Borçlu ortağın alacaklısı tarafından açılan davalarda birden fazla taşınmaz dava konusu edilmiş ise icra takibine konu borç miktarına göre dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek kadar (sayıda) taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi, fazlaya ilişkin istemin reddi gerekir. Bu şekilde açılacak davalarda borçlu ortak (paydaş) dahil tüm ortakların (paydaşların) davaya dahil edilmeleri zorunludur. Somut olayda; davalı borçlu ..., temyiz dilekçesi ile davaya esas alacak bakımından, borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açtığını bildirmiştir. Dairemizin 2016/18895 Esas, 2020/6099 Karar sayılı mahalline iade kararından sonra davalı tarafından menfi tespit davasına ilişkin evraklar dosyaya sunulmuştur. Yapılan incelemede; Bakırköy 27....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi Dava, ödeme emrinin iptali ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilâmında belirtilen gerekçelerle, ödeme emirlerinin iptaline yönelik davanın kabulüne dair karar verilmiştir....
Mahkemece her ne kadar menfi tespit davasında tedbir kararı verilmediği sürece icra takip işlemlerinin kendiliğinden durmayacağı, icra takibi durmayacağına göre de ortaklığın giderilmesi davasının devam etmesi gerektiği, sırf menfi tespit davasının açılmış olmasının kesinleşmiş takibi geçersiz hale getirmeyeceği gerekçesi ile savunmaya itibar edilmediği belirtilmiş ise de açıldığı iddia edilen menfi tespit davasının borçlular lehine sonuçlanması halinde ortaklığın giderilmesi davasının sebebi ortadan kalkacağından mahkemece anılan davanın sonucunun beklenmesi, daha sonra işin esası ile ilgili bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu sebeple hükmün bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 08.09.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemece, toplanan delillere göre, davacının dava konusu aboneliğin bulunduğu taşınmazı 28.4.2006 tarihinde satın aldığı, abonelik için yaptığı müracaatın 18.5.2006 tarihinde davalı yanca reddedildiği, önceki abonenin 22.5.2006 tarihinde aboneliğinin iptalini istediği, bu davalının bunun üzerine davacıya abonelik için müracaat etmesini istediği, davacının yeni müracaatı olup olmadığının bilinmediği, ancak önceki talebin reddi nedeniyle muaraza oluştuğu ve giderilmesi gerektiği, davalı kurumun ... konumunda olup davacının abone yapılması gerektiği, davacı henüz abone olmadığından borcunun da olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, yanlar arasındaki çekişmenin men'ine, davacının elektrik abonesi yapılmasına ve davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,...
ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 21/01/2021 NUMARASI : 2021/308 ESAS- DAVA KONUSU : ÇEKİŞMENİN GİDERİLMESİ, KURUM İŞLEMİNİN İPTALİ, BORÇLU OLMADIĞININ TESPİTİ KARAR : Denizli 8. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2021/308 Esas sayılı 21/01/2021 tarihli ara kararı aleyhine davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuş ve talebin süresinde olduğu anlaşılmakla; yapılan istinaf incelemesi sonucunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA :Davacı vekili tarafından ilk derece mahkemesine sunulan dava dilekçesinde özetle; davalı kurum tarafından yapılan işlemin hukuka aykırı olduğunu beyanla, kurum işleminin iptali ile kurum işleminin tedbiren durdurulmasına karar verilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ ARA KARARININ ÖZETİ : Denizli 8....
Davalı tarafından açılan menfi tespit davası sonunda verilecek karar taraflar arasındaki borç-alacak ilişkisini sona erdirebileceğinden ortaklığın giderilmesi davasının sonucu bu davanın sonucundan etkilenecektir. Bu nedenle, davalı tarafından Bayramiç Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/152 Esas sayılı dosyasıyla açılan menfi tespit davasının 6100 sayılı HMK'nın 165/1. maddesi gereğince görülmekte olan ortaklığın giderilmesi davası için bekletici mesele yapılması gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir. Bunun yanında birden fazla taşınmaz dava konusu edildiğine göre icra takibine konu borç miktarının icra müdürlüğünden sorulup dava tarihi itibariyle taşınmazlardan borçlu ortağın payına düşecek değerin tespit edilerek borca yetecek miktarda taşınmazın ortaklığının giderilmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi de doğru görülmemiştir. Kabule göre de ;peşin alınan maktu harcın iadesi gerekmektedir....
Maddesi gereğince icra takibinden sonra açılan menfi tespit davasıdır. Antalya Genel İcra Müdürlüğü'nün ... esas sayılı dosyası incelenmiş; alacaklının ... borçlunun ...olduğu, ...-TL asıl alacağın tahsili talebi ile kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, takip dayanağının ... tanzim, 20/05/2019-20/10/2019 tarih aralığına ait 6 adet bonodan kaynaklı olduğu anlaşılmıştır. Menfi tespit davası, 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanunu’nun (İİK) 72. maddesinde düzenlenmiştir. Bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabilir. Kendisine karşı icra takibi yapılmış olan borçlu, ödeme emrine itiraz edilmemiş veya itiraz edilmiş olmakla birlikte yerinde görülmemiş olması sebebiyle icra takibi kesinleşse dahi maddi hukuk bakımından borçlu olmadığını ileri sürebilir....
İİK'nın 72/5. maddesi uyarınca menfi tespit davasının borçlu lehine sonuçlanması durumunda borçluya menfi tespit davası açmaya zorlayan takibin haksız ve kötü niyetli olduğu anlaşılırsa borçlu lehine alacağın %40'ından aşağı olmamak üzere tazminata hükmedilir. Somut olayda davalı yüklenicinin icra takiplerini yapmakta haksız ve kötü niyetli olduğu kanıtlanamadığından davacı yararına %40 tutarında tazminata hükmedilmesi doğru olmamış ve kararın bu yönden bozulması gerekmiş ise de bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün 6100 sayılı HMK'nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nın 438/VII. maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür....
Arabulucuya başvurulmadan dava açıldığının anlaşılması hâlinde herhangi bir işlem yapılmaksızın davanın, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilir." düzenlemesinin bulunduğu, menfi tespit davasında arabulucuya başvurunun zorunlu olup olmamasının incelenmesinde öncelikle menfi tespit davasıyla ilgili genel bir açıklama yapılmasına ve ilgili yasa düzenlemelerin irdelenmesinde yarar olduğu, gerçekte var olmayan bir borç ya da geçersiz bir hukuki ilişki nedeniyle icra takibine maruz kalması muhtemel olan veya icra takibine maruz kalan bir kimsenin (borçlunun) gerçekte borçlu bulunmadığını ispat için açacağı davanın, menfi tespit olarak adlandırıldığı, menfi tespit davasının 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu (İİK)’nın 72. maddesinde düzenlendiği, bu maddeye göre, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası açabileceği, bu düzenlemeden de anlaşılacağı üzere menfi tespit davasında amacın bir hukuki ilişkinin veya bir hakkın...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Menfi tespit Dava, taraflar arasındaki bağlantı anlaşması ile sistem kullandırma anlaşmasına dayalı cezai tazminat nedeniyle borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir. Bu durumda uyuşmazlık kira sözleşmesinden kaynaklanmadığından hükmün temyiz inceleme görevi Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'ne aittir. Nitekim Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu'nun 27.09.2013 tarih 2013/2069 E.-2651 K. Sayılı kararı ile de benzer uyuşmazlıkta Yargıtay 19.Hukuk Dairesi'nin görevsizlik kararı kaldırılmıştır. Ama nevarki anılan Daire tarafından görevsizlik kararı verildiğinden görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Hukuk Daireleri Başkanlar Kuruluna sunulmak üzere Yargıtay Birinci Başkanlığı'na gönderilmesine, 12.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....