Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı kadının tanıklarının, kadının talep ettiği ziynet eşyasının cins, ayar ve gramına dair net beyanlarının olmadığı ancak bir kısım ziynet eşyasının araç alımı nedeniyle bozdurulduğunu beyan ettikleri, aynı şekilde erkeğin tanığı Nuri'nin de durumu teyit ettiği, erkeğin zaten eşyanın miktarına açıkça itiraz etmediği ancak akıbeti konusunda beyanda bulunduğu, esasında kadının daha fazla ziynet eşyası talep edebilecekken sadece cüzi miktarda eşya talep etmiş olmasının dahi talebinin haklı olduğuna delalet ettiği, dava zaten ispat edilmiş iken erkeğe res'en yemin teklifinin de yerinde olmadığı, ilk derece mahkemesi tarafından da davanın reddine karar verildiği, esasında kocanın ziynet eşyasının, cins, miktar, ayar ve gramına açıkça itiraz etmemiş olması ve araç alımı için talep edilen miktar kadar bir paranın kadın tarafından kendisine verildiğini kabul etmiş olması ve bozdurma eylemi vaki olduğunda ve erkeğin uhdesine geçen bir bedel bulunduğunda; tabidir ki bunun diğer alacak kalemleri...

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK (AİLE) MAHKEMESİ Taraflar arasındaki ziynet eşyasının iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalının ailesiyle kavga edince kendisini ...’e getirip bıraktığını, bir daha arayıp sormadığını, ziynetlerinin davalıda kaldığını belirterek düğünde hediye olarak takılan 20 adet bilezik, 1 adet set, yüzük, küpe ve saatten oluşan ziynet eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün değilse ziynetlerin dava tarihindeki değerinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı, davacının ...'...

    DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Eşyalarının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar ve ziynet eşyalarının iadesi yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise tazminatlar, nafakalar, ziynet eşyalarının iadesi ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı kadının tüm, davacı-karşı davalı erkeğin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, 6100 s. HMK m. 190/1)....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Eşyasının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli “Yargı Harçları” başlıklı (1) sayılı tarifede, 5766 sayılı ve 6217 sayılı Kanunlarla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda yapılan temyiz başvurularından; Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca tabi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı Tarife III /e bendi) zorunludur. Davacı-karşı davalı erkek, ziynet eşyaları yönünden davayı temyiz etmiştir. Temyiz yoluna başvuran davacı-karşı davalı erkekten ziynet alacağı davasına yönelik 320.70 TL nispi temyiz peşin harcının ve eksik 57.80 TL temyiz başvurma harcının alınmadığı görülmektedir....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Boşanma-Ziynet ve Çeyiz Eşyasının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; reddedilen ziynet ve para alacağı yününden, davalı koca tarafından ise; tamamı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 492 sayılı Harçlar Kanununda ve bu kanuna ekli "Yargı Harçları" başlıkh (1) sayılı tarifede, 4.6.2008 Tarihinde kabul edilen 5766 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince; harca tabi davalarda kanunun yürürlüğe girdiği 6.6.2008 tarihinden sonra yapılan temyiz başvurularından: Temyiz başvuru harcının ve kararda gösterilen ilam harcının dörtte birinin (maktu harca labi davalarda maktu harcın tamamı) temyiz peşin harcı olarak alınması (1 sayılı tarife III/e bendi) zorunludur....

          Hukuk Dairesi'nin 28.11.2011 tarih 2011/8882 E. 2011/13166 K. sayılı ilamında Mahkeme hükmü öncelikle aynen iadeye aynen iade mümkün olmadığı taktirde 19.464,00 TL ziynet eşyası bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine şeklinde düzeltilmiştir. Bu nedenle alacaklı düzeltilen ilam doğrultusunda öncelikle ziynet eşyalarının aynen iadesi yönünde takip başlatabilir. Bir başka anlatımla İİK'nun 24/3. maddesi gereği hükmolunan ziynet eşyasının borçlu yedinde bulunması halinde elinden zorla alınmasını ve kendisine ödenen parayı iade etmesi halinde de ziynet eşyasının kendisine teslimini isteyebilir. Aynen iadenin mümkün olmaması halinde ise, ziynet eşyalarının değeri açıkça 19.464,00 TL olarak belirlenmiş olup, faize de hükmedilmediğinden, karar tarihinden itibaren faiz hesabı ile ulaşacağı miktar ve feri alacaklar hesaplanıp varsa bakiye alacak için takip yapılabilir. 24.04.2012 tarihli takip talepnamesine uygun olarak düzenlenen icra emrinde ......... 2....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Taraflar gayri resmi olarak evlenmiş olup, uyuşmazlık; haksız fiile dayalı maddi ve manevi tazminat ile menkul eşya niteliğindeki ziynet eşyasının iadesi istemlerine ilişkindir. Mahkemece verilen hüküm, taraflarca tüm istemler yönünden temyiz edilmiştir. Davanın açıklanan bu niteliğine göre, temyiz inceleme görevi Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesinindir Bu itibarla, dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek Yargıtay 4. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 29.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Davalı koca her ne kadar iki adet çeyrek aldığını da kabul etmiş ise de davacı kadının talepleri arasında çeyrek altın talebi olmadığından davacının davasının KISMEN KABULÜ İLE; bilirkişi raporunda belirtilen, 1 çift küpe (14 Ayar) 4,00 gr X 293 = 1.172,00 TL olmak üzere ziynet eşyasının davalıdan alınarak davacıya AYNEN İADESİNE, aynen iadesi mümkün değil ise kabul edilen ziynet eşyasının bedeli olan 1.172,00 TL'nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin REDDİNE, karar verilmesi gerekmiştir. HMK 353/1- b-2 maddesine göre ön inceleme sonunda dosyada eksiklik bulunmadığı anlaşılırsa; yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında, duruşma yapılmadan karar verilir....

              Davacı kadın, dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla, bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle, evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır....

                Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının davalıda kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise onun tarafından götürüldüğünü savunmuştur. Hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde Saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir....

                  UYAP Entegrasyonu