Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Ancak, üçüncü kişinin muvazaalı muamele (danışıklı işlem) ile hakkının zarar gördüğünün benimsenebilmesi için onun danışıklı işlemde bulunandan bir alacağının var olması ve bu alacağın ödenmesini önlemek amacıyla danışıklı işlemin yapılması gerekir. Somut olayda davacı, davalı aleyhinde açtığı boşanma ve mal paylaşımı davaları bulunduğunu, evlilik birliktelikleri içinde edindikleri yazlığın kendisinden mal kaçırmak amacı ile davalı eşi tarafından danışıklı olarak diğer davalı kardeşine devir edildiğini iddia etmiştir. Davacının boşanma davası ile birlikte maddi ve manevi tazminat alacağı doğabileceği gibi esasen davanın konusunu oluşturan yazlık, evlilik birlikteliği içinde satın alınmış olduğundan mal paylaşımı davasının da konusunu oluşturduğu kuşkusuzdur. Şu durumda, taşınmazın davalı eş adına tescil edilmesinin istenmesinde davacının hukuki yararı ve aktif dava ehliyeti bulunmaktadır. ......

    İSTİNAFA BAŞVURAN TARAF VE İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ: Davacı kadın vekili hükmün; lehine hükmedilen tazminatların miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası talebi ve zina nedenine dayalı boşanma talebinin kabulü gerektiği yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı erkek vekili hükmün; kusur belirlenmesi ve aleyhine hükmolunan tazminatlar yönünden istinaf yasa yoluna başvurmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; davacı kadın tarafından açılmış TMK.nun 166/1 ve 161 maddelerine dayalı boşanma ve fer'ilerine ilişkindir. Dava dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre ilk derece mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından tarafların tüm istinaf istemlerinin HMK. 353/1- b-1 maddesi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

    Davalı karşı davacı kadın vekili istinaf dilekçesi ile; sadece zina nedeni ile boşanma davasının reddini istinaf ettiklerini, erkeğin halen başka bir kadınla yaşadığını, zina davasının hak düşürücü süreden reddinin doğru olmadığını, kararın diğer kısımlarının usul ve yasaya uygun olduğunu belirterek kararın sadece zina sebebine dayalı boşanma davasının reddi kısmının kaldırılmasına, zina hukuki sebebine dayalı boşanma davasının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....

    nun 161. maddesi uyarınca zina nedenine dayalı boşanma davasının REDDİNE, b)Davacı kadının; TMK.'...

    nin erkekten ayrılmak istediği fakat erkek tarafından kabul edilmemesi ve erkek tarafından tehdit edilmesi üzerine davacı kadından yardım istediği, kadının bu birlikteliği 2014 yılının Aralık ayında bu şekilde öğrendiği ve 20.02.2015 tarihinde boşanma davasını açtığı yapılan yargılama ve dinlenen tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Kadının zina eylemini 2014 Aralık ayında öğrendiği ve dava dilekçesini 20.02.2015 tarihinde verdiği anlaşıldığına göre, hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz. Toplanan delillerden, davalı erkeğin zina yaptığı anlaşılmaktadır. O halde, davacı kadının Türk Medeni Kanunu'nun 161. maddesi uyarınca zina hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası ve Türk Medeni Kanunu'nun 166/1. maddesi uyarınca evlilik birliğinin sarsılması hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma davası uyarınca boşanmaya karar verilmesi gerekirken zina hukuksal nedenine dayalı olarak açılan boşanma talebinin reddi doğru olmamış ve bozmayı gerektirmiştir....

      Bunun üzerine mahkemece erkek tarafından açılan eldeki davanın, boşanma yönünden konusuz kaldığı belirlenerek esası hakkında karar verilmemiş, davalı kadın sadakatsiz davranışları nedeniyle tamamen kusurlu kabul edilerek davacı erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmiştir. Erkek tarafından açılan dava münhasıran özel boşanma nedeni olan zina hukuki nedenine dayalıdır. Davalı kadının boşanma kararının kesinleşmesinden sonra yeniden evlenmek maksadıyla yanında akrabalarının da bulunduğu ortamda başka bir erkekle görüşmüş olması kadının zina yaptığının kabulü için yeterli değildir. Hal böyle olunca, toplanan delillerden; davalı kadının zina eylemini gerçekleştirdiği kanıtlanamamıştır. Davacı erkek zina sebebiyle boşanma davası açmakta haklı olmadığına ve davalının kusurunun kanıtlanamadığına göre davacı erkek yararına maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir....

        Davacı-davalının davalı-davacı lehine hükmedilen yargılama gideri ve vekalet ücreti yönünden; Boşanma davalarında davanın kabul veya ret durumuna göre vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilir. Boşanma davasında talep edilen maddi ve manevi tazminat, nafaka boşanmanın fer'isi niteliğinde olup, ayrıca harca tabi olmadığından tazminat ve nafaka talebine ilişkin verilen karara göre vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmez. Buna göre ilk derece mahkemesince davalı- davacının açtığı boşanma davası kabul edildiğinden birleşen davada davalı-davacı lehine vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine ilişkin ilk derece mahkeme doğru bulunmuştur. Gösterilen nedenlerle davacı-davalının bu yönden istinaf itirazının reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki gibi hüküm kurulmuştur....

        Davacı eş zina hukuksal sebebine dayalı olarak Türk Medeni Kanunu madde 161 hükmüne göre boşanma isteminde bulunmuştur. Yerel mahkeme Türk Medeni Kanununun 161. madde hükmüne göre tarafların boşanmalarına karar vermiştir. Hüküm TAM KUSURLU davalı eş tarafından temyiz edilmiştir. Değerli çoğunluk TAM KUSURLU davalı eşi EŞİT KUSURLU duruma getirmiştir. Değerli çoğunluk "DAVADAN SONRA" oluşan davacı eşin başka kadınla ilişkisini hükme esas alarak ZİNA TAKASI yaparcasına ikiniz de zina yaptınız, o halde eşit kusurlusunuz demiştir. Bu anlayışa göre davacı eş bir de zina yapan eşine fiziksel şiddet uygulasaydı AĞIR KUSURLU olup zina yapan eşine MADDİ ve MANEVİ TAZMİNAT vermek zorunda kalacaktı. Değerli çoğunluğun bu düşüncesine katılabilmeme gerek maddi gerekse usul hukuku kurulları izin vermemektedir. 1-Zina MUTLAK ve ÖZEL bir boşanma sebebidir. Bu tür davalarda KUSUR KIYASLAMASI yapılamaz....

          Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının boşanma davasının reddine, mal paylaşımı davasında verilen tedbir kararlarının kaldırılmasına, mal paylaşımı davasının öncelikle reddine aksi takdirde boşanma davasının bekletici mesele yapılmasına karar verilmesini talep etmiştir....

          Hüküm davacı-karşı davalı kadın tarafından, kadının davasının zina hukuki sebebine dayalı olarak kabul edilmemesi, erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatların ve nafakaların miktarları yönünden, davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, tazminatlar ve velayet yönünden temyiz edilmiştir. Dairemizin 2013/509 esas, 2014/276 karar sayılı bozma ilamı ile: " Davacı-karşı davalı kadın öncelikle zina (TMK m.161) sebebine, olmadığı takdirde, evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK. m.166/1-2) dayalı olarak, davalı-karşı davacı erkek ise evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebine dayanarak boşanma davası açmıştır. Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise. zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir....

            UYAP Entegrasyonu