nın 2/b maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazdaki zilyetliğin tespiti ve tapunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmesine ilişkin olup, yukarıda tarih ve numaraları belirtilen Yargıtay ilamlarında da açıklandığı üzere, davacının davası TMK.981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetlikten başka bir hakkı bulunmayan ve 6100 S.Y.'nın 4/c maddesinde gösterilen davalardan olmayıp TMK 683 maddesinde düzenlenen hakka dayalı davalar olduğundan ve Kadastro Kanunun 12/3 maddesi uyarınca kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiştir. Somut olayda,dosya kapsamından, her iki dosyada 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, taşınmazın belirtilen kısmının davacı adına tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır....
nın 2/b maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazdaki zilyetliğin tespiti ve tapunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmesine ilişkin olup, yukarıda tarih ve numaraları belirtilen Yargıtay ilamlarında da açıklandığı üzere, davacının davası TMK.981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetlikten başka bir hakkı bulunmayan ve 6100 S.Y.'nın 4/c maddesinde gösterilen davalardan olmayıp TMK 683 maddesinde düzenlenen hakka dayalı davalar olduğundan ve Kadastro Kanunun 12/3 maddesi uyarınca kadastro tespitine itiraz niteliğinde olduğu gerekçe gösterilmek suretiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiştir. Somut olayda,dosya kapsamından, her iki dosyada 6831 Sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca zilyetlik tespitinde hata yapıldığı belirtilerek, taşınmazın belirtilen kısmının davacı adına tespitine karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır....
Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından, dava konusu taşınmazın Hazine adına kayıtlı olması nedeniyle taraflara hiçbir zaman mülkiyet hakkı bahşetmeyeceğinden üstünlük zilyetliğin araştırılacağından bahisle görevsizlik kararı verilmiştir. Osmaniye 2. Sulh Hukuk Mahkemesi tarafından, davanın hakka dayalı olduğu ve salt zilyetliğin korunması davalarından olmaması nedeniyle görevsizlik kararı verilmiştir. Yine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2009/8- 518 Esas, 2009/573 Karar sayılı İçtihadında “TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nin 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nin 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur....
Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Tesbiti ve Korunması ...ile ... Valiliği Milli Emlak Daire Başkanlığı aralarındaki zilyetliğin tesbiti ve korunması davasının kabulüne dair ...Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 10.03.2009 gün ve 939/535 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: K A RA R Davacı vekili, Hazine adına tapuda kayıtlı bulunan 92 sayılı parsel üzerinde ev ve bahçe amaçlı olarak 20 yıldan fazla süreyle kullanılan yerlere ilişkin vekil edeni adına tapu tahsis belgesi olduğunu açıklayarak şahsi hakka dayalı olarak zilyetliğin tesbiti ve korunmasına karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmesi üzerine, hüküm; davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir....
Bu davalar, TMK 981, 982 ve 983. maddeleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kişilerin zilyetliğinin korunması için konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK'nın 973. maddesinde zilyetlik "Bir şey üzerinde fiili hâkimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK'nın 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğinin arkasında bulunan nesnel veya kişisel bir hakka dayandığında ise dava, bir hak davası niteliğini kazanır; o takdirde mahkemenin görevi, yalnız zilyetliğin korunması davasından farklı olarak, dava olunan şeyin değerine göre belirlenir....
Asliye Hukuk ve ... Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: - K A R A R - Dava, zilyetliğin tespiti istemine ilişkindir. ... Asliye Hukuk Mahkemesi davanın zilyetliğin korunması istemine ilişkin olduğu ve sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. ... Sulh Hukuk Mahkemesince ise davanın salt zilyetliğin korunması niteliğinde olmadığı gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir....
Açıklanan olgular tarafların ve mahkemenin bilgisi ve kabulündedir. Uyuşmazlık davanın TMK. nun 683. maddesine dayalı bir dava mı olduğu, yoksa aynı Kanunun 974 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması davası mı olduğunda odaklanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak; TMK. nun 683. maddesine dayalı olarak açılan davalar mülkiyet hakkından kaynaklanmaktadır. Bir binanın mülkiyet hakkı ancak, zemini (arsası veya arazisi) ile birlikte ele alındığında ve ilgilisi adına TMK. nun 705. maddesi uyarınca tapu kaydı oluşturulduğunda bir hakka dayalı davadan söz edilme olanağı vardır. Somut olayda ise, binanın bulunduğu zemin Hazineye aittir. Hazine iş bu davada taraf değildir. Çekişme binanın üstün zilyedinin kime ait olduğunda toplanmaktadır. Bu durumda, eldeki dava TMK. nun 974 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması davasıdır. Hal böyle olunca, mahalli mahkemenin vermiş olduğu görevsizlik kararı doğrudur....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi -K A R A R- Dosya içeriğine göre dava, TMK 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Başkanlar Kurulu Kararı ve Yargıtay Yasasının 14. maddesine göre temyiz inceleme görevi Yüksek 8.Hukuk Dairesine aittir. Bu nedenlerle dosyanın anılan Daire Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE 26.06.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Dava TMK 981 ve devamı maddeleri gereğince açılan zilyetliğin korunması isteminden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından dava her ne kadar zilyetliğin tespiti ve korunması olarak nitelendirilip, zilyetliğin tespiti davasının ayni bir hak niteliğinde olduğu ve uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde çözümlenmesi gerektiği gerekçesi ile görevsizlik kararı verilmiş ise de yapılan bu değerlendirme hatalı olmuştur. Davacı dava konusu taşınmaza zilyet olduğunu ancak davalının taşınmaza müdahalede bulunduğunu beyan ederek kendisinin zilyetliğinin tespiti ile zilyetliğin korunması talebinde bulunmuştur....