Bölge Adliye Mahkemesince, ilk derece mahkemesi kararında kadının kabul edilen boşanma davası (TMK m. 166/1) kaldırılarak, kadının zina hukuki sebebine dayalı boşanma talebi kabul edilmiş, tarafların zina hukuki sebebine dayalı olarak (TMK m. 161) boşanmalarına karar verilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince boşanma konusunda yeniden karar verildiği halde boşanmanın eki niteliğinde olan velayet ve kişisel ilişki konusunda bir karar verilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....
Erkek tarafından, kadının kabul edilen zina davası, kusur belirlemesi ve hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden temyiz edilmiş, Dairemizin 21.06.2023 tarihli bozma ilamı ile, Bölge Adliye Mahkemesince kadının zina sebebine dayalı davasının kabulü yönünden erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne karar verilerek, 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca açılan davanın reddine karar verilecek yerde, davalı davacı erkeğin zina eyleminin sabit kabul edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle hükmün bozulmasına, sair yönlerin ise şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir....
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin mal rejimi tasfiyesine ilişkin davasına yönelik temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı erkeğin zina davasına yönelik temyiz itirazlarının hasren yapılan incelenmesine gelince; Davacı-davalı kadın zina, hayata kast, pek kötü veya onur kırıcı davranış ile evlilik birliğinin sarsılması sebeplerine ( TMK m. 161, 162 ve 166/1), davalı-davacı erkek ise birleşen davasında zina hukuki sebebine dayanmış sonra ıslah ile davasını mahkemece zina hukuki sebebi kabul edilmediği takdirde evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle (TMK 166/1) karar verilmesi yönünden ıslah etmiş ve boşanma talebinde bulunmuş, mahkemece her iki tarafta eşit kusurlu bulunarak, davaların 166/1-2. maddesi uyarınca kabulüne karar verilmiş, hüküm taraflarca temyiz edilmiştir....
Maddesinde düzenlenen zina nedenine dayalı boşanma, bu talebi kabul edilmediği takdirde Türk Medeni Kanunu'nun 166/1 maddesinde düzenlenen evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemiştir. Bu tür davalarda; tek dava ancak iki ayrı talep mevcuttur. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise, zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez. Tüm bu açıklamalar ışığında somut olaya bakıldığında, ilk derece mahkemesi hükmünün gerekçe kısmında "......
Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava, erkek tarafından zina hukuki nedenine (TMK m. 161) dayalı boşanma davası; karşı dava ise kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davası olup yapılan yargılaması sonunda, ilk derece mahkemesince "Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu olduğu belirtilerek erkeğin zina hukuki sebebine dayalı davasının reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların TMK’nun 166/1. maddesi uyarınca boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir. İlk derece mahkemesi hükmüne karşı, davalı-karşı davacı kadın tarafından "Kişisel ilişki süresi, çocuğun yurtdışına çıkmasının yasaklanmasına dair tedbir kararı" yönünden, davacı-karşı davalı erkek tarafından ise; "Kendisinin zina sebebine dayalı olarak açtığı davanın reddi, kadının kabul edilen davası, kusur belirlemesi, velayet" yönünden istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....
Bu hâle göre; evlilik birliği içinde "davalı-davacı erkeğin eşine hakaret ettiği, onu istemediğini söylediği, boşanma yönünde ısrarcı olduğu, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, evdeki eşyalara zarar vererek evi terk ettiği ve zina yaptığı, davacı-davalı kadının ise aşırı kıskanç olduğu, eşini sürekli kontrol ettiği, ailesiyle görüştüğünde tartışma çıkardığı, evi terk ettiği, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu" anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesince erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğunun tespiti ile kadının asıl davasının ve zina nedeniyle açılan birleşen davasının kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik yok ise de, erkeğin zina nedeniyle açılan birleşen davasının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi yerinde görülmemiş, kadının bu hususa yönelen istinaf isteminin kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının hüküm kısmının (C) bendinin tümüyle kaldırılmasına ve erkeğin birleşen davasının reddine karar verilmiştir....
DAVA Davacı-davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; kadının erkeğe karşı soğuk ve ilgisiz olduğunu, 29.09.2019 günü erkeğin kadının telefonuna gelen mesajı okuması ile kadının başka erkekle zina yaptığını öğrendiğini, bu olaydan sonra kadının çocuğu da alarak ortak konuttan ayrıldığını iddia ederek asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine, tarafların zina nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, erkek yararına 200.000,00 TL maddî 250.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini dava ve talep etmiştir. II....
Mahkemece dosyadaki facebook çıktılarının 2013 yılına ait olduğu, aktif olarak sosyal paylaşım sitelerini kullanan kadının erkeğe ait bu paylaşımlardan iki yıl boyunca haberdar olmamasının mümkün ve mantıklı görülmediği belirtilerek kadının açtığı davanın hak düşürücü sürenin dolduğundan bahisle reddine karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden davacı kadının zina eylemini öğrendiği tarihi dava dilekçesinde belirttiği, bu durumun aksinin kanıtlanamadığı, zina eyleminin gerçekleştiği ve kadının davasında hak düşürücü sürenin geçtiğinin kanıtlanamadığı anlaşılmıştır. O halde kadın tarafından açılan davanın kabulü suretiyle boşanma kararı verilmesi gerekirken davanın reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın birleştirilerek yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı erkek tarafından, manevi tazminatın miktarı ve velayet yönünden; davalı kadın tarafından ise her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, davacı erkeğin 17.02.2011 tarihinde açtığı evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166/1) sebebine dayalı boşanma davası ile 20.11.2014 tarihinde açtığı zina (TMK m. 161) sebebine dayalı boşanma davası birleştirilmiş; zina sebebine dayalı birleşen davada tarafların boşanmalarına hükmedilmiş, zina sebebine dayalı birleşen davada boşanma kararı verildiğinden bahisle evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle açılan boşanma davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Mahkeme, her bir dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurmak zorundadır (HMK m. 294 vd.)....
Kadının boşanma davası öncelikle zina nedenine dayalı olduğundan, toplanan delillerin özel boşanma sebebi olan zina çerçevesinde değerlendirilerek sonucu uyarınca bir karar verilmesi gerekirken, bu hususun nazara alınmaması doğru bulunmamış ve bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 05.10.2017 (Prş.)...