Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı-karşı davacı kadın dava dilekçesinde talep ettiği ziynetlerin, erkek tarafından alındığını ve iade edilmediğini belirterek, ziynet eşyalarının bedelinin iadesini talep etmiştir....

    ispatlayamadığı, açıklanan sebeple ilk derece mahkemesince ziynet eşyalarının iadesi davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı gerekçe ile reddi doğru görülmemiştir....

    Somut olayda; davacı, takılan ziynet eşyalarının davalı tarafta kaldığını, iadesinin talep edilmesine rağmen satıldığı söylenerek iade edilmediğini iddia etmiş, davalı ise, cevap dilekçesinde; talep edilen setin davacı kadında olduğunu, ziynet eşyalarının işlerinin bozulması nedeni ile davacı tarafından borçlarının ödenmesi amacıyla ve bir daha geri alınmamak üzere verildiğini, bu sebeple ziynet eşyalarının bağışlandığını savunmuştur. Davacıya takılan ziynet eşyalarının, nitelik, cins ve miktarları, alınan bilirkişi raporu ve cd içeriğiyle ispat edilmiş, davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edildiği hususu ise özellikle tarafsız tanık Doğan Doğru'nun beyanı ile ispat edilmiştir....

    Düğünde kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun kadına bağışlanmış sayılır. Ziynet eşyaları rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan, olağan olan bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmaz. Bunun sonucu olarak normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerekir. Davacı, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu ispat yükü altındadır. Davacı, evlilik sırasında takılan ziynet eşyalarının davalı eşinin askerde olduğu dönemde kayınvalidesine teslim ettiğini, ortak konuttan ayrılırken de ziynetlerini alamadığını sürmüş, davalı ise; ziynetlerin evden ayrılırken davacı tarafından götürüldüğünü savunmuştur....

      Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2013/116 esas 2014/73 Karar sayılı ilamı ile boşandıklarını, kendisine ait olan ziynet ve çeyiz eşyalarının davalıda kaldığını ve iade edilmediğini ileri sürerek, sayı ve nitelikleri itibari ile tek tek sayılan ziynet ve çeyiz eşyalarının aynen, mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 20.000 TL bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir. Davalı, dava konusu edilen ziynet ve ev eşyalarının tamamının davacı ve ailesi tarafından teslim alındığını ve buna ilişkin teslim tutanağı düzenlendiğini, hiçbir eşyanın kendisinde bulunmadığını, davacının iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğunu belirterek, davanın reddini dilemiştir....

        Dava; öncelikle ziynet eşyalarının aynen iadesi, bunun mümkün olmaması halinde ise bedellerinin davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Kadına ait ziynetler, koca tarafından bozdurulup, değişik amaçlarla harcanmış olabilir. Bu durumda, ziynet eşyalarının iade edilmemek üzere kocaya verildiğinin, davacının isteği ve onayı ile bozdurulup harcandığının, davalı yanca kanıtlanması halinde, davalı koca ziynet eşyalarının iadesinden kurtulur. Ziynet eşyaları yönünden olağan olan, bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesidir. Ziynet eşyalarının davalı kocanın zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağana ters düşer. Ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardandır....

          Dava, ziynet eşyalarının aynen iadesi, olmadığı takdirde bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, dava dilekçesinde, Davalının, 2006 yılında evliliği sürdüremeyeceğini söyleyerek davacıyı ve müşterek çocuklarını terk ettiğini, davacıya düğünde takılan 12_adet kalın ikili burma ve 4 tane normal bileziğin tamamının davalı tarafından dükkan açmak için borç olarak alındığını ve geri verilmediğini, bunun dışında müşterek çocuk ... doğduğunda takılan 9 adet ikili burma bilezik ve babası tarafından alınmış olan 2 adet ikili burma bilezik ile davalı tarafından davacıya evlilik yıl dönümlerinde alınmış olan 2 adet burma bileziğin davalı tarafından araba almak için borç alındığını ancak bunların da davacıya iade edilmediğini belirterek, sözkonusu ziynet eşyalarının aynen, olmadığı takdirde bedeli olan 34.160 TL'nin yasal faiziyle davalıdan tahsilini istemiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma-Ziynet Alacağı Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı erkek tarafından ziynet alacağı yönünden duruşmalı olarak temyiz edilmiş ise de; temyiz edilen ziynet alacağının miktarı itibariyle duruşma sınırı altında kaldığından duruşma isteğinin reddine, dosya üzerinden inceleme yapılmasına karar verilerek, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davalı-karşı davacı kadın, ev satın alınırken, ziynet eşyalarının erkek tarafından bozdurulduğunu, ziynet eşyalarının evin alımında kullanıldığını beyan ederek ziynet eşyalarının aynen iadesini, olmadığı taktirde bedeline karar verilmesini talep etmiştir....

              Dava, ziynet eşyasının iadesi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece istem kısmen kabul edilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, resmi nikah kıymadan davalı ile bir yıl süreyle evlilik yaşadığını ve evliliklerinin bozulmasına davalının neden olduğunu, düğünde takılan ziynet eşyalarının davalıda kaldığını belirterek, ziynet eşyalarının iadesini ve manevi tazminat istemiştir. Davalı, davacının akrabası olduğunu, evlendikten sonra resmi nikah yapmak için Adana'da çalışmalar başlattığını, davacıdan kaynaklanan nedenle resmi nikahın kıyılamadığını, psikolojik rahatsızlığı nedeniyle hastanede yattığı sırada davacıyı kardeşinin babasının evine götürdüğü, ziynet eşyalarının davacıda kaldığını, davacı ile resmi nikah yapmadıkları için manevi tazminatla sorumlu tutulamayacağını belirterek, davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

                Taraflar arasındaki ziynet eşyası alacağı davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Y A R G I T A Y K A R A R I Davacı, davalı ile aralarında devam etmekte olan bir boşanma davası olduğunu, düğünde kendisine takılan ziynet eşyalarının davalı tarafça düğünden hemen sonra davalının borçları olduğu, bu borçlarından dolayı eve alacaklıların haciz getirebileceğinden bahisle elinden alınarak bozdurulduğunu, evlilik birliğinin devamı sırasında bir çok defa bu altınları talep ettiği halde borçtan bir türlü kurtulamayan davalının altınları iade etmediğini, sayı ve nitelikleri itibariyle tek tek sayılan ziynet eşyalarının aynen iadesini, bu mümkün olmadığı takdirde fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla toplam 32.496 TL bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek...

                  UYAP Entegrasyonu