"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet eşyasının iadesi Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı ziynet eşyasanın iadesi davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, ziynet eşyalarının mevcutsa aynen iadesi, değilse bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacıya düğün merasimi sırasında takılan ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün olmadığı takdirde parasal karşılığının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili ise davalının tasarrufunda herhangi bir ziynet eşyası bulunmadığını, düğün merasiminde takılan takıların düğün sonrası davacının annesi tarafından kasaya konulmak üzere alındığını, belirterek davanın reddini savunmuştur....
Mahkemece hüküm kısmında bedelinin tahsiline karar verilen ziynet ve ev eşyalarının cins, nitelik, miktar (gram ve ayarı) ve değerlerinin, ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken infazda tereddüt yaratacak şekilde eşyaların ve takıların toplam bedeline hükmedilmesi doğru değildir. ...)Davacı vekili dava dilekçesinde dava konusu edilen takı ve çeyiz eşyalarının aynen iadesini, aynen iadesinin mümkün olmaması halinde takı ve çeyiz eşyalarının bedelinin tahsilini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucu ise davanın kısmen kabulü ile, ....278,00 TL eşya bedeli ile ....000,00 TL takı bedelinin tahsiline karar verilmiştir. Mahkemece davacı vekilinin talebi doğrultusunda öncelikle takı ve çeyiz eşyalarının aynen iadesine, takı ve çeyiz eşyalarının aynen iadesinin mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline karar verilmesi gerekirken, sadece eşya ve takı bedellerinin tahsiline ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....
TL nakit paranın aynen iadesine, aynen iadenin mümkün olmaması halinde şimdilik 1.000 TL'ye dava tarihinden itibaren yasal faizi ile hükmedilmesini talep ve dava etmiş, 26.12.2017 tarihli dilekçesi ile de dava değerini 20.749 TL olarak ıslah etmiştir....
Mahkemece; davaya konu edilen ziynet eşyalarının davalının babasından miras kalan evin üzerine yaptırılan evin yapımında harcandığı ve davacıya iade edilmediği hususunun davacı tarafından gösterilen ve ileri sürülen tüm delillerle kanıtlanamadığından bahisle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava; düğünde takılan ziynet eşyalarının aynen iadesi; mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Kural olarak, düğün sırasında takılan ziynet eşyaları, kim tarafından, kime takılırsa takılsın, kadına bağışlanmış sayılır ve artık kadının kişisel malı sayılır. Türk Medeni Kanunu'nun 6.maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür. Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü, hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer....
Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altındadır. Diğer yandan evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Ancak ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğini, kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere bozdurulup ihtiyaçlar için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarını iade yükümlülüğünden kurtulur....
Bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde; dava konusu taşınmazın tapu kaydının incelenmesinde 1/2 payının 02/04/1982 tarihli satış ile davalıya devredildiği, davalının da taşınmazın davacının düğün takısı yerine geçmek üzere kendisine devredildiği iddiasını kabul etmediği, bileziklere yönelik istem yönünden ise, sözkonusu ziynetlerin davalı tarafından davacıdan alındığı ve davalı adına taşınmaz alımı için kullanıldığı hususunun da mevcut deliller ile ispat edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının dava konusu taşınmazın 1/2 hissesinin tapu kaydının iptali ile adına tescili, bunun mümkün olmaması halinde bedelinin iadesine yönelik temyiz itirazlarının reddi gerekir. 2-Davacının ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin tahsili...
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; düğünde takılan ziynet eşyalarının iadesi, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsiline ilişkindir. Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi hükmü uyarınca; Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatlamakla yükümlüdür.Gerek doktrinde, gerek Yargıtay içtihatlarında kabul edildiği üzere ispat yükü hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşer. Öte yandan ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayları ispatlaması gerekir. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi, evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak, normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı, dava dilekçesinde 10 adet Ankara Burma bileziğin ve 1 adet kalın burma bileziğin muhafaza edileceği gerekçesi ile davalı tarafından elinden alındığı ve iade edilmediğini ileri sürerek ziynet eşyalarının aynen iadesine, mümkün olmaması halinde şimdilik 5.000 TL bedelin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece ilk kararda davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 3....
olmaması halinde bedelinin yasal faizi ile iadesini istemiştir....
Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi olmadığı taktirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, tarafların 2009 yılında boşandıklarını ve müvekkiline düğünde takılan ziynetlerin evlilik birliği sırasında davalı tarafından alınarak bozdurulduğu, parasının ise davalı tarafından ailesine gönderildiğini belirterek söz konusu ziynetlerin aynen iadesi olmadığı taktirde bedeli olan 26.500 TL'nin dava tarihinden itibaren faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir. Davalı vekili, davacının ziynet eşyalarını müşterek evden ayrılırken yanında götürdüğünü ve ayrı yaşadıkları 2003-2004 yılında bozdurulup, davacı adına ev alındığını ve davanın reddini savunmuştur. Türk Medeni Kanunu’nun 6.maddesi hükmü uyarınca kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri hakkını dayandırdığı olguların varlığını kanıtlamakla yükümlüdür....