"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak, Ziynet Eşyası İadesi ... ile ... aralarındaki Mal Rejiminden Kaynaklanan Alacak, Ziynet Eşyası İadesi davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 5. Aile Mahkemesi'nden verilen 08.04.2014 gün ve 380/284 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: Davacı ... vekili, boşanma davası ile birlikte açılıp tefrik edilen davada, dava dilekçesinde belirtilen araç nedeniyle mal rejiminin tasfiyesi ile alacak, ayrıca 03.10.2012 tarihli dilekçede sayılan ziynet eşyaları nedeniyle alacak isteğinde bulunmuştur. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve HUKUKİ SEBEPLER : Davacı ile davalı Eyyüp'ün 21/05/2010 tarihinde evlendikleri, 22/05/2010 tarihinde düzenlenen "Evlilikten mütevellit eşime verdiğim ziynet ve ev eşyası mehir senedi" başlıklı belgede erkek tarafının ve kız tarafının verdiği eşyalara karşılık ayrı ayrı 22 ayar 250'şer gram olmak üzere senette yazılan ev eşyası ve ziynetlerin bedellerinin karşılığı olarak 500 gram 22 ayar altının davacıya ait olduğu belirtilmek sureti ile senedin senedi veren sıfatı ile davalı Eyyüp, kefil sıfatı ile davalı Mustafa tarafından imzalandığı, her ne kadar senet başlığı altındaki açıklamada "......
Davacı ve davalı Salih yurtdışında, davacı tanıkları Türkiye'de yaşamaktadır. Davacı tanıklarının ziynet eşyalarının davalı Salih'te kaldığına dair görgüye dayalı bilgileri yoktur. Kabul edilen ev eşyaları dışında kalan eşyaların alınmadığı da sabittir. Şu durumda ziynet eşyaları ile, (yatak odası, 2 halı, 2 yorgan ve el örgüsü dantelin(sandık içi eşya) hariç) ev eşyaları ve 17.000 TL kızlık hakkının ödeneceğine dair talepler konusunda davacı tanıklarının anlatımları davanın kabulü için yeterli değildir. Ancak davacı sair deliller demek suretiyle yemin deliline dayanmış olduğundan, davacıya bu talepleri konusunda karşı tarafa yemin teklif etmek hakkı bulunduğu hatırlatılarak sonucuna göre hüküm kurulmaması doğru görülmemiştir. Bu bağlamda mahkeme kararı isabetsiz olup, davalı vekilinin temyiz itirazları yerindedir....
HD 07.11.2018 tarih 2017/465E., 2018/11143K. sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği halde bozma sonrası verilen kararda kesinleşen ziynet alacağı hakkında yeniden hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 2-Davacının çeyiz (ev) eşyası alacağına ilişkin temyiz itirazları incelendiğinde; Yargıtay 3. HD 07.11.2018 tarih 2017/465E., 2018/11143K. sayılı bozma ilamı ile çeyiz(ev) eşyalarına ilişkin; alanında uzman olmayan hukukçu bilirkişisinden alınan ve eşyaların dava tarihi itibariyle bedellerinin belirlenemeyeceğinin belirtildiği rapora itibar edilmesinin doğru olmadığı, tespiti yapılan ve davalı tarafından da kabul edilen eşyaların yıpranma payı da dikkate alınarak uzman bilirkişiden değer tespitine yönelik rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hüküm bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu belirtilmesine rağmen gereği yerine getirilmemiştir....
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2022 NUMARASI : 2022/320 ESAS, 2022/559 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nın 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; yörenin adetleri gereği kız tarafının erkek tarafına liste verdiğini, bu listede dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyası ve ev eşyasının yazılı olduğunu, davalı-karşı davacının belirtilen eşyaların çok masraflı olması sebebi ile sözü attığını, sonradan tekrar söz kesildiğini ve davalı-karşı davacıya yeni liste verildiğini ve listede belirtilen ziynet eşyalarının davacı-karşı davalıya takıldığını, bu ziynetlerden 6 adet adana burması, 1,5 metre zincir, 33,29 gram yonca ucu, 1 çift hindi küpe, 4 adet yüzüğün düğünde...
AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 29/06/2022 NUMARASI : 2022/320 ESAS, 2022/559 KARAR DAVA KONUSU : Kişisel Eşyanın İadesi KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen karara taraflarca istinaf başvurusunda bulunulmakla, HMK'nın 353/1- b-1- son cümle uyarınca duruşma yapılmadan dosya incelendi gereği düşünüldü; TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; yörenin adetleri gereği kız tarafının erkek tarafına liste verdiğini, bu listede dava dilekçesinde belirtilen ziynet eşyası ve ev eşyasının yazılı olduğunu, davalı-karşı davacının belirtilen eşyaların çok masraflı olması sebebi ile sözü attığını, sonradan tekrar söz kesildiğini ve davalı-karşı davacıya yeni liste verildiğini ve listede belirtilen ziynet eşyalarının davacı-karşı davalıya takıldığını, bu ziynetlerden 6 adet adana burması, 1,5 metre zincir, 33,29 gram yonca ucu, 1 çift hindi küpe, 4 adet yüzüğün düğünde...
Öte yandan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğu için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur....
İSTİNAF SEBEPLERİNİN İNCELENMESİ VE GEREKÇE Dava; ziynet ve eşya alacağı istemine ilişkindir. HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Göreve ilişkin kurallar kamu düzeninden olup (HMK md.1), bu husus dava şartıdır ve taraflarca ileri sürülüp sürülmediğine bakılmaksızın yargılamanın her aşamasında hakim tarafından re'sen gözetilir (HMK md.114/1- c, 115/1). Somut olayda; davacının kayınpederine karşı açtığı ziynet ve çeyiz eşyasının aynen iadesi veya olmadığı takdirde bedelinin tahsili davası, dava dilekçesindeki anlatımlar ve tanık Zekiye'nin beyanı dikkate alındığında, aile hukukundan kaynaklanan eşler arasındaki kişisel mal iadesi kapsamında bir talep niteliğinde olmayıp, genel hükümlere dayalı alacak davası niteliğindedir....
Aile Mahkemesi 2014/900 esas, 2016/781 karar dosyası ile sona erdiği, taraflar evlenirken çeyiz listesi düzenlendiği, çeyiz listesinde yer alan eşyaların alınarak davalıya teslim edildiği, ziynet eşyalarının ise düğünden hemen sonra kasada muhafaza edileceği gerekçesiyle davacıdan alındığı, davacıya geri verilmediği, davacının, darp edilerek, müşterek 4 çocuğuyla birlikte sadece bir kısım giyim eşyalarını içerir valizi ile uçağa bindirilerek baba evine gönderildiği gerekçesi ile çeyiz listesinde yer alan eşyaların bedeli ile ziynet eşyalarının bedelinin ödenmesini talep ve dava etmiştir. Davalıya dava dilekçesi ve tensip zaptının usulüne uygun olarak tebliğ edildiği, süresinde cevap dilekçesi vermediği anlaşılmıştır....
Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir. Bunun yanında çeyrek altın, yarım altın, cumhuriyet altını ve reşat altını ziynet olarak değerlendirilmektedir. Mevzuatımızda, düğün sırasında takılan ziynet ile parasal değeri olan bütün eşyanın aidiyeti konusunda yazılı bir hüküm bulunmamaktadır. Bu nedenledir ki, örf ve adet hukuku uygulanmaktadır. Yargıtayın yerleşik uygulamasına, yaygın örf ve adet ile ülke gerçeklerine göre kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyası ve paralar kim tarafından ve hangi eşe takılırsa takılsın aksine bir anlaşma ya da örf ve adet kuralı olmadığı takdirde kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Yani erkeğe takılan ziynetler ve paraların da aksi kanıtlanmadığı müddetçe kadına ait olduğu kabul edilmektedir....