Ancak; ziynet eşyalarına ilişkin dava, karı-koca arasında açılan ve Türk Borçlar Kanunu'ndan kaynaklanan bir çeşit alacak davası olup, boşanma davasının fer'isi niteliğinde değildir. Bilakis eşler arasında evlilik birliği devam ederken açılabilir ve TMK'nun 202 vd. maddelerinde hükmünü bulan mal rejimine ilişkin davalardan da ayrılır. O halde mahkemece; davacının tamamlaması gereken harç miktarı belirtilmek suretiyle davacıya yönetimine uygun süre verilmesi, harç tamamlandığında yargılamaya devam edilmesi aksi halde 492 sayılı Harçlar Yasası'nın 30. maddesi hükmünde öngörüldüğü üzere davaya devam edilemeyeceği (müteakip işlemlerin yapılamayacağı) gözetilerek HMK'nun 320/4.maddesi gereğince davanın işlemden kaldırılmasına ve aynı madde hükmünde öngörülen süre içinde harcın ikmal edilmemesi halinde de davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken değinilen yönler gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir....
Asıl dava boşanan eşin ziynet alacağı ile bankadan adına kullanıp boşandığı kocasına ödünç verildiği iddia edilen kredi bedelinin iadesine yönelik alacak davası; karşı dava ise, boşanan kocanın karısına karşı açtığı kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat davası niteliğindedir. Gerek asıl dava gerekse karşı dava genel hükümlere dayalı olarak açılmıştır. Asıl davadaki alacak isteminin evlilik birilğinin mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davası temeli ve hukuki sebebine dayalı değildir. Yargıtay Kanunu 14. maddesi uyarınca Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu'nun 19.01.2015 tarih 2015/8 sayılı Kararı ile hazırlanıp, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin iş bölümü uyarınca, hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yargıtay (3.)...
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; anlaşmalı boşanma protokolü kapsamında davacı kadının ziynet eşyası talep edemeyeceğini, TMK 2.madde gereğince davanın dinlenmemesi gerektiğini, ziynet eşyalarınını bozdurulduğu, bankaya yatırıldığı iddia edilmiş ise de bankaya toplu bir para yatırılmadığını, parça parça yatırıldığını, banka hesabındaki paranın ziynet eşyasının karşılığı olup olmadığının belli olmadığını, tanık beyanlarına itibar edilmeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davacı taraf istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, kişisel eşya olan ziynet eşyasından kaynaklı alacak davasıdır. İlk derece mahkemesince karar verilirken davanın tam ya da kısmi kabul edildiği belirtilmeksizin ıslahla talep edilen 40.978,00 TL üzerinden karar verilmiştir. Karara karşı sadece davalı tarafça kabule yönelik istinaf talebinde bulunulmuştur....
Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma - Ziynet Alacağı - Alacak Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin ve ziynet alacağı talebinin reddi ile erkeğin reddedilen boşanma davasında yararına vekâlet ücretine hükmolunmaması yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Davalı-karşı davacı kadının boşanma davası ve ferilerine yönelik temyiz dilekçesinin incelenmesinde; Karşılıklı boşanma, kadının ziynet ve alacak istemli davalarının yapılan yargılaması sonunda mahkemece, erkeğin boşanma davasının reddine, kadının boşanma davasının kabulü ile ferilerine hükmedilmiş, kadının ziynet ve alacak talebinin ise reddine karar verilmiştir....
Tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, davacının boşandığı eski eşine karşı ziynet eşyası alacağı, sebepsiz zenginleşmeye dayalı alacak ve mal rejiminden kaynaklanan alacak davası ile birlikte talep ettiği alacak miktarı için ihtiyati haciz (İİK m. 257 vd.) talebinde bulunmuş, Mahkemece koşulları bulunmadığı gerekçesi ile ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesine bağlı alacaklar evlilik sona ermiş ise sona erme tarihinden, evlilik boşanma ile sona ermiş ise boşanma dava tarihi itibari ile muaccel hale gelir. Bu nedenle mal rejimine dayalı alacak talebinde bulunulduğu ve kanundaki diğer koşullarında mevcut olduğu takdirde, teminat durumu da mahkemece takdir edilerek ihtiyati haciz kararı verilmesi mümkündür. İhtiyati haciz talep edildiği tarihte alacağın varlığının kanıtlanması gerekmez ise de; sunulan delil ve belgelerle alacağın varlığının "yaklaşık ispat" ilkesi çerçevesinde muhtemel gözükmesi gerekir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 24/05/2021 NUMARASI : 2020/1531 ESAS 2021/785 KARAR DAVA KONUSU : Mal Rejiminden Kaynaklanan Davalar (Eşya Alacağı) KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm istinaf edilmekle, dosya incelendi. GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Dava dilekçesi: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkiline ait mehir senedinden kaynaklı ziynet eşyasından ve eşya eşyaların aynen iadesine, iadesi mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 2.000 TL nin işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştirler. Cevap dilekçesi: Davalı vekili tarafların son altı aydır birlikte oturdukları yerin ve davalının ikametgahının Esenler olduğunu belirterek yetki itirazında bulunmuştur....
etmediği, dolayısıyla ne için bozdurulmuş olursa olsun bir daha iade edilmeyeceği açıkça kararlaştırılmayan ziynet eşyasının iadesinin gerektiği ancak bu davanın belirsiz alacak davası olmadığı, kadının ıslah ile başta talep edilmeyen ziynet eşyasını talebine ekleyemeyeceği, dolayısıyla kadının ilk dava dilekçesinde talep ettiği ziynet eşyası üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken aksi yönde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; davacı kadının davasının kısmen kabulü ile dosya arasında bulunan kuyumcu bilirkişi ...'...
SONUÇ: Yukarıda l. bentte gösterilen sebeple davalının temyiz dilekçesinin kusur belirlemesine ilişkin olarak REDDİNE, 2. bentte gösterilen sebeple hükmün kadın yararına takdir edilen maddi ve manevi tazminat ile ziynet nedeniyle alacak davası yönünden BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13.06.2016 (Pzt.)...
bu parayla edinildiğini açıklamış, daha sonra dosyaya sunduğu 23 Mart 2012 havale tarihli dilekçesinde ise; davacının ziynet eşyasından kaynaklanan 2.000,00 TL'yi 394 plakalı aracın alımına kullanmadığını, 2.000,00 TL ile dava konusu malların alınamayacağının açık olduğunu, ziynet eşyaları ile ilgili beyanların gerçek dışı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, “...dava konusu edilen motosiklet evlilikten önce alındığından bu konudaki talebin reddine, ...plakalı araca davacının ziynetleriyle katkıda bulunduğu anlaşıldığından 2.000,00 TL değer artış payının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ait istemin reddine,” karar verilmesi üzerine; hüküm, yalnızca davacı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Mahkemece, davacı tarafın belirsiz alacak davası açmasında hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın dava şartı yokluğundan HMK 114/1-h ve 115/1-2 maddesi gereğince reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 107. maddesi uyarınca belirsiz alacak davası açılabileceği düzenlenmiş ise de, talep konusu miktarın kesin olarak belirlenmesinin davacıdan beklenemeyecek olması veya bunun imkansız bulunması halinde belirsiz alacak davası açılabilir. Ayrıca talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz. (HMK m. 109/2) Alacak miktarının tartışmasız veya açıkça belirli olan durumlarda belirsiz alacak veya kısmi dava açmada alacaklının hukuki yararı bulunmamaktadır. Hukuki yarar dava şartlarındandır. (HMK m 114/h)....