Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Dairesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından tazminatların miktarı yönünden; davalı erkek tarafından ise tamamına yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı kadın dava dilekçesinde öncelikle zina (TMK m. 161) hukuksal nedenine, olmadığı takdirde evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166/1-2) hukuksal nedenine dayalı boşanma talep etmiş, davasını kademeli (terditli) olarak açmıştır....

    belirterek tarafların öncelikle zinaya dayalı boşanmalarına, kabul edilmemesi halinde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olarak boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, ortak çocuk için aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 4.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile nafakaların her yıl ÜFE oranında artırılmasına, müvekkili lehine yasal faiziyle birlikte 200.000,00 TL maddî ve 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Aile Mahkemesinin 2017/105 Esas sayılı nafaka talebi ile açılan davanın kabulü ile ve müşterek çocuğa nafaka bağlanmasını, boşanma talebinin ve davacının açtığı boşanma davasının ispatlanamaması ve kusurlu tarafın davacı olması nedeni ile reddine karar verilmesini talep ettiği anlaşılmış, bu sebeple, davalı birleşen dosya davacısı vekilinin, davacı birleşen dosya davalısına karşı açmış olduğu evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve zinaya dayalı boşanma davası konusunda vazgeçme beyanı dikkate alınarak karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmiştir....

      Direnme yolu ile Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; boşanmaya sebep olan olaylarda davalı eşin kusurlu davranışlarının ispat edilip edilemediği, buradan varılacak sonuca göre davacı eşin evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayalı boşanma davasının kabulünün gerekip gerekmediği noktalarında toplanmaktadır. III. GEREKÇE 11.Uyuşmazlığın çözümü bakımından ilgili yasal düzenleme ve kavramların açıklanmasında yarar vardır. 12. Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) “Evlilik birliğinin sarsılması” başlıklı 166. maddesinin bir ve ikinci fıkraları; "Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. Yukarıdaki fıkrada belirtilen hâllerde, davacının kusuru daha ağır ise, davalının açılan davaya itiraz hakkı vardır....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına dayalı olan Karşılıklı boşanma ve Kişisel eşyanını iadesi davasında (TMK m.166/1- 2) davacı-karşı davalı taraf; erkeğin kabul edilen davası, kusur tespiti, tedbir ve yoksulluk nafakası ile reddedilen tazminatlar ve ziynetler yönünden süresinde istinaf talebinde bulunmuştur....

        Bu husus gözetilmeden, davalı-karşı davacı kadının ağır kusurlu kabulü doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir. 3-Yukarıda 2. bentte açıklandığı üzere evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda, taraflar eşit kusurludur. Boşanma sebebiyle maddi ve manevi tazminata hükmedilebilmesi için, tazminat talep eden tarafın kusursuz veya diğer tarafa göre daha az kusurlu olması gerekmektedir. Eşit kusurlu eş yararına tazminata hükmedilemez. Mahkemece, davalı-karşı davacı kadının daha fazla kusurlu kabul edilmesi ve bu yanılgılı kusur belirlemesine bağlı olarak davacı-karşı davalı erkeğin maddi tazminat (TMK m.174/1) ve manevi tazminat (TMK m.174/2) isteğinin reddi gerekirken, yazılı şekilde erkek lehine maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi doğru görülmemiştir. 4-Boşanan eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilebilmek için, nafaka talep eden eşin boşanma yüzünden yoksulluğa düşecek olması gerekir (TMK m.175)....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı erkek tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına (TMK.m.166) dayalı olarak açılmıştır. Yargılama sırasında davalının akıl hastası olması nedeniyle vesayet mahkemesince kısıtlanmasına karar verilmiş ve vesayet altına alınmıştır. Boşanmaya esas alınan maddi hadiselerin iradi olduğundan sözedilemez. Türk Medeni Kanunun 165. maddesine dayalı bir dava bulunmamaktadır. Mevcut durum nedeniyle davalının davranışlarının iradi olduğundan, dolayısıyla kusurlu olduğundan da söz edilemez. Türk Medeni Kanununun 166. Maddesinden açılan davanın reddi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır....

            öncesi HIV virüsü tespit edilmesine rağmen bu durumu müvekkilinden saklamak ve onu önemsememek suretiyle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek tarafların boşanmalarına, müvekkili için 1.000 TL tedbir/yoksulluk nafakası ile 100.000 TL maddi ve 100.000 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Karşılıklı Boşanma Taraflar arasındaki "boşanma" ve "karşı boşanma" davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı (Havva) tarafından, her iki davaya yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Mahkemece, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda kusurun tamamen davacı-karşı davalı kadında olduğu gerekçesiyle kadının boşanma davasının reddine, kocanın karşı boşanma davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmiş ise de; yapılan yargılama ve toplanan delillerden; her iki tarafın da karşılıklı olarak birbirlerine şiddet uyguladıkları, hakaret ettikleri, birbirlerini aşağıladıkları ve her ikisinin de tedaviden kaçındıkları, anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu duruma göre boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları kabul edilmelidir....

              kavgalar ve huzursuzluklar çıkarak evlilik birliğinin çekilmez hale geldiğini, yaşanan olaylarda ve evlilik birliğinin sona ermesine neden olan olaylarda davacının ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin hep davalının yanında olduğunu ancak davalının manevi acılar çektirmeye devam ettiğini belirterek tarafların boşanmalarına talep ve dava ettiği görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu