Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğin terki nedeniyle davalılar lehine zilyetlikle mülk edinme şartlarının gerçekleşmediği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Mahkemece, çekişmeli taşınmaz üzerindeki zilyetliğin sürdürülüş biçimi ve zilyetliğin süresi yöntemince araştırılmamış, tespit bilirkişilerin beyanına başvurulmamış ve çekişmeli taşınmazın son yıllarda kullanılmayışının terk iradesine dayalı olup olmadığı üzerinde durulmamıştır. Sağlıklı sonuca varılabilmesi için, çekişmeli taşınmaza komşu parsellerin onaylı tutanak suretleriyle dayanağı olan belgeler getirtilip dosya ikmal edildikten sonra; mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler; taraf tanıkları ve tüm tespit bilirkişileri huzuruyla yeniden keşif yapılmalıdır....

    Asliye Hukuk Mahkemesi'nce, talebin zilyetliğin tespitine yönelik olduğu, bu nedenle, 6100 sayılı HMK.'nun 4/1-c maddesine göre görevli mahkemenin Sulh Hukuk mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise,davanın zilyetliğin korunmasına yönelik olmadığı, zilyetliğin değiştirilerek yeniden zilyetliğin tespitine ilişkin olduğu ve çekişmesiz yargı işi olmadığı nedeniyle, görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Dosya kapsamından, uyuşmazlık konusu taşınmazın,kadastro çalışmaları sonucu mülkiyeti davacıların murisi ... Keser adına tespit edilen, ... 6.Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.12.2006 tarihli ilamı ile de ... Keser'in tapusunun iptali ile Hazine adına tapusu oluşan 157 parsel sayılı taşınmazın, 1993 yılında imar uygulaması ve ifrazla oluşan 9279 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğu anlaşılmıştır. Somut Olayda, talebin ise, ... ili ... ilçesi ......

      Dava; TMK. nun 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Taşınmaz üzerinde zilyetlikten başka hakkı bulunmayan kişiler anılan maddeler uyarınca zilyetliklerinin korunmasını isteyebilirler. Zilyetliğin elden alınması ya da saldırıya uğraması halinde korunma dava yolu ile istenebilir. Ancak TMK. nun 984. maddesi hükmü uyarınca “dava hakkı zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayarak 2 ay ve her halde fiilin üzerinden 1 yıl geçmekle düşer.” Davacı dava dilekçesi ve yargılama oturumlarında, 05.07.2007 tarihinde davalı Belediyenin taşınmaza elattığını, köylülerin haber vermesi üzerine 19.07.2007 tarihinde öğrendiğini bildirmiştir. Davalı tarafça tecavüzün 05.07.2007 tarihinde yapıldığı ve davacının tecavüzü 19.07.2007 tarihinde öğrenildiği açıklandığına göre Kanun hükmünde açıklanan süre kaçırıldıktan sonra 07.11.2007 tarihinde eldeki dava açılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması, tazminat ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması ve tazminat davasının kabulüne dair ... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 02.07.2012 gün ve 378/247 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı dava dilekçesinde, ecrimisil bedeli ödeyerek kullanmakta olduğu Hazine'ye ait 1135 ve 1138 parsel sayılı taşınmazlara davalının kendisinin haberi olmaksızın buğday ektiğini, bu nedenle davalıdan alacaklı olduğunu açıklayarak davalıdan alacağının tahsilini istemiş; 02.07.2012 tarihli yargılama oturumunda davasını zilyetliğin korunmasına ve tazminatın tahsiline hasretmiştir. Davalı, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

          Bu nedenle mahkemeler her ne kadar davacının iş bu beyanı ile bağlı olmasalar da, dosya incelendiğinde davacının TMK 981 ve devamı maddelerinde bahsedilen zilyetliğin korunması talebinin bulunmadığı, aşamalardaki beyanlarında davalı Senayi ile aralarında zilyetliğin kime ait olduğu hususunda ihtilaf yaşandığını ifade ederek bu nedenle mahkemeden zilyetliğin tespitini talep ettiği anlaşılmıştır. Dolayısıyla dava salt zilyetliğin tespiti isteminden ibarettir. Bu nedenle ilk derece mahkemesi tarafından davanın TMK 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olduğu gerekçesi ile hak düşürücü süre nedeniyle reddine karar verilmiş olması hatalı ise de, tespit davalarında öncelikli koşul ve dava şartı hukuki yarardır. Eda davası açılabilecek hallerde tespit davalarının görülebilme imkanı yoktur....

          Ancak, orman sınırı dışına çıkartılan bu neviden yerlere ilişkin olarak, 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek-4. maddesi uyarınca yapılacak kullanım kadastro çalışmasında taşınmazın fiilî kullanıcısı ve niteliği belirlenebilir. 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulama çalışmaları sırasında, fiilî kullanıcı tesbiti ve (mera, tarla, bahçe gibi) nitelik tesbiti yapılmamaktadır. Sadece taşınmazın 31.12.1981 tarihinden önce bilim ve fen bakımından orman niteliğini tam olarak kaybetmiş olup olmadığının tesbiti yapılmaktadır. Davacıların adının, 2/B madde uygulama tutanaklarında işgalci olarak geçmesi veya geçmemesi veya taşınmazın mera veya tarla olarak nitelendirilmesi, hem taşınmazın fiilî kullanıcısına hem de niteliğine ilişkin bir karine teşkil etmez. Davacıların dava konusu ettiği husus, ancak; 3402 sayılı Kanuna 5831 sayılı Kanun ile eklenen Ek-4. maddesi uyarınca yapılacak kullanım kadastro çalışmalarında söz konusu olabilir....

            nın 2/B maddesi uyarınca orman sınırı dışına çıkartılan taşınmazdaki zilyetliğin tespiti ve tapunun beyanlar hanesine şerhine karar verilmesine ilişkin olduğu, davacının davasının TMK.981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetlikten başka bir hakkı bulunmayan ve 6100 S.Y.'...

              Çözümlenmesi gereken sorun, taraflar arasındaki uyuşmazlığın, TMK'nun 683. maddesine dayalı elatmanın önlenmesi davası mı, yoksa TMK'nun 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası mı olduğu hususunda toplanmaktadır. Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nun 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....

                "İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ..... ve müşterekleri ile ..... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının reddine dair.......

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen davada Gelibolu Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, el atmanın önlenmesi, zilyetliğin iadesi ve 845 TL'nin tahsili istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesince; taşınmaz değerinin mahkemenin görev alanını aştığı gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Asliye Hukuk Mahkemesi ise: davanın zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliği yönünde hüküm kurmuştur. 1086 Saylı HUMK.'nun 8/II-3 maddesinde, taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir....

                    UYAP Entegrasyonu