Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kadın tarafından açılan ziynet ve çeyiz eşyası alacağı davasının ispatlanıp ispatlanamadığı, davanın kabul şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Kanun'un 1 inci, 2 nci, 6 ncı maddesi, 220 nci ve 226 ncı maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi. 3....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Evliliğin İptali-Boşanma-Ziynet ve Takı Parası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Yerel mahkeme kararı süresi içinde davacı-davalı erkek tarafından boşanmanın fer'ileri ile ziynet alacağı yönünden maktu temyiz harcı yatırılarak temyiz edilmiş, temyiz defterine kaydedilmiştir. Davacı-davalının ziynet alacağına yönelik nispi temyiz peşin harcını yatırmaması nedeni ile, dosya harcının tamamlanması için Dairemizce mahkemesine iade edilmiş, mahkemece, davacı-davalıya eksik harcı yatırması amacıyla Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 434/son maddesi uyarınca ihtarlı davetiye çıkarılmıştır....

      Bu durumda, ilk derece mahkemesinin boşanma davasının reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin reddi yönünde karar verilmesi gerekmiştir Davacının ziynet eşyası alacak talebi kısmen reddi kararına yönelik istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; davacı kadının dava dilekçesinde düğünde kadına takılan; takılar ile nakit paranın talep ve dava konusu edildiği, dava konusu edilen ziynetlerin miktarının açıklandığı, kuyumcu bilirkişiden rapor alındıktan sonra bilirkişinin düğün fotoğraflarının incelemesi sonucunda davacı ve davalıya takılan ziynetler ve takı parasının tespit edildiği, dava dilekçesinde talep edilmeyen kadına takılan ziynet eşyaları ile damada takılan altın ve takı parasının bilirkişi raporu sonrasında ıslah yoluyla talep edilmesinin söz konusu olamayacağı, bu konudaki talebin HMK'nun 141.maddesi uyarınca iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, HMK'nun 26.maddesindeki taleple bağlılık...

      Bu durumda, ilk derece mahkemesinin boşanma davasının reddine karar vermesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşıldığından, davacı vekilinin istinaf talebinin reddi yönünde karar verilmesi gerekmiştir Davacının ziynet eşyası alacak talebi kısmen reddi kararına yönelik istinaf başvurusu değerlendirildiğinde; davacı kadının dava dilekçesinde düğünde kadına takılan; takılar ile nakit paranın talep ve dava konusu edildiği, dava konusu edilen ziynetlerin miktarının açıklandığı, kuyumcu bilirkişiden rapor alındıktan sonra bilirkişinin düğün fotoğraflarının incelemesi sonucunda davacı ve davalıya takılan ziynetler ve takı parasının tespit edildiği, dava dilekçesinde talep edilmeyen kadına takılan ziynet eşyaları ile damada takılan altın ve takı parasının bilirkişi raporu sonrasında ıslah yoluyla talep edilmesinin söz konusu olamayacağı, bu konudaki talebin HMK'nun 141.maddesi uyarınca iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğu anlaşıldığından, HMK'nun 26.maddesindeki taleple bağlılık...

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin aşağıdaki bendin dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın dava dilekçesinde boşanmanın yanısıra düğünde takılan ve davalı erkek tarafından alınıp, iade edilmeyen 10 bilezik ve bir takı setinin aynen olmadığı taktirde bedeline hükmedilmesini talep etmiş,tahkikat aşamasında vermiş olduğu dilekçesinde ise davalı erkek tarafından ziynetlerin ev almak için alındığını, tekrar iade edilmediğini beyan etmiştir.Davalı erkek ise cevap dilekçesinde ziynet eşyalarına ilişkin iddiaları kabul etmemiş,esasa ilişkin beyan dilekçesinde...

        boşanma ve davacı-karşı davalı kadının ziynet ve eşya alacağı davalarının yapılan yargılaması sonucu her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, eşya alacağı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve ziynet alacağı davasının reddine dair verilen ilk hüküm tarafların temyizi üzerine Dairemizin 2015/19456 Esas ve 2016/10690 Karar sayılı ve 31.05.2016 tarihli ilamı ile ziynet alacağı davasının kabul edilmesi gerektiği yönünde bozulmuş, diğer yönlerden onanmıştır....

          DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, ziynet ve takı parası alacağı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir....

          Davalı, kadının paraların düğün salonu ve balayı parası için harcanmasına rıza gösterdiği ve takılardan feragat ettiği iddiasında bulunmuş ise de; evlenme tarihi ile baba Nesimi'nin hesabına paranın yatış tarihi arasındaki kısa süreç göz önünde tutulduğunda ziynet eşyalarının düğün salonuna harcanmadığı görülmüş, kaldı ki; öyle bile olsa davacı kadının ziynet alacağından feragat ettiğinin ispatlanmadığı anlaşılmıştır. Bilirkişi raporuyla tespit edilen ziynet eşyalarına kadının müşterek evden ayrıldığında üstünde olduğu tanık beyanlarıyla doğrulanan künye, alyans ve tek taş yüzük dışındaki eşyaların evlilik birliği içerisinde bozdurulduğu bu şekilde ispatlanmış olmakla, kalan 23 adet bilezik ile 40 adet çeyrek altına yönelik davanın kabulü gerekmiştir....

          Buna göre 18/12/2019 tarihli bilirkişi raporu ile kadına takıldığı tespit edilen ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurulduğu, takı parasının alındığı, ziynetlerin veya bedellerinin ve takı parasının daha sonra davalı erkek tarafından iade edilmediğinin davacı kadın tarafından ispatlandığı, davacı vekili tarafından 18/12/2019 tarihli bilirkişi raporu ile rapor edilen ziynet eşyalarının tamamının bedeli ve takı parası alacağı olan 74.005 TL üzerinden davanın ıslah edildiği anlaşılmış olup, davacı kadının ziynet eşyalarının iadesi ve takı parası alacağı davasının tamamının kabulüne karar verilmesi gerektiği halde, ilk derece mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli görülmemiştir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile)Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-davalı kadın tarafından ziynet alacağının reddi ve aleyhine hükmedilen vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK m. 6, 6100 s. HMK m. 190/1). Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde, ayrıca ziynet eşyası alacağı talebinde bulunmuş, davalı-davacı erkek cevabında kadının evi terk edip gittiğini, ziynetlerin kadında olduğunu, kadının giderken ziynetleri götürdüğünü beyan etmiştir. Davacı-davalı kadının tanığı ..., davacı-davalı kadının üç aylık gelinken bütün bileziklerini erkeğin aldığını ve borçlarını ödediklerini beyan etmiştir....

            UYAP Entegrasyonu