Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Olayın çözümünde komşuluk hukuku ve mülkiyet hakkından doğan hak ve yükümlülüklerin birlikte değerlendirilip sonuçlandırılması, belirtilen konularda daha önce götürülmeyen bir teknik, bir inşaat mühendisi veya mimar ile konunun uzmanı bir emlakçıdan oluşacak üçlü bilirkişi kurulundan açıklayıcı, gerekçeli ve denetime açık rapor alınması gerekir. Görüldüğü gibi uyuşmazlık belediye adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazla yani binanın zemini ile bir ilgisi bulunmayıp dört katlı apartmanda oturan sakinlerin ortak kullanım alanlarıyla ilgili olup ayni hakka ilişkindir. Bu nedenle belirtilen kanun maddeleri gözönünde tutulmalıdır. Yani davanın TMK.nun 981 ve devamı maddelerinde yer alan zilyetliğin korunması olayıyla bir ilgisi bulunmamaktadır. O halde eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır....

    DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Dava, Zilyetliğin Tespiti ve Korunması talebine ilişkindir. Yargıtay 8.Hukuk Dairesinin 2015/11971- 18188 E.K. Sayılı ilamında ''Davacı vekili, mülkiyeti Hazineye ait olan 526 parselin müvekkilinin zilyetlik ve tasarrufu altında bulunduğunu, davalının taşınmaza haksız olarak el attığını açıklayarak vekil edenine ait zilyetliğin tespiti ile himayesine karar verilmesini istemiştir.Davalı, Hazine vekili ile davalı gerçek kişi vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece, dava koşulu yokluğu nedeniyle, davanın usulden reddine karar verilmesi üzerine; hüküm,davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; TMK'nun 981 vd. maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. Dava dosyası, Kozan Sulh Hukuk Mahkemesi'nin temyiz edilmeksizin kesinleşen görevsizlik kararı ile Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmiş ve anılan mahkemece, yapılan yargılama sonunda yazılı şekilde karar verilmiştir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilliyetliğin Tesbiti ve Korunması İstemli ... ile ... arasındaki zilyetliğin tesbiti ve korunması davasının reddine dair .... Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 14.02.2014 gün ve 2012/476 - 2014/163 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, dava dilekçesinde sınır ve mevkilerini belirttiği alanda bulunan ev, çardak ve bahçenin 50 yıldır vekil edeninin zilyetliğinde iken, dava konusu yerdeki evin davalı tarafından yıkılıp işgalde bulunulduğunu açıklayarak, vekil edeninin zilyetliğine vaki müdahalenin önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, dava konusu yerde davacının zilyet olmadığını, dava konusu yerin kök murise ait iken sonrasında davalının babası ve davalı tarafından kullanıldığını, evin kendiliğinden yıkıldığını açıklayarak, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

      Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....

      Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....

      HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır. Dava, ilk derece mahkemesince TMK 981.madde hükmüne dayalı zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirimiş, davacı taraf istinaf dilekçesinde ise davanın, tapusuz taşınmaza yönelik el atmanın önlenmesi ve kal davası olduğunu ileri sürmüştür. 6100 sayılı HMK'nın 341/2.maddesi gereğince, karar tarihi (2021 yılı) itibariyle miktar ve değeri 5.880,00 TL’yi geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Diğer yandan, bilindiği üzere; 492 sayılı Harçlar Kanunu'nun 16. maddesinde "Değer ölçüsüne göre harca tabi işlemlerde (1) sayılı tarifede yazılı değerler esastır....

      Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, Hazine'ye ait taşınmaz mal üzerine, izinsiz olarak, hafif yapı niteliğinde olmayan yapı kuran zilyetlerin, arsa maliki Hazine'den başka kişiler aleyhine açtıkları davalar, arkasında barındırdığı bir hakka dayanmakla, salt zilyetliğin korunması davası olmayıp; temelinde bir hak davasıdır....

      Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/279 esas 2018/551 karar sayılı ilamının kaldırılmasını ve talepleri doğrultusunda karar verilmesini istemiştir. Dava zilyetliğe dayalı el atmanın önlenmesi isteminden ibarettir. HMK'nun 355.maddesi gereğince istinaf incelemesi; belirtilen istinaf sebepleri ve kamu düzeni ile ilgili konularla sınırlı olarak yapılmıştır. İlk derece mahkemesi tarafından davacının Hazineye karşı tapu iptal ve tescil davası açması gerektiği belirtilerek davalı şahsa karşı açtığı meni müdahale davasının reddine dair hüküm kurulmuş ise de, TMK'nun 981, 982 ve 983.maddelerinde düzenlenen zilyetliğe dayalı davalar ile zilyet, zilyetliğinin bir hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan yalnızca zilyetliğini öne sürerek, zilyetliğin korunmasını ve müdahalenin önlenmesini isteyebilir. HMK 4/c maddesine göre de, salt zilyetliğin korunmasına ilişkin davalarda görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu ifade edilmiştir....

      Dava; TMK md 981 ve devamı maddelerinde yazılı zilyetliğin tespiti isteğine ilişkindir.Dairemizce yapılan temyiz incelemesi sırasında mahalli mahkemeye geri çevrilmesine rağmen dava konusu 8520 ada 15 parselin önceki tapu kayıtları ilk tesisinden itibaren kadastro tutanaklarıyla temin edilerek dosya arasına konulmadığı gibi mahkemece yapılan keşif sonunda alınan teknik bilirkişi raporunda da dava konusu taşınmazın öncesinde hangi kadastral parsele karşılık geldiği duraksamaya yer vermeyecek şekilde belirlenmemiştir. Kadastro yoluyla oluşan tapu kaydına dayalı olarak açılan davada anılan kanun maddesi uyarınca hak düşürücü sürenin geçtiği gerekçesiyle karar verilebilmesi için kadastro tespiti öncesi nedene dayanılmalı ve kadastro tutanağının kesinleşme tarihinden itibaren 10 yıl içinde genel mahkemelerde dava açılmalıdır....

        Davacı her ne kadar dava dilekçesinin istek ve konu bölümü ile olaylar kısmının son bölümünde “zilyetliğin korunması” isteğinden söz etmiş ise de, 10.4.2008 tarihinde yapılan keşifte alınan beyanında; dava konusu yerin 45 yılı aşkın bir süreden beri zilyetliklerinde olduğunu, kendisine babası ...’dan kaldığını, buna ilişkin satış senetlerinin bulunduğunu açıklamıştır. Davacının bu isteği göz önünde bulundurduğunda davanın TMK.nun 984 ve devamı maddelerinde yer alan “zilyetliğin korunması davası” olarak nitelendirilmesi olanaklı olmayıp, aynı Kanunun 683. maddesinde yer alan mülkiyet hakkına ilişkin müdahalenin önlenmesi davası olarak nitelendirilmesi gerekmektedir....

          UYAP Entegrasyonu