Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

AİLE MAHKEMESİ TARİHİ : 26/12/2018 NUMARASI : 2015/686 ESAS - 2018/1016 KARAR DAVA KONUSU : Boşanma Ve Mal Paylaşımı KARAR : Taraflar arasındaki davanın yapılan yargılaması sonunda; Karşıyaka 1....

CEVAP: Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafla ile dava dilekçesinde belirtildiği gibi------boşanma davamız sürerken------ fakat iş bu protokol hükümlerini ihlal eden tarafın ; protokol hükümleri incelendiğinde bizzat davacı taraf olduğu görüleceğini, İş bu protokol de davacının bahsettiği dava konusu çekin olmadığıda görüleceğini, protokol ------ sayılı boşanma davası -----sayılı dosyasıyla devam eden mal paylaşımı davasına sunulmak üzere düzenlendiğini, düzenlenen protokolün boşanma, nafaka, velayet hükümleri boşanma davasına, diğer hükümleri ise ---- paylaşımı boşanma, nafaka, velayet hükümleri boşanma davasına, diğer hükümleri ise aslen mal paylaşımı davasında tarafların mal paylaşımını kendi rızaları ile filen düzenlediklerini göstermek maksadıyla düzenlendiğini, İş bu protokol hükümlerine göre davacı tarafa dosyada davacı olarak görünen --- ---- ----kalacak ve ben bundan bir hak talep etmeyeceğim ,davacı tarafla bunun karşılığında tarafıma----- devredecek --- davacı olarak...

    Davalı karşı davacı kadın istinaf kanun yoluna başvurmuş, kadın istinaf dilekçesinde açıkça erkeğin açtığı zina nedenli esas davanın (boşanma dışındaki taleplerinin) reddine karar verilmesini talep etmiş ve kendisinin açmış olduğu karşı davanın kabul edilmesine de bir itirazı bulunmadığı görülmekle; bu haliyle iki taraf da kadının açtığı ve kabul edilen karşı davada verilen boşanma kararını istinaf etmediğinden boşanma kararı 30/11/2020 tarihinde kesinleşmiştir....

    Davalı karşı davacı kadın istinaf kanun yoluna başvurmuş, kadın istinaf dilekçesinde açıkça erkeğin açtığı zina nedenli esas davanın (boşanma dışındaki taleplerinin) reddine karar verilmesini talep etmiş ve kendisinin açmış olduğu karşı davanın kabul edilmesine de bir itirazı bulunmadığı görülmekle; bu haliyle iki taraf da kadının açtığı ve kabul edilen karşı davada verilen boşanma kararını istinaf etmediğinden boşanma kararı 30/11/2020 tarihinde kesinleşmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Boşanma Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı kadın tarafından; kusur belirlemesi, tazminatlar, yoksulluk nafakası, zina hukuki sebebine dayalı olarak davanın kabul edilmemesi yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır, ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez (HMK m.26/1). Davacı kadın dava dilekçesinde zina (TMK m.161) hukuki nedenine dayalı olarak boşanma talep etmiş ise de; 05.05.2016 tarihli dilekçesi ile dava sebebini, terditli olarak, zina (TMK m. 161) ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması (TMK m. 166) hukuki nedenine dayalı boşanma talebi olarak ıslah etmiştir. Mahkemece evlilik birliğinin sarsılması (TMK m. 166 ) hukuksal sebebine dayalı olarak boşanma kararı verilmiştir....

      Davacı-davalı erkeğin uzun süreden beri bir başka kadınla birlikte yaşadığı, ondan ortak çocuğunun olduğu, aynı kadınla ilişkisinin halen devam ettiği, yapılan yargılama ve dinlenen tanık beyanlarından anlaşılmaktadır. Zina eylemi devam ettiğine göre, hak düşürücü süre geçmiş sayılmaz. Toplanan delillerden, davacı-davalı erkeğin zinasının temadi ettiği anlaşılmaktadır. O halde, kadının özel boşanma sebeplerinden zina hukuki sebebine (TMK m. 161) dayanarak açmış olduğu davasının da kabulü gerekirken reddi doğru olmamıştır. Ne var ki davacı-davalı erkeğin TMK 166/4 maddesi uyarınca fiili ayrılık hukuki sebebine dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı ve davalı-davacı kadının TMK evlilik birliğinin sarsılması sebebine (TMK m. 166) dayanan boşanma davasında verilen boşanma kararı temyizin kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş, davalı-davacı kadının zina sebebine dayalı boşanma davası konusuz kalmıştır....

        Davacı kadın ve Davalı erkek tarafın maddi ve manevi tazminat hükümleri yönünden yapılan istinaf incelemesinde; Türk Medeni Kanununun 174/1. maddesi, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu tarafın, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebileceğini; 186. maddesi, eşlerin oturacakları konutu birlikte seçeceklerini, birliğin giderlerine güçleri oranında emek ve mal varlıkları ile katılacaklarını öngörmüştür. Toplanan delillerden boşanmaya sebep olan olaylarda maddi tazminat isteyen davacı kadının, davalı erkekten daha ziyade kusurlu olmadığı, kadının kusursuz, erkeğin ise tam kusurlu olduğu ve zina eylemini gerçekleştirdiği, anlaşılmaktadır....

        Zina, mutlak boşanma sebebidir. Zina vakıasının gerçekleşmesi halinde boşanma sebebi gerçekleşmiş sayılır. Zina, olmadığı takdirde evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine kademeli olarak dayanılmış ise; zinanın ispatlanması halinde, bu sebeple boşanma kararı verilmesi gerekir. Böyle bir durumda artık genel boşanma sebebinin şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediğine bakılmaz ve bununla ilgili ayrıca bir hüküm oluşturulması da gerekmez. Hal böyleyken, mahkemece bozma ilamımıza uyularak yapılan yargılama sonucunda sadece TMK.m.161 uyarınca boşanma kararı verilmesi gerekirken TMK m. 166/1 uyarınca da boşanma kararı verilmesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir....

          Zina hukuki sebebine dayalı boşanma davalarında, dava hakkı olan eşin boşanma sebebini öğrenmesinden başlayarak altı ay ve her halde zina eyleminin üzerinden beş yıl geçmekle dava hakkı düşer (TMK m. 161/2). Davalı-davacı erkeğin eşinin bir başka erkekle zina ettiğini dosyaya sunmuş olduğu 17.08.2013 tarihli mesajla öğrendiği, zina sebebiyle boşanma davasını 18.04.2014 tarihinde açtığı, bu durumda davanın yasada öngörülen altı aylık hak düşürücü süre içerisinde açılmadığı anlaşılmaktadır....

            Gerekçe ve Sonuç Bölge Adliye Mahkemesinin 23.06.2021 tarihli ve 2020/789 Esas, 2021/894 Karar sayılı kararıyla; yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece kadının kusursuz ve erkeğin tam kusurlu olduğuna ilişkin kusur tespitinin ... ve maddî gerçeğe uygun olduğu, erkeğin tam kusurlu olması nedeni ile dava açma hakkı bulunmadığından, karşı davanın reddi kararı yerinde olduğu, kadın yönünden 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanma şartları gerçekleştiğinden asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, davacı karşı davalı kadının zina iddiası ispatlanamadığından, zina nedenine dayalı boşanma davasının reddi kararında bir isabetsizlik bulunmadığı, tarafların kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, çocuğun ihtiyaçları, davacı-davalı kadının boşanma ile yoksulluğa düşmesi, evlilik birliğindeki mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelenmesi, evliliğin süresi, paranın alım gücü ile kişilik haklarına...

              UYAP Entegrasyonu