WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Buna karşılık, davalı tanıklarının tümü; ziynet eşyasına ilişkin bilgi sahibi olmadıklarını beyan etmişlerdir. Asıl olan, tanıkların doğru söylediğidir. Davacı tanıklarının beyanları ve diğer toplanan deliller birlikte değerlendirildiğinde; davacı kadının dövülerek evden ayrılmaya zorlandığı, evden ayrılış şekli itibariyle, davacının, ziynet eşyalarını yanında götürmeyi düşünmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı; dolayısıyla, ziynet eşyalarının davalıda kaldığının kabulü gerekir. Hal böyle olunca, mahkemece; ziynet eşyaları yönünden davacının iddiasını ispat ettiği değerlendirilerek, davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken; tanık beyanlarının yanılgılı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :AİLE MAHKEMESİ Taraflar arasında görülen ziynet ve eşya alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü. Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının evden kovulması nedeniyle ziynet eşyalarının davalıda kaldığını iddia ederek ziynet eşyalarının aynen iadesini, mümkün değilse bilirkişi raporu ile belirlenecek bedelinin davalıdan tahsili ile çeyiz eşyalarının iadesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının evden ayrılırken ziynetleri beraberinde götürdüğünü belirterek davanın reddini savunmuştur....

      Somut olayda; davacı tarafça sunulan flash bellek ile davaya konu ziynet eşyalarından "ucunda cumhuriyet altını bulunan 14 ayar zincirin, 2 adet inci kolyenin, 23 adet çeyrek altının, 1 adet bayan kol saatinin ve toplam 170 gram 22 ayar bileziğin" takıldığının ispatlandığı, davalı tarafça ziynet eşyalarının taşınma, eşyaların yenilenmesi ve doğum giderlerine yönelik olarak bozdurulup harcandığı yönünde ikrarda bulunulduğu, davalı tarafça söz konusu ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere verildiğinin ya da davacı tarafa iade edildiğinin ispatlanamadığı göz önünde bulundurulduğunda, belirtilen ziynet eşyaları yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, davanın tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir....

      Mahkemece bozmaya uyulmuş ve kasa dışındaki ziynet eşyalarının davacıda kaldığı, kasadaki ziynet eşyalarının davalı koca tarafından alındığı anlaşılmakla, kasa içinde kaldığı anlaşılan 1 adet inci set, 18 karat pırlanta bilezik, 1 adet pırlanta set, 6 adet bilezik, 5'i bir yerdenin kasada bulunması nedeniyle bu ziynet eşyalarının aynen iadesine, olmadığı takdirde dava tarihindeki toplam değeri olan 10.753,80 TL’ nin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmiş ve karar taraflarca temyiz edilmiş, Yargıtay 3.Hukuk Dairesinin 28.06.2018 tarihli ilamıyla, somut olayda, davacının ziynet eşyasının varlığını ispat etmek için delil olarak düğün CD' sini dosyaya sunduğu, konusunda uzman olmayan avukat tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun hükme dayanak yapıldığı belirtilerek mahkemece, dosyanın kuyumcu bilirkişiye tevdi edilerek, davanın açıldığı tarih itibariyle talep edilen ziynet eşyalarının gram, ayar ve niteliklerinin göz önüne alınarak, CD ve fotoğraflar incelenmek sureti ile,...

        Davalı, iade edilmemek üzere söz konusu ziynet eşyasının kendisine verildiğini kanıtlamadıkça iade ve tazmin ile yükümlüdür. Somut olayda, davacı(kadın) dava konusu edilen ziynet eşyasının davalı tarafta kaldığını ileri sürmüş, davalı koca ise ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğünü iddia etmiştir. Mahkemece, davacının ziynet eşyalarının kadının üzerinde olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, bu durumun aksini ispat yükü altında olan davacı kadının iddiasının ispatlanamadığı belirtilerek, davanın reddine karar verilmiştir. Davacı, ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığı iddiasını ispat için tanık delili ve boşanma dava dosyasına dayanmıştır.Davacı tanıklarından Hüseyin, ...'nun babası ile davacıyı almaya gittiklerini ,üzerinde hiçbir ziynet eşyası olmadığını,boşanma davası devam ederken ...'nun eşyalarını almak için tarafların evine gittiklerini, kamyona eşyalar yüklenirken ...'...

          Mahkemece hüküm altına alınan ziynet eşyalarının hüküm fıkrasında cins, nitelik miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların infazda güçlük çıkarmayacak şekilde belirlemesi gerekirken, bu yön üzerinde durulmadan ziynet eşyalarının değerlerinin toplu olarak gösterilmesi suretiyle hüküm tesisi doğru olmamıştır. Ancak bu husus ilk incelemede gözden kaçtığından dairemizin ziynet alacağına yönelik 14.04.2015 gün, 2014/22340 esas - 2015/7438 karar sayılı onama kararının kısmen kaldırılmasına, hükmün bu yöndende bozulmasına karar vermek gerekmiştir....

            Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-davacı erkeğin aşağıdaki bentler dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Davalı-davacı erkeğin cevap dilekçesinde talep ettiği manevi tazminat talebi hakkında olumlu olumsuz karar verilmemesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir. 3-Davacı-davalı kadın dava dilekçesinde cins, nevi ve miktarlarını belirttiği ziynet eşyalarına davalı-davacı erkeğin ailesi tarafından el konulup, satıldığını beyan ederek ziynet eşyalarının iadesini talep etmiştir. Davacı-davalı kadın ziynet eşyasının erkek tarafından zorla alındığını ispatla yükümlüdür. Ziynet eşyalarının niteliği gereği kadının ortak konuttan ayrılırken yanında götürmesi hayatın olağan akışına uygun düşer....

              Davacı, davalı ile aralarında nikah olmaksızın birlikte yaşadıklarını, birliktelikleri sona erdiğinde kendisine düğünde takılan ziynet eşyaları ile çeyiz eşyalarının davalı tarafından verilmediğini belirterek ziynet ve çeyiz eşyalarının iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedelinin ödetilmesini istemiştir. Davalı, davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, çeyiz eşyası yönünden tarafların birlikte yaşamış olduğu evde bulunan ve mahkemece yerinde keşif ile tespiti yapılıp bilirkişi tarafından belirlenenlerin ikinci el değerleri esas alınmış; ziynet eşyası yönünden ise, davacı tanıklarının aynı şehirde yaşamadıkları ve bu eşyalar yönünden başkaca inandırıcı delil ileri sürülmediği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Eşyalarının İadesi Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı-karşı davalı erkek tarafından, ziynet eşyalarının iadesine ilişkin kurulan hüküm yönünden; davalı-karşı davacı kadın tarafından ise, manevi tazminat talebinin reddi, aleyhine hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: 1-Dosyadaki yazılara ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, davalı-karşı davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir. 2-Bozmadan sonra, ziynet eşyalarının iadesi ve boşanmanın eki niteliğindeki manevi tazminat (TMK....

                  İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; "...davacıya takılan ziynet eşyalarını alınan tanık beyanlarına göre davalı tarafta kaldığı ve davacıya verilmediği, her ne kadar davalı tarafından ziynet eşyalarının takılmadığı, komşudan ödünç alındığı ve düğün sonrası geri verilmesi yönünde savunmalarda bulunulmuş ise de bu hususun tanık beyanlarıyla tam olarak ispat edilemediği, dosyaya sunulan fotoğraflar ve davacın tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde davalının ziynet eşyaları yönündeki bu savunmalarına mahkememizce itibar edilmediği, ve ziynet eşyalarının davacıya verilmediği ve davalı uhdesinde kaldığı değerlendirilmiş..."...

                  UYAP Entegrasyonu