"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi (Aile Mah.sıfatı ile) DAVA TÜRÜ : Eşya alacağı Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı eşya alacağı davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen iadesi, mümkün olmazsa bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, düğünde takılan ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının davalıda kaldığından bahisle söz konusu eşyaların aynen iadesi, mümkün olmazsa 19.671,00 TL nin davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı, talep edilen ziynetlerin davacıda olduğunu, eşyaların ise bedellerinin kendisi tarafından ödenmiş olup, davacıya ait olmadıklarını bu nedenle davanın reddini savunmuştur....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : HMK'nın 355. maddesine göre resen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Dava, ziynet ve takı parası alacağı istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi kararı davalı tarafından istinaf edilmiştir. Ziynet; altın, gümüş gibi kıymetli madenlerden yapılmış olup; insanlar tarafından takılan süs eşyası olarak tanımlanmaktadır. Ziynet eşyasını evlilik münasebetiyle gelin ve damada verilen hediyeler olarak tanımlamak mümkündür. Bu bağlamda, bilezik, altın kelepçe, kolye, gerdanlık, takı seti, bileklik, saat, küpe ve yüzük gibi takılar, ziynet eşyası olarak kabul edilmektedir....
Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle; düğüne davacının ailesinin katılmadığını, davalı ve ailesinin davacıya 40 gram 4 adet düz takı bileziği, 1 adet alyans, küpe ve kolyeden oluşan set, 3'lü çeyrek altından oluşan bileklik, takı bilekliği ve saat takıldığını, tüm bu ziynet eşyalarının davacının kullanımında olduğunu, taraflar arasındaki boşanma davasının derdest olduğunu beyanla, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir....
Tüm dosya kapsamı ve toplanan delillerden, kadının talep ettiği ziynet eşyalarının tür ayar ve gramına erkeğin itirazının olmadığı, davalı erkek tarafından kadının ziynet eşyalarını evi terk ederken götürüldüğünün iddia edildiği, kadının ortak konuta alınmaması, ortak konuta döndüğünde ise evin tamamen boşaltılması sabit ise de; ziynet eşyalarının evde kaldığının kadın tarafından ispat edilemediği, kadının yemin deliline dayandığı, ancak adına çıkarılan yemin davetiyesine süresinde cevap vermediği, böylelikle yemin teklif etme hakkını da kullanmamış olduğu, davacının davasını ispatlayamadığı anlaşılmakla, ziynet alacağı davasının reddi kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, davacı kadının istinaf talebinin reddine karar vermek gerekmiştir. Ziynet alacağı davası boşanma ve fer'i taleplerle birlikte açılmıştır. Davaların birlikte görülmesi bağımsız hukuki varlıklarına halel getirmez. Alacak davası boşanma ve fer'i istemlerden ayrı bir davadır....
O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur. 3-Davacı kadın dava dilekçesinde ayrıca ziynet eşyası alacağı talebinde bulunmuş,davaya konu ziynet eşyalarının cins, nevi ve miktarlarını belirtmiş,mahkemece ziynetler yönünden davanın reddine karar verilmiştir....
MAHKEME KARARI Mahkemenin 11.11.2015 tarihli ve 2014/788 Esas, 2015/966 Karar sayılı kararıyla; tanık Savaş'ın beyanından tarafların birlikte kuyumcuya giderek bahse konu ziynet eşyalarını bozdurdukları, bu duruma davacı kadının onay vermediğine dair dosyada herhangi bir delil bulunmadığından ispatlanamadığı gerekçesiyle ziynet alacağı talebinin reddine karar verilmiştir. IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ A....
Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bunları iadeden kurtulur. Somut olayda davacı kadının iddiası, dava konusu ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığı ve iade edilmediği yönündedir. Davacı bu iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. ......
, boşanma kararının 18.01.2018 tarihinde kesinleştiğini, müvekkiline düğünde takılan ve kendisine ait olan ziynetlerinin tarafına iadesini davalı eski eşinden istemişse de, bu konuda herhangi bir yanıt alamadığını, müvekkilinin davalıda kalan ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde de bedellerinin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI: İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; davacının ziynet alacağı davasının kısmen kabulü ile ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde 5.000,00 TL'nin dava tarihinden, kalan 1.934,05 TL'nin ise ıslah tarihinden itibaren yasal faiziyle davalıdan tahsiline, davacının düğün salonu için yapılan harcama isteminin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı vekili; ziynet alacağının ret olunan kısmı ve para alacağı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili; ziynet alacağı yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ: HMK'nın 355. maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırı haller dışında istinaf incelemesi istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....
Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı kabul edilir. Ne var ki somut olayda; geline ve damada takılan ziynet eşyaları ayrı ayrı değerlendirilmiş ve yalnızca geline takılanlar yönünden kısmen tahsil kararı verilmiş, damada takılan altınlar yönünden talep reddedilmiştir. O halde mahkemece düğün sırasında damada takıldığı ve damatta kaldığı tespit edilen ziynet eşyaları yönünden de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yukarıdaki şekilde davanın kısmen kabulü doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir....