İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde; mahkemece verilen görevsizlik kararının ve tefrik kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, düğün takılarının elinden alınması ve iade edilmemesi sebebi ile müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları gerekçesi ile açılan davada, davalılar ile müvekkilinin eşi arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğunu belirterek, yerel mahkeme kararının kaldırılması istemi ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava; ziynet alacağı istemine ilişkindir....
Davacı, davalı ile düğün yaparak nikahsız olarak birlikte yaşamaya başladıklarını, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarından altın takı setinin aile yadigarı olduğu gerekçesiyle alındığını, geriye kalan ziynet eşyalarının ise bu olaydan 2 ay sonra davalı ve babası tarafından iade edilmek şartıyla alınıp bozdurulduğunu ve parasıyla davalı ile babasının borçlarının ödendiğini, bir daha da eşyaların kendisine teslim edilmediğini iddia ederek öncelikle söz konusu ziynet eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün olmadığı takdirde bedellerinin ödetilmesini istemiştir. Mahkemece; söz konusu ziynet eşyalarının davacının isteği ve onayı ile bozdurulduğu gerekçesiyle takı seti dışındaki ziynet eşyaları yönünden talebin reddine karar vermiştir. Düğünde davacıya takılan ziynet eşyalarının düğünden sonra bozdurulduğu hususunda taraflar arasında bir çekişme yoktur....
Mahkemece bozma ilamına uyulmak suretiyle verilen görevsizlik kararı üzerine görevli mahkemece yapılan yargılama sonucunda; ziynet eşyalarının düğünde mutaden geline düğün hediyesi olarak verildiği, düğün hediyesi olarak verilen takıların usulünce düğün ve nikah yapılan ve bir süre kocası ile beraber yaşayan davalıdan mahiyeti gereği istenemeyeceği gibi, çocuğunun evlenme ehliyetinin bulunmadığını, yapılan evliliğin butlanla batıl olduğunu bilen davacı babanın hukuka, ahlaka aykırı evliliğin gerçekleşmesi amacıyla başlık parası adı altında verdiği paranın dahi istenemeyeceği, her iki tarafın mutlak bultanı bildikleri halde evlilik işleminin yapıldığı, bu durumda rızaen verilen takı ve başlık parasının geriye istenmesinin hakkın kötüye kullanımı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. Dosyanın incelenmesinde; davacının oğlu ...'in ... 12. Sulh Hukuk Mahkemesinin 16/12/2013 gün, 2013/1660 E., 2013/2024 K....
Bu durumda, ilk derece mahkemesinin boşanma davasının reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin reddi yönünde karar verilmesi gerekmiştir Davacının ziynet eşyası alacak talebi kısmen reddi kararına yönelik istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; davacı kadının dava dilekçesinde düğünde kadına takılan; takılar ile nakit paranın talep ve dava konusu edildiği, dava konusu edilen ziynetlerin miktarının açıklandığı, kuyumcu bilirkişiden rapor alındıktan sonra bilirkişinin düğün fotoğraflarının incelemesi sonucunda davacı ve davalıya takılan ziynetler ve takı parasının tespit edildiği, dava dilekçesinde talep edilmeyen kadına takılan ziynet eşyaları ile damada takılan altın ve takı parasının bilirkişi raporu sonrasında ıslah yoluyla talep edilmesinin söz konusu olamayacağı, bu konudaki talebin HMK'nun 141.maddesi uyarınca iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, HMK'nun 26.maddesindeki taleple bağlılık...
Bu durumda, ilk derece mahkemesinin boşanma davasının reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin reddi yönünde karar verilmesi gerekmiştir Davacının ziynet eşyası alacak talebi kısmen reddi kararına yönelik istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; davacı kadının dava dilekçesinde düğünde kadına takılan; takılar ile nakit paranın talep ve dava konusu edildiği, dava konusu edilen ziynetlerin miktarının açıklandığı, kuyumcu bilirkişiden rapor alındıktan sonra bilirkişinin düğün fotoğraflarının incelemesi sonucunda davacı ve davalıya takılan ziynetler ve takı parasının tespit edildiği, dava dilekçesinde talep edilmeyen kadına takılan ziynet eşyaları ile damada takılan altın ve takı parasının bilirkişi raporu sonrasında ıslah yoluyla talep edilmesinin söz konusu olamayacağı, bu konudaki talebin HMK'nun 141.maddesi uyarınca iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, HMK'nun 26.maddesindeki taleple bağlılık...
Ancak ve ancak ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği, onayı ve geri istenmemek üzere ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur.(Yargıtay 3.HD.2019/597 E-2019/2876 K.sayılı 02.04.2019 tarihli kararı). Yine Yargıtay 3.HD.nin 2016/11386 E-2018/2023 K.sayılı 05.03.2018 tarihli kararında özetle"... mahkemece;davalının bir kısım ziynet eşyalarının ev ihtiyaçları ve müşterek çocuğun tedavi giderleri için bozdurulduğunu ikrar ettiği nazara alınarak,eldeki davada ispat yükünün davacıda değil de davalı tarafta olduğu ve davalının söz konusu ziynet eşyalarının davacı kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere kendisine verildiği ve bozdurulduğu hususunu ispat yükü altında olduğu gözetilmelidir"denmektedir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyası ve Takı Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; kusur belirlemesi, tazminatların ve yoksulluk nafakasının miktarı, ziynet ve çeyiz eşyası alacağı, takı alacağı, tazminatlar sebebiyle vekalet ücretine hükmedilmemesi yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası ve ziynet alacağı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 21.04.2015 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davacı-davalı ... Duman vekili Av. ... geldi. Gelenleri konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı ve davalı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi mümkün olmazsa bedelinin tahsili istemine ilişkindir....
Ancak, bilirkişi raporunda tespit edilen ve hüküm kısmında bedelinin tahsiline karar verilen ziynet eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin, ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken ziynet eşyalarının ayarlarının gösterilmemesinin hatalı olduğu, bu şekilde karar verilmesi doğru değilse de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden HUMK'nun 438. maddesi gereğince kararın düzeltilerek onanması gerekmiştir. Temyiz olunan mahkeme kararının birinci maddesinde; “…2 adet 19 gr 22 ayar bilezik (3.572,00 TL), 8 adet 19 gr 22 ayar bilezik (14,288,00 TL), takı seti (künye, gerdanlık, küpe) 35 gr 14 ayar (1.925,00 TL)..." ifadesinin yazılmak suretiyle hükmün düzeltilmesine, düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından; her iki boşanma davası ve ziynet alacağı davası yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise; kusur belirlemesi, manevi tazminat talebinin ve ziynet alacağının reddi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Mahkemece kadının ağır kusurlu olduğu kabul edilerek kadının davasının reddine, erkeğin davasının kabulüne karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; erkeğin kadına hakaret ettiği ve aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirmediği, bu nedenle yargılanıp ceza aldığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkek de kusurludur....