasına itiraz (İİK 265.m.) üzerine verilmiş bir karar olmadığı gibi, karşı tarafın yüzüne karşı verilen bir ihtiyati tedbir kararı da olmayıp, davacı vekilinin talebine istinaden, tarafların yokluğunda dosya üzerinden verilmiş ihtiyati tedbir kararı olduğundan, bu ara kararına karşı gidilecek kanun yolu itiraz yolu olup, istinafı mümkün bulunmamaktadır....
İlk derece mahkemesince; "İhtiyati tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkça belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır (HMK m.390/3) Davacının dava dilekçesindeki iddialarını, ihtiyati tedbir verilmesini gerektirecek şekilde yaklaşık olarak ispatlayamadığından, davacının haklılığının yaklaşık olarak ispatı yargılamayı ve delil toplanmasını gerektirdiğinden, ihtiyati tedbir talebinin reddine karar" vermek gerektiği gerekçesiyle "Davacının ihtiyati tedbir talebinin REDDİNE, " karar vermiştir....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/1611 KARAR NO : 2021/1307 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I BAŞKAN : ÜYE : ÜYE : KATİP : İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TRABZON ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 30/07/2021 NUMARASI : 2021/274 Esas İHTİYATİ TEDBİR İSTEYEN DAVACI : VEKİLİ : Av. ALEYHİNE İHTİYATİ TEDBİR İSTENEN DAVALILAR : VEKİLİ : Av. TALEBİN KONUSU : İhtiyati Tedbir KARAR TARİHİ : 04/10/2021 KARAR YAZIM TARİHİ : 04/10/2021 İhtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen 30.07.2021 tarihli ara karara karşı ihtiyati tedbir isteyen davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine HMK'nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. TALEP : İhtiyati tedbir isteyen davacı vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında davalı ....'in yetkilisi, diğer davalı ...'in tek hissedarı olduğu ......
D.İş sayılı dosyası kapsamında alınan ihtiyati tedbir kararına istinaden ... 8....
Davaya konu çekler hakkında davacı vekiline çeki takibe konu edenlere karşı istirdat davası açması için süre verildiği ve davacı vekilinin ---- dosyası ile istirdat davasını açtığı görülmekle davanın konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar vermek gerekmiş ayrıca istirdat davasına bakan mahkemece ödeme yasağına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmadığı anlaşılmakla ihtiyati tedbir kararı dosya kesinleşinceye kadar devam edeceğinden tedbir kararının dosya kesinleşinceye dek devamına karar verilmiştir....
Taşınmaz mallar üzerine ihtiyati tedbir konulması halinde, genellikle taşınmazın başkasına devrinin yasaklanmasına (ferağdan men'ine) de karar verilmektedir ve üzerine ihtiyati tedbir konulan taşınmaz başkasına satılamamaktadır/devredilememektedir. Borçlu, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan taşınmazını başkasına satabilir/devredebilir (İİK m.26l, m.91). İhtiyati hacizde alacaklı ihtiyati haciz kesin hacze dönüşürse, üzerine ihtiyati haciz konulmuş olan mal icra dairesi tarafından satılır ve bedeli ile alacaklının alacağı ödenir. İhtiyati tedbirde ise, davacı davayı kazanırsa, üzerine ihtiyati tedbir konulmuş olan mal aynen davacıya verilir (teslim edilir). İhtiyati haciz ile ihtiyati tedbir arasındaki bu açık farka rağmen, uygulamada ihtiyati haciz yerine hatalı olarak ihtiyati tedbir kararı verildiği görülmektedir....
Davanın yasal dayanağını oluşturan, İcra İflas Kanunun 72. maddesinde, “ (Değişik madde: 18/02/1965 - 538/43 md.)Borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tesbit davası açabilir.İcra takibinden önce açılan menfi tesbit davasına bakan mahkeme, talep üzerine alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere gösterilecek teminat mukabilinde, icra takibinin durdurulması hakkında ihtiyati tedbir kararı verebilir.İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit davasında ihtiyati tedbir yolu ile takibin durdurulmasına karar verilemez. Ancak, borçlu gecikmeden doğan zararları karşılamak ve alacağın yüzde onbeşinden aşağı olmamak üzere göstereceği teminat karşılığında, mahkemeden ihtiyati tedbir yoluyle icra veznesindeki paranın alacaklıya verilmemesini istiyebilir.(Değişik fıkra: 09/11/1988 - 3494/6 md.) Dava alacaklı lehine neticelenirse ihtiyati tedbir kararı kalkar....
ilişkindir.İcra ve İcra ve İflas Kanun'unun 72/3. maddesinde, “....icra takibinden sonra açılan menfi tespit davalarında ihtiyati tedbir yoluyla takibin durdurulmasına karar verilemez....
-KARAR- 1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Mahkemece, davacının talebi üzerine ihtiyati tedbir kararı verilmiş, bozma öncesi 01.12.2006 tarihli karar ile dava alacaklı lehine neticelenip ihtiyati tedbir kararı kalktığından alacaklının icra veznesindeki parayı tahsil etme, imkanı doğmuş ve davalı vekili tarafından 07.12.2006 tarihinde para tahsil edilmiştir. Bu durumda mevcut dava İİK.’nun 72/6. maddesi gereğince kendiliğinden istirdat davasına dönüşmüş olduğu halde, mahkemece istirdat yönünden bir hüküm kurulmamış olması doğru görülmemiştir. Öte yandan mahkemece davalı ......