DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Mahkememizce; re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf sebepleriyle sınırlı olarak yapılan (HMK.nun 355. maddesi) inceleme sonucunda; Davalı erkek tarafından Gülşehir Asliye Hukuk mahkemesi 2018/221 esas sayılı dosyada boşanma davası açıldığı,davacı kadının bu dosyada boşanma ve fer'ileriyle birlikte ziynet eşya alacağı ve para alacağına ilişkin karşı dava açtığı mahkemece yargılama aşamasında 19/02/2020 tarihli ara karar ile davacı kadının ziynet eşya ve para alacağı talebi yönünden tefrik kararı verilerek istinaf konusu edilen dava dosyası üzerinden yargılamaya devam olunduğu anlaşılmaktadır.İlk derece mahkemesince ayırma kararının verildiği tarihe kadar taraflarca sunulan tüm dilekçeler,taraflarca sunulan tüm deliller,belgeler,evraklar,mahkemece toplanan deliller, var ise ara kararlar,duruşma zabıtları ,dava konusu ziynet eşya ve para alacağına ilişkin taraflarca yatırılan harçların tefrik edilen dosyaya aktarılmadan...
Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyelerdir. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Kadına özgü ziynet eşyaları; eşler arasında aksine bir anlaşma veya bu konuda yerel bir âdet bulunmadıkça evlilik sırasında kim tarafından hangi eşe takılmış olursa olsun kadın eşe bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 05.05.2004 tarihli ve 2004/4- 249 E. ve 2004/247 K. sayılı kararında ve 04/03/2020 tarihli ve 2017/3- 1040 Esas No, 2020/240 Karar sayılı kararında aynı ilke benimsenmiştir. 4721 sayılı TMK.nun 220.maddesinde kişisel mallar sayılmıştır....
"İçtihat Metni"Davacı ... ile davalı ... aralarındaki ziynet eşya ve nafaka davasına dair Şanlıurfa 1. Aile Mahkemesinden verilen 13.03.2014 günlü ve 2012/576 E.- 2014/292 K. sayılı hükmün Bozulması hakkında dairece verilen 02.04.2015 günlü ve 2014/11349 E.- 2015/5525 K. sayılı ilama karşı davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiştir. Düzeltme isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili dava dilekçesinde; ziynet eşyalarının aynen, olmadığında 15.000 TL bedelinin davalıdan tahsilini, ayrıca 5.000 TL eşya bedeli ile yoksulluk nafakasının artırılmasını talep etmiştir. Davalı vekili cevabında; davacının bir kısım altınları bozdurup harcadığını, bir kısmını da yanında götürdüğünü beyan etmiştir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Taraflar evlenirken düzenlenen mehir senedindeki eşya ve altınların davacıya teslim edildiği, her ne kadar İlk Derece Mahkemesi tarafından davalı Vefa'nın senetteki eşya ve altınları davacıya teslim etmekle senetten kaynaklanan sorumluluğu yerine getirdiği ve evinin ayrı olduğu, düğünde takılan ziynet eşyaları yönüyle de herhangi bir sorumluluğunun olmadığından bahisle davalı Vefa yönünden dava reddedilmiş ise de, taraflar evlendikten kısa bir süre sonra davalı Vefa'nın da eşiyle birlikte tarafların evine yerleştiği, hatta taraflar arasında görülen boşanma davasında Konya 2.Aile Mahkemesinin 2010/673 Esas 2011/426 Karar sayılı ilamında da T6'ın ailesinin taraflarla birlikte yaşadıklarının tespit edildiği, işbu kararın kesinleştiği, dolayısıyla davacı ve davalı Ümit ile aynı evde yaşadığı boşanma ilamı ile sabit olan davalı Vefa'nın müşterek hanede bulunan eşyalar ve altınlar yönünden sorumluluğunun olacağı, zira davacının en son müşterek...
DAVA TÜRÜ :Eşya ve Ziynet Alacağı (Tazminat) Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava eşler arasında kişisel mal alacağına ilişkindir. Görev kamu düzenine ilişkindir. Mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. 4787 Sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi; 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere (TMKm.118-395) kaynaklanan bütün davaların Aile Mahkemesinde bakılacağını hükme bağlamıştır. Şu halde Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karara bağlanması gerekir....
Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belli edilmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava; ziynet ve eşya alacağı istemine ilişkindir. H.Y.U.Y.'nın 25/III. Maddesinde; "Yargıtay'ca verilen merci tayini kararları ile temyiz incelemesi sonucu kesinleşen göreve veya yetkiye ilişkin kararlar davaya ondan sonra bakacak mahkemeyi bağlar" hükmü yer almaktadır. Dosya kapsamından, Eskişehir 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 28.04.2005 gün ve 2004-272/2005-145 sayılı kararın, Yüksek Yargıtay 2. Hukuk Dairesinin 12.11.2007 gün ve 2006-20859/2007-15470 sayılı ilamı ile; "dava 16.05.2003 tarihinde açılmış olup, kişisel malların iadesi istendiğinden davaya Aile Mahkemesinde bakılması gerektiği" hususunda bozulduğu anlaşılmakla, Aile Mahkemesinin görevli olduğu özel dairenin kabulündedir. Bu durumda görevli mahkeme belirlenmiştir....
Açıklanan sebeplerle, davalı kocanın kişisel ilişkiye ve faize; davacı kadının iştirak ve yoksulluk nafaka miktarlarına yönelik istinaf isteminin kabulüne, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 353/1- b.2. maddesi uyarınca kişisel ilişki, faiz, iştirak ve yoksulluk nafakası yönünden Dairemizce yeniden esas hakkında hüküm tesisine, tarafların sair istinaf taleplerinin esastan reddine karar vermek gerekmiştir. HÜKÜM : Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1- Davalı kocanın kişisel ilişkiye ve ziynet alacağına, faiz uygulamasına yönelik istinaf talebinin HMK'nın 353/1.b.2 maddesi uyarınca KABULÜNE, Midyat 1....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 12/04/2022 NUMARASI : 2020/118 ESAS - 2022/304 KARAR DAVA KONUSU : Ziynet Alacağı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm hakkında istinaf talebinde bulunulmakla, evrak okunup, gereği görüşülüp düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline düğünde 1 adet tam altın, 4 adet çeyrek altın, 5 adet bilezik, yüzük, küpe ve saatten ibaret ziynet eşyaları takıldığını, düğün sonrası bu ziynet eşyalarının bozdurulduğunu ve bedellerinin de müvekkiline verilmediğini, bu ziynet eşyalarının bedeli olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000 TL'sinin yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Düğünde takılan ziynet eşyaları ve takılar kadına ait olup kişisel eşya niteliğindedir. Ziynet eşyaları nitelik itibariyle rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'i dendir. Bu sebeple nitelikleri itibariyle kadında bulunduğu karine olarak kabul edilir. Olağanın aksini iddia eden ispatla yükümlüdür. Niteliği itibariyle davacı kadında bulunması gereken ziynet eşyalarının aile içerisinde ihtiyaç duyulması halinde bu eşyaları elinde bulunduran eşin rızası ile bozdurulması olağan olandır. Bu durum Türk Medeni Kanunun 185/3 ve 186/3 maddeleri gereğince davacı eş için aynı zamanda bir yükümlülüktür. Bu sebeple somut olayda ispat yükü davacı kadına aittir. Davacı kadının kendisine ait ziynet eşyalarının rızası dışında ve iade şartıyla elinden alınıp bozdurulduğunu ispat etmesi gerekir. Davacı da kendisine ait olan ve kural olarak kendisinde bulunması gereken ziynet eşyalarının rızası dışında veya iade şartıyla davalı tarafından elinden alınıp bozdurulduğunu ispat edememiştir....
talebinin ziynet ve kişisel eşya alacağından kaynaklandığı ve boşamanın ferisi niteliğinde kabul edilemeyeceğinden bahisle hüküm kaldırılmıştır....