Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in iradesi sakatlanarak 24.7.2007 tarihinde 115.290,22 TL, 30.7.2007 tarihinde de 30.000 TL olmak üzere toplam 145,290,22 TL'nin davalılara ödendiğini, yapılan ödemelerin bir kısmının murisin iradesinin sakatlanarak bir kısmının da tasarruf ehliyetinin bulunmadığı bir dönemde olduğunu belirterek davalılar lehine yapılan kazandırmalara dair hukuki işlemlerin iptali ile bu işlemler neticesinde davalı taraf lehine yapılan kazandırmaların terekeye idesi suretiyle mirasçı davacılara haksız tahsil tarihi esas alınarak hesaplanacak yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiş; 20.7.2011 tarihli duruşmada davalı ... hakkındaki davayı takip etmedikleri atiye bıraktıklarını beyan etmiştir. Davalılar ... ve ... vekili, murisin yaptığı kazandırmaların hem idesi hem de iptali istediğinden talebin tutarsız olduğunu,murisin yedi yıl boyunca davalı ... ile aile olarak birlikte yaşadığını, murisin davalı ...'...

    davacıya ait altın ve ziynet eşyaları müvekkilinde olmayıp, davalı taraf zilyetliğinde olduğunu, altın ve ziynet eşyaları kolay takılır taşınır nitelikte olduğundan, davalı taraf ile müvekkilin ayrılmasında, davalının babasının evine gitmesinde herhangi bir zor, tartışma olmadığı nazara alındığında, davalı tarafın altınları yanında götürdüğünün şüphesiz olduğunu, davalı tarafta olan bu ziynet eşyalarının müvekkilinden talep edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, Yargıtay güncel içtihadında sadece kadına özgü ve kadına takılan ziynet eşyalarını kadına ait saymakta, erkeğe takılan ziynetlerin ise erkeğe ait olduğunu belirtmekte olduğunu, hal böyle iken kabul manasına gelmemek üzere bahse konu 11 çeyrek altının sadece davalı tarafa takıldığı kabul edilemeyeceğini, varsa böyle bir çeyrek altın müvekkiline de takıldığını, hali hazırda bilirkişi raporuna yapılan itirazlarının değerlendirilmediğini, çelişkili ve gerçek dışı tanık beyanları ile hüküm kurulduğunu, ziynet eşyalarına dair davanın...

    dükkanına götürecek kadar çok altını yoktu," beyanın, kısmen de olsa davacının talebini doğrular mahiyette olduğu, tabidir ki ziynet eşyasının gramının, göz kararı ve standart üretimler dikkate alınarak saptandığı; raporun aksinin ancak o kıymette bir belge ile ortaya konulabileceği; dolayısıyla ziynet eşyasının gramlarına yönelik itirazın da yerinde olmadığı anlaşılmakla, ziynet eşyasına yönelik de kocanın istinaf talebinin reddine karar verilmiştir....

    abisi tarafından alındığını söylediği, bu tanığın da tarafların evlilik birliğinin sona ermesinin ana nedeni olduğu, davacı-davalı kadın ile ilişkisi olması nedeniyle beyanlarına itibar edilmediği, dinlenen diğer tanıklar ise davacı-davalı kadının evden kendisinin ayrıldığını, ancak ziynet eşyalarını almadığını söyledikleri, bir diğer tanığın ise ziynet eşyaları ile davalı-davacının araba aldığını söylediği, bir diğer tanığın ise ayrıldıkları akşam ziynet eşyalarının ne olduğunun ailesi tarafından davacı-davalı Semanur'a sorulduğunu, onun da evde kaldığını söylediğini belirttiği, daha sonra eve gittiklerinde altınların evde olmadığını söylediği, davacı-davalı tanıklarının ziynet eşyası yönünden beyanlarının çelişkili ve tutarsız olduğu anlaşılmakla davacı-davalı kadının ispatlanamayan ziynet eşyası talebinin reddine, Maddi tazminat yönünden; davacı karşı davalının ağır kusurlu olması TMK 174/1 maddesi gereğince mevcut ve beklenen bir menfaati boşanma yüzünden haleldar olan kusursuz yada...

    Asıl dava; boşanma, karşı dava ise; boşanma ve ziynet eşyası istemine ilişkindir. Tarafların ekonomik ve sosyal durum araştırılması için ilgili kolluğa yazı yazılmış olup, yazı cevabında; davacının mobilyacı olduğu, aylık gelirinin 2.350,00.-TL olduğu, bu maaşı dışında yıllık 2.300,00.-TL kira geliri olduğu, hisseli evinin olduğu, kira ödemediği, mercedes marka aracı ve Kutlugün köyünde hisseli 500 m² arsasının olduğu, davalının ev hanımı olduğu, kayınvalidesine ait evde oturduğunun bildirildiği anlaşılmıştır. ZİYNET EŞYASININ İADESİNE YÖNELİK YAPILAN İNCELEMEDE; Dava dilekçesinde ziynet talebi ile ilgili olarak dava değeri olan ve lehine vekalet ücreti verilmesini talep ettiği miktarın AAÜT 13/2'ye göre kesinlik sınırında kaldığı görülmektedir. Yerel mahkemelerce verilen kararlar aleyhine istinaf kanun yoluna başvurulabilir....

    -TL ziynet eşyasına hükmedildiğini, davacı birleşen dosya davalısının düğünde takılan ziynet eşyalarını müvekkiline sormadan bozdurduğunu, müvekkilinin sadece müşterek çocukları Şifanur'un tedavi giderleri için davalı yanın bileziğini kullandığını sonrasında bileziğin maddi karşılığı olan 14.600,00....

    Davacı kadın ziynet eşyalarının evlilikten kısa süre önce erkeğin annesi adına alınan evin borçlarının ödenmesi için erkek tarafından alındığını, geri verilmediğini iddia etmiş, davalı erkek ise, kadının babasının iş yeri açması için babasına verildiğini, bu sırada bir kısmının babasının evine hırsız girmesi nedeniyle çalındığını, bir kısmını da giderken davacı kadının kendisinin aldığı ya da kalan bir ziynet olmadığını savunmuştur. Tarafların her ikisinin de dilekçelerinde açıkça yemin deliline dayanmadıkları, usulüne uygun dayandıkları delilleri toplanmış, davacı kadın vekili boşanma davasına ibraz ettikleri kuyumcu kartvizitlerine de delil olarak dayanmıştır....

    -TL manevi tazminat ile ziynet eşyası bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Ziynet eşyaları açısından; ziynet eşyalarıyla ilgili olarak davalı kadın dosyaya fotoğraflar sunmuştur, ziynet eşyalarının davacı erkek tarafından araç alımı sırasında bozdurulduğunu; davacı ise ziynet eşyalarını davalı kadın uhdesinde kaldığını ileri sürmüştür. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca; kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimse iddia ettiği olayı kanıtlaması gerekir. Düğün sırasında kadına takılan veya erkeğe takılıp da kadına mahsus olan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır....

    Dava; evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle karşılıklı boşanma ve ziynet eşyasının iadesi istemine ilişkindir....

    UYAP Entegrasyonu