WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı ilamı ile "...Davacı kadın, ziynet eşyalarını iade edilmesi şartıyla davalı kocasına verdiğini savunmuştur. Bu durumda kural olarak ispat yükü davacı kadındadır. Ancak, davalı koca cevap dilekçesinde, ziynet eşyalarının davacı kadının rızası ile bozdurulduğunu savunmuştur. Açıklanan bu savunma karşısında ispat yükü yer değiştirmiş olup, ziynet eşyalarının davacı kadının isteği ve onayı ile iade edilmemek üzere kendisine verildiğini davalı kocanın ispat etmesi gerekir. Bundan ayrı, 05.02.2014 tarihli dilekçesi ile davalı koca, ziynet eşyalarını ileride iade etmek üzere davacı kadından aldığını bildirmiştir. Davalı koca yine taraflar arasında ... 9. Aile Mahkemesinde görülen 2010/743 Esas sayılı davanın 08.03.2012 tarihli celsesinde aynı yönde beyanda bulunmuştur. Buna göre, davalı koca, ziynet eşyalarını davacı kadına iade ile mükelleftir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Eşyası Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat ve ziynet talepleri ile yoksulluk nafakasının miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davacı kadın ziynet eşyalarının koca tarafından kendisinden alınıp geri verilmediğini ileri sürerek ziynet eşyalarının aynen iadesini mümkün olmaması halinde bedelinin tahsilini talep etmiş, mahkemece bu talebin kanıtlanamadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiştir....

      Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Dava dilekçesinde istenilen ziynet eşyalarının bir kısmının ailenin ortak giderleri için bozdurulup harcandığı davalı tarafından kabul edilmektedir. Davalı ziynet eşyalarının davacının rızası ile bozdurulup harcandığını iddia etmiş isede bu iddiasını kanıtlayamamıştır. Öte yandan karının iaşesini sağlamak kocaya aittir. Davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların evliliğin devamı sırasında davalı tarafından bozdurulup harcanmış olduğu kabul edildiğine göre davacıya iadesi gerekir.Bu nedenle davalı tarafından bozdurulup harcandığı kabul edilen ve mahkemece red edilen ziynetler yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle bu ziynetler yönünden talebin red edilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir… …) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir....

        Ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile ziynet eşyalarının bozdurulup ev ihtiyaçları için harcandığının davalı yanca kanıtlanması halinde koca ziynet eşyalarının iadeden kurtulur. Somut olayda; davacı, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalı tarafından, iade edilmek şartıyla kendisinden alındığını, çeyiz eşyalarının ise babasının evine götürüldüğünde müşterek konutta kaldığını ileri sürmüştür. Bu durumda, TMK' nun 6. maddesi gereğince ziynet eşyalarının davalı tarafından bozdurulduğunu, ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını davacı kadın; bozdurulmuş ise ziynetlerin bir daha istenmemek üzere kendisine verildiğini veya iade edildiğini ise davalı ispat yükü altındadır. O halde, mahkemece; tarafların delilleri toplanarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerekmiştir....

          Davalı vekili ise düğünde takılan takıların davacının ailesi tarafından alındığını, davacının ailesinin küçük altınları bozdurup balayına gitmelerini sağladığını, diğer ziynet eşyalarının davacıda kaldığını belirterek davanın reddini istemiştir. Evlilik sırasında kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır. Dava dilekçesinde istenilen ziynet eşyalarının bir kısmının bozdurularak tarafların balayına gitmiş oldukları davalı tarafından kabul edildiği gibi, dinlenen davalı tanıkları da düğünde takılan küçük altınlar ile bileziklerin taraflarca bozdurularak parası ile balayına gidilmiş olduğunu beyan etmişlerdir. Davalı ziynet eşyalarının davacının rızası ile geri alınmamak üzere bozdurulduğunu da kanıtlayamamıştır. Davacıya ait olduğu anlaşılan dava konusu altınların bir kısmının evliliğin devamı sırasında bozdurularak harcanmış olduğu davalı yanca kabul edildiğine göre davacıya iadesi gerekir....

            Davacı vekili; davalı ile müvekkilinin gayri resmi şekilde evlendiklerini, bu evliliklerinden bir çocuklarının olduğunu, resmi nikah kıyma talebinin davalı tarafından kabul edilmediğini, birlikteliğin davalı tarafından sonlandırıldığını, ancak müvekkili tarafından müşterek konuta alınan çeyiz eşyaları ile düğünlerinde takılan ziynet eşyalarının müvekkilline iade edilmediğini belirterek, çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedellerinin ödetilmesi ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat isteminde bulunmuştur. Davalı vekili; davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece; çeyiz ve ziynet eşyalarının aynen teslimi talebi değerlendirilmeden bilirkişi raporu hükme esas alınarak çeyiz ve ziynet eşyalarının bedeline ilişkin talebin kısmen kabulü ile manevi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir....

              Hayat deneylerine göre, olağan olanın, bu çeşit eşyanın (ziynet) kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Başka bir anlatımla, bunların, davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Diğer taraftan, ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Somut olayda; davacı tarafından, takılan ziynet eşyalarının davalı tarafça davacının evden ayrılmasından 1 ay kadar önce Akbank'ta bulunan banka kasasına konulduğu iddia edilmiştir. Davalı ise; ziynet eşyalarının davacı tarafça evi terk ederken yanında götürüldüğü savunulmuştur. Davacının bu iddiası araştırılmayarak, davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir....

              Anılan karar Dairemizin 2015/8927 Esas- 2015/14195 Karar sayılı ve 15.09.2015 tarihli kararı ile “Davalı kocanın, ziynet eşyalarının düğünden sonra annesine teslim edildiği yönündeki kabul beyanları ile davacı kadın ziynet eşyalarının zilyetliğinin davalı tarafa geçirildiği yönündeki iddiasını ispat etmiş olup, bu kez ziynet eşyalarının balayından sonra davacı kadına iade edildiği yönündeki iddiasını ispat yükü davalı kocaya geçmiştir. Bu kapsamda, davalı koca ziynet eşyalarının, annesine teslim edilmesinden bir süre sonra davacı kadına iade edildiğini (geri verildiğini) ispat etmekle yükümlüdür ve davalı bu hususu ispat edemediği takdirde ziynet eşyalarının iadesinden sorumlu olacaktır....

                Dava, ziynet alacağı davası niteliğindedir. İlk derece mahkemesi kararına karşı davalı erkek tarafından istinaf kanun yoluna başvurularak, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi talep edilmiştir. Yapılan yargılamaya ve toplanan delillere göre; davacı tarafça "davacının müşterek konuttan ayrılarak ailesinin evine yerleşmek durumunda kaldığı, yanına kıyafetlerini dahi alamadığı, ziynet eşyalarının evde kaldığı" iddia edilerek aynen iadesine, mümkün olmazsa bedeline hükmedilmesinin talep edildiği, davalı tarafça ise "ziynet eşyalarının düğünden sonra davacının kuyumcu olan babasının kasasına konulduğunun ve davacının geride ziynet eşyası bırakmadığının" iddia edildiği, dosya kapsamında bulunan bilirkişi raporu uyarınca tespit edilen ziynet eşyalarının dava tarihi itibariyle değerlerinin belirlendiği ve taraf tanıklarının dinlendiği anlaşılmıştır....

                Davalı-karşı davacı kadın karşı dava dilekçesinde davacı-karşı davalı erkeğin ziynetleri aldığını, geri vereceğini söylediğini ancak vermediğini iddia etmiş, davalı erkek ise süresinde verdiği cevap dilekçesinde, 2014 yılı ramazan ayında davalı-karşı davacı kadın tarafından ortak konuttan eşyaların alındığını, eşyaların nakliye ücretini kendisinin verdiğini, ziynet eşyalarının kadında bulunduğunu savunmuştur. Dosya içerisinde bulunan fotoğraflar üzerinde kuyumcu bilirkişi rapor hazırlayarak dosyaya sunmuş olup ziynetlere ilişkin tanık beyanı bulunmamaktadır. Davacı kadın ziynet eşyasının erkek tarafından alındığını ve kendisine geri verilmediğini ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Davalı-karşı davacı kadının tanıklarının ziynetlere ilişkin beyanı bizzat görgüye dayalı olmayıp aktarımdan ibarettir....

                  UYAP Entegrasyonu