Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

boşanma ve davacı-karşı davalı kadının ziynet ve eşya alacağı davalarının yapılan yargılaması sonucu her iki boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına, eşya alacağı davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına ve ziynet alacağı davasının reddine dair verilen ilk hüküm tarafların temyizi üzerine Dairemizin 2015/19456 Esas ve 2016/10690 Karar sayılı ve 31.05.2016 tarihli ilamı ile ziynet alacağı davasının kabul edilmesi gerektiği yönünde bozulmuş, diğer yönlerden onanmıştır....

    Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen davalının sair temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2- HMK.nun 266.maddesi hükmüne göre, Çözümü hukuk dışında özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren konularda bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Mahkemece, dava konusu ziynet eşyalarının değerleri tespit edilmemiştir. Dava konusu hakkın değerinin para ile ölçülebilen haklardan olması nedeniyle harç ve vekalet ücretinin sağlıklı bir şekilde hesaplanması ve ziynet eşyalarının değerinin tespiti için konusunda uzman kuyumcu bilirkişiden rapor alınması zorunluluk arzetmektedir....

      iddiasını ispat etmesi gereken davacının, dosyadaki delillerle bunu ispat edememesi ve yemin teklifinde de bulunmaması sebebiyle ziynet alacağı davasını ispat edemediği gerekçesiyle ziynet alacağı davasının da reddine karar verilmiştir....

        Açık duruşmaya başlandı ve taraflardan kimsenin gelmediği anlaşılmakla işin incelenerek karara bağlanması için saat ....00'e bırakılması uygun görüldüğünden, belli saatte dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı vekili; tarafların evli olduklarını ancak fiilen ayrı yaşadıklarını, düğünde davacıya takılan ziynet eşyalarını davalının sonra bozdurup bankaya kendi hesabına yatırdığını, bunun dışında düğünde takılan bir adet setin ise davacı evden ayrılırken el konulduğunu iddia ederek, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmazsa fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak bedeli olan 30.000 TL'nin tahsilini talep ve dava etmiştir....

          İspat yükü üzerinde olan davacının, ziynet eşyalarının kapı kilidinin değiştirilmesi nedeniyle evde kaldığını ve götürülmesine engel olunduğu iddiasını ispatlaması gerekirken tanık beyanlarına göre ziynet eşyalarının daha önce davalı tarafından bozdurularak dükkan açıldığına yönelik beyanları birbiriyle çelişmektedir. Evde olduğu belirtilen altınların daha önce bozdurulması hayatın olağan akışına aykırılık teşkil etmektedir. O halde; mahkemece, davacının ziynet eşyalarının evde kaldığı iddiasıyla çelişkili olacak şekilde davalı tarafından bozdurulduğuna yönelik tanık beyanlarına itibar edildiği, mevcut çelişkinin hayatın olağan akışına aykırı olduğu, böylelikle davacının ziynet eşyalarının evde kaldığını ve götürülmesine izin verilmediğini ispat edemediğ görülmekle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir....

            Dava, ziynet eşyası alacağı davasıdır. İlk derece mahkemesince Davanın kabulüne, ziynet eşyalarının aynen iade talebinin davacı vekilince eksik harcı tamamlamaması ve davasını ıslah etmemesi nedeni ile reddine, 25.000 TL ziynet eşyası alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı sadece davalı erkek kabul edilen kısım yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür (TMK md. 6. ve HMK md.190/1). Davacı kadın ziynet eşyalarının varlığını, vasıflarını ve iade edilmek üzere erkeğe verdiğini ispat yükü altındadır....

            Öte yandan; davacının, dava dilekçesi ile nitelik belirtmeden ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde ise yasal faiziyle birlikte 50.000 TL bedel talebinde bulunduğu, daha sonra 11/01/2021 tarihli dilekçesi ile ziynetlerin niteliklerine dair beyanda bulunduğu ve 25/03/2021 tarihli ıslah dilekçesi ile toplam ziynet alacağı olarak 59.963 TL’lik ziynet bedeli istediği, dolayısıyla davacı kadının toplam ziynet bedeli isteminin 59.963 TL olduğu, ancak davacının 11/01/2021 tarihli dilekçesinde 100 USD’ye ilişkin bir istemde bulunmadığı, dolayısıyla davacının 59.963 TL’lik ziynet alacağı isteminin, 4.000 TL’lik pırlanta yüzük ve 632 TL’lik (100 USD) takı parası hariç kabulüne karar verilmesi gerekirken, ilk derece mahkemesince yazılı gerekçe ile davanın ziynet eşyaları yönünden tümden reddine karar verilmesi doğru görülmediğinden, davacının istinaf talebinin Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1- b-2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının tamamının kaldırılmasına...

            Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, düğünde takılan 10 adet adana burması, 2 metre köstek, 8 adet beşi bir yerde, 1 adet set takımı, 5 adet enli kelepçe bilezikten oluşan ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurularak kendi adına zeytinlik aldığını belirterek ziynet eşyalarının iadesini talep etmiştir. Davalı, zeytinliğin bir kısım altınların satılarak alındığını, zeytinliğin küçük bir arazi olduğunu, takı bedelinin altında olduğunu, geri kalan kısmı ile davacının hacca gittiğini, zeytinlik için satılan altınlar yönünde de davacının rızası olduğunu ileri sürerek davanın reddini dilemiştir....

              Mahkemece, dava edilen eşyalar yargılamanın devamı sırasında kadına teslim edilmiş olduğundan ve eşyalar yönünden dava konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına; 1 adet cumhuriyet altınının mevcut ise aynen iadesi, değil ise bedeli olan 618,00 TL nin, 1 adet altın takı seti mevcut ise aynen iadesi, değil ise bedeli olan 799,00 TL'nin, 63 adet çeyrek altın mevcut ise aynen iadesi, değil ise bedeli olan 9.184,00 TL'nin, 5 adet burma bilezik mevcut ise aynen iadesi, değil ise bedeli olan 6.398,00 TL'nin, 3 adet 5 gr bilezik mevcut ise aynen iadesi, değil ise bedeli olan 898,00 TL'nin kocadan alınarak kadına verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, iadesi mümkün değilse bedelinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....

                davasının kısmen kabulü ile; 6 adet 10 gram 22 ayar bilezik toplam 60 gram gramı 160,84 TL'den toplam 9.650,40 TL, 2 metre 18 ayar 100 gram gramı 127,96 TL'den 12.796,00 TL değerinde zincir, 10 adet çeyrek altın her biri 281,47 TL'den toplam 2.814,70 TL değerindeki ziynet eşyası alacağının davacıya aynen iadesine, aynen iadesi mümkün olmaz ise ziynetlerin toplam değeri olan 25.261,10 TL'nin ve 2,5 TL takı parası olmak üzere toplam 25.263,6 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının fazlaya ilişkin talebin reddine " karar verilmiştir....

                UYAP Entegrasyonu