Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tesbiti ve korunması istemli K A R A R Taraflar arasındaki uyuşmazlık 5831 sayılı Kanunun 8. maddesi ile 3402 sayılı Kadastro Kanununa eklenen Ek - 4. maddesi uyarınca 2/B alanlarında yapılan kullanım kadastrosundan kaynaklanan zilyetliğin tespiti ve beyanlar hanesi şehrine ilişkin bulunduğuna, mahkemece uyuşmazlık bu şekilde nitelendirilerek çözüme kavuşturulduğuna göre, Yargıtay Başkanlar Kurulunun 26.01.2012 tarih ve 1 sayılı Kararı ile hazırlanıp Yargıtay Büyük Genel Kurulunun 09.02.2012 tarih 1 sayılı Kararı ile aynen kabul edilen ve 18.02.2012 tarih 28208 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren hukuk dairelerine ilişkin işbölümü uyarınca hükme yöneltilen temyiz itirazlarının incelenmesi Yüksek Yargıtay ( 16.)...

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki zilyetliğin tespiti davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, ... Köyü ... mevkiinde bulunan taşınmazın 2B niteliği ile Orman Yönetimi adına tespit edildiğini, taşınmazın müvekkili tarafından 1994 yılında ... isimli bir şahıstan satın alındığını, alındığı tarihten beri imar ihya edilerek zilyet edildiğini belirterek davacının zilyetliğinin tespiti istemiyle dava açmıştır. Mahkemece, 2/B uygulamasına konu olan taşınmazlarla ilgili idareyi zorlayıcı dava açılamayacağı, davacının zilyetliğin korunması ve tespiti yönünden aktif dava ehliyeti bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, zilyetliğin tespitine ilişkindir....

      Gerçek kişi ile köy tüzelkişiliği arasında görülen zilyetliğin korunması davasında orman olduğu saptanan dava konusu taşınmaza davalının el atmasının önlenmesi yolunda dava açmakta aktif dava ehliyeti bulunmadığından, davanın reddine karar verilmesi konusundaki özel daire kararına direnilmesi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2004/20-148-2004/148 sayılı kararı da (..mevcut zilyetliğin M.K.887(T.M.K.973) anlamında fiili hakimiyet sağlayacak mahiyette bulunmamasına göre ve özel daire bozma kararındaki gerekçelerle bozulmasına karar verilmiştir.)...

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ... ile ... ve müşterekleri aralarındaki zilyetliğin korunması davasının görevsizlik nedeniyle reddine dair .... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 28.03.2014 gün ve 170/223 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacılar vekili, 153 ve 262 parsel sayılı taşınmazların miktar fazlası olarak hükmen adına tescil edildiğini, taşınmazların uzun yıllardan beri tarafların ortak murisleri tarafından kullanıldığını, ancak son zamanlarda davalıların tek başına taşınmazları kullanmaya çalıştığını açıklayarak; davalı ...'nin tamamen, diğer davalıların ise davacıların miras payı oranında söz konusu taşınmazlardan men edilmesini istemiştir....

          Asliye Hukuk Mahkemesince, uyuşmazlığın taşınmaz üzerindeki salt zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, davanın zilyetliğin korunmasına ilişkin olmadığı,zilyetliğin tespiti ile tapuya tescilinin talep edildiği gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur. Somut olayda, uyuşmazlık konusu ... İli, ... ilçesi,... mahallesi, 102 ada 18 parsel sayılı taşınmazın 6831 Sayılı Kanunun 2/B maddesi uyarınca ... adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerden olduğu anlaşılmaktadır....

            Davanın 26.12.2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK.’nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE,23.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tespiti ve korunması Uyuşmazlık, zilyetliğe dayalı tapu iptal ve tescili istemine ilişkindir. Bu durumda temyiz incelemesi dairemizin görevi dışında bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 30.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Tarafların iddia ve savunmalarına göre dava salt zilyetliğin korunması niteliğinde olmayıp taşınmazın üzerinde inşa edilen binanın bağımsız bölümleri üzerinde de ihtilaf vardır. Dava konusu ve muhtesat niteliğindeki bağımsız bölümler... Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünün 28.04.2010 tarih ve 2010/10213-1306423, Gd - 24100 sayılı karşılık yazılarına göre Hazine adına tapuda kayıtlı 2329 ada 4 sayılı parsel üzerinde yer almakta ve üzerinde 2 B şerhi bulunmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre, uyuşmazlığın zeminle bir ilgisi yoktur. Bu nedenle somut olgunun TMK.nun 683. maddesi çerçevesinde çözüme kavuşturulması gerekmektedir. Bu bakımdan işin çözümü, zilyetliğin korunması davası kapsamında değil, (TMK. m. 981 vd.) hakka dayalı bir dava olarak değerlendirilip Asliye Hukuk Mahkemesi'nde bakılması gerekir. Mahkemece davanın HUMK.nun 8/II-3. maddesi kapsamında zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilmesi doğru olmamıştır....

                  Davanın, TMK.nun 683. maddesi uyarınca ayni hakka yönelik müdahalenin önlenmesi davası olduğunun kabulüyle hükmün bu nedenle bozulması gerekirken, Sayın Daire çoğunluğunca, davanın zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilmesi ve bu gerekçeyle hükmün bozulması yönündeki görüşlerine açıklanan nedenlerle katılmıyorum. 08.03.2012...

                    "Dava, taşınmazdaki zilyetliğin korunması istemine ilişkindir. Sulh Hukuk Mahkemesi, davacı dava dışı kiracı ile yaptığı kira sözleşmesi ile ve dava dışı kooperatif ile yaptığı devir sözleşmesi gereğince elinde tuttuğu taşınmaza, davalı tarafça yapılan haksız müdahalenin önlenmesini istediği, davanın zilyetliğin korunması davası olmadığı, malvarlığı haklarına ilişkin olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Asliye hukuk mahkemesi ise, davacının dilekçesinde açıkça zilyetliğe dayandığı, bu konudaki seçim hakkının davacıya ait olduğu, davanın TMK'nın 982 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunmasına ilişkin bir dava ve bu nedenle sulh hukuk mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

                    UYAP Entegrasyonu