Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, ziynet iadesi istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Davacı vekilinin 15 çeyrek altın ve 7 gr.'lık 4 adet bileziğe ilişkin temyiz itirazlarına gelince; Davacı vekili, dava dilekçesinde, davacıya ait ziynet eşyalarının davalı tarafından satıldığını daha sonra iade edilmediği gibi bedelinin de ödenmediğini ileri sürerek aynen ya da 3.375,00.-YTL' nın tahsilini istemiştir. Davalı vekili, bozdurulan 15 çeyrek altın ile 4 adet 7 gr. bileziğin taraflarca bozdurularak balayına gidildiğini, beraberce harcandığını savunmuştur. Düğün sırasında davacıya takılan ziynet eşyaları davacıya bağışlanmış sayılır. Bağışlanan eşyaların geri istenmesi bağıştan dönme nedenlerinden birinin bulunmasıyla mümkündür....

    Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür. Bu bağlamda davacı; dava konusu ettiği ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ispatla yükümlüdür....

    Davalı-karşı davacı kadın, dava dilekçesinde talep ettiği ziynet eşyalarının davacı-karşı davalı erkekte olduğunu iddia etmiştir, erkek ise altınların kendisinde olmadığını, altınların kadının annesine ait kasada olduğunu ileri sürmüştür. Davalı-karşı davacı kadın ziynet eşyasının erkekte kaldığını ispat yükü altındadır. Ziynet eşyalarının niteliği gereği, kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer. Ziynetlere ilişkin tanık beyanları kadının iddiasını kanıtlamaya yeterli olmayıp, dosyada kadının iddialarını kanıtlamaya elverişli başkaca bir delil de bulunmamaktadır. Ne var ki dava dilekçesinde açıkça yemin deliline de dayandığı halde, mahkemece, davalı-karşı davacı kadına yemin teklif etme hakkı hatırlatılmamıştır....

      Kural olarak düğün sırasında takılan ve kadına özgü olan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır. Bu nedenle evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesi de mümkündür....

      Mahkemece davanın kabulü ile belirtilen eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedeli olarak 39160 TL'nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesi üzerine hüküm davalılar tarafından temyiz edilmiştir. 1- Dosya kapsamına toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde bir isabetsizlik bulunmamasına göre temyiz eden davalıların aşağıdaki bendin dışındaki temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Ziynet eşyalarına ilişkin temyiz itirazlarına gelince, eşya senedinde ziynet eşyalarının gramajı belirtilmemiştir. Mahkemece senette belirtilen ziynet eşyalarının niteliği, kaç gram olduğu taraflardan sorularak varsa buna ilişkin delilleri toplanıp, sonucuna göre rapor alınmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, eksik araştırmayla yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından kısmen reddedilen ziynet alacağı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava dilekçesinde, ziynet eşyalarının aynen veya bedelinin tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Yerel Mahkemenin 21.01.2016 tarihli kararında; düğünde davacı kadına takılan ziynet eşyaları yönünden, bu eşyaların davalı tarafta kaldığı hususunu ortaya koyan yeterli delil olmadığından bahisle davacı talebinin reddine karar verilmiştir. Verilen hüküm hakkında yapılan temyiz incelemesi sonrasında, "Davalı erkek kadının talep ettiği ziynetlerin kadın tarafından geri istenilmemek üzere verildiğini ispat etmekle yükümlü olup bunu da ispat edememiştir....

          Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere, özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine, davalılar vekilinin 28/05/2014 tarihli 2. celsedeki; “Müvekkillerim her ne kadar ziynet eşyalarını alıp soğuk hava deposunda kullanmak üzere bu ziynet eşyaları ile forklift almış iseler de, müvekkillerim ziynet eşyalarının bedelini davacıya evlilik süresinde iade etmişlerdir. Ancak buna rağmen bu dava ikame edilmiştir.” beyanına göre davalıların ziynet eşyalarının iadesinden sorumlu olmalarına göre yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, 2.049.40.TL bakiye temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine, 6100 sayılı HMK'nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK'nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/07/2017 günü oybirliğiyle karar verildi....

            Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/451 Esas - 2019/135 Karar sayılı kararı ile boşandıklarını, boşanma kararının 09/09/2020 tarihinde kesinleştiğini, müvekkilinin düğünde kendisine takılan bir kısım ziynet eşyalarının kendisine iadesini talep ettiğini, söz konusu ziynet eşyalarının 20'şer gramlık 5 adet bilezik, davalının abisi tarafından müvekkiline takılan bir adet enli hediyelik bilezik, müvekkilinin annesi tarafından takılan 10 gramlık hediyelik bilezik, iki çeyrek altın değerinde cumhuriyet kolye ve müvekkilinin yakınları tarafından takılan 8 adet çeyrek altından oluştuğunu, söz konusu ziynet eşyalarının davalı tarafından kendi borçlarını ödemek amacıyla evli oldukları dönemde müvekkilinden alındığını, fakat geri verilmediğini, müvekkiline takılan gerdanlığı ise müvekkilinin kendisinin sattığını belirterek, dava konusu ziynet eşyalarının müvekkiline iadesine, mümkün olmadığı takdirde söz konusu ziynet eşyalarının yasal faizi ile birlikte şimdilik 1.000,00....

            Davalı ..., davacının giderken ziynet eşyalarının tamamını götürdüğünü, kendisinin ziynet eşyalarını almadığını, davacı ile anlaşmalı olarak ayrıldıkları için kendisini abisine teslim ettiğini, davacıyı giyinik vaziyette götürüp teslim ettiklerini, davacının evden çıkmadan önce üzerinde 5 tane bileziğinin olduğunu, takı seti ve yüzüğünün üzerinde olduğunu, hatta altınları çıkarıp kendisine vermek istediğini, kendisinin de bunlar senin hakkın diyerek çantasına koymasını istediğini, gerdanlık ve diğer kıymetli eşyalarını çantasına koyduğunu belirtmiş, davalı ... ise; oğlunun ziynet eşyalarını davacının abisinin yanında verdiğini belirterek davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, davacının boşanma dosyalarında ziynet eşyaları ile ilgili bir beyanının bulunmadığı, davalı tanıkları ile davacının üzerinde ziynet eşyalarının olduğunun sabit olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafça temyiz edilmiştir. Dava, ziynet alacağı istemine ilişkindir....

              Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının evlilik birliği içinde davalı koca tarafından alınıp bir daha iade edilmediğini iddia etmektedir. Olayda ispat yükü davacıda olup, davacı ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığını ve kendisine iade edilmediğini kanıtlamak durumundadır. Davacı tarafından sunulan deliller davanın ispatı için yeterli değildir. Bununla birlikte davacı, '' her türlü yasal delil '' ifadesiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya ziynet eşyalarının elinden alınarak iade edilmediği konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır....

                UYAP Entegrasyonu