Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Sayılı kararı ile TMK'nın 981 vd maddelerinde düzenlenen, yalnızca zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar sonucu verilen hüküm ve kararlar olduğu nitelendirmesi ile Dairemize gönderilmiş ise de, davacıların talebinin TMK 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunmasına ilişkin olmayıp, taşınmaz üzerine karayolu yapılırken dökülen toprakların kaldırılması ve eski hale getirme talebi olup, bu nitelendirmeye göre davaya bakma görevinin Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesinin Tarafların sıfatına bakılmaksızın (tacirler dahil), haksız eylemlere (suç teşkil eden eylemler, haksız haciz, haksız ihtiyati tedbir, haksız şikayet vb. dahil) görev alanına girdiği anlaşıldığındah Daireler arasındaki olumsuz işbölümü uyuşmazlığı bulunduğu anlaşılmakla, dosyanın, görevli daireyi belirlemek üzere Antalya Bölge Adliye Mahkemesi Başkanlar Kurulu'na gönderilmesine gönderilmesi gerekmiştir. SONUÇ: Dairemiz ile Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 1....

Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır....

TMK. nun 981 ve müteakip maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kimsenin zilyetliğini korumak üzere konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. Davacı, taşınmazın TMK. nun 973. maddesi anlamında fiili hakimiyeti bulunan zilyedidir. Davacı sadece zilyetliğini ileri sürdüğüne ve zilyetliğin arkasında ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hak ileri sürmediğine göre davanın, zilyetliğin korunması kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Buna göre uyuşmazlığın HUMK.nın 8/II-3 (6100 Sayılı HMK'nın 4/1-c) maddesi uyarınca, Sulh Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 Sayılı HMK’nun 22. ve 23. maddeleri gereğince ahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Bu düzenlemeye göre dosya kendisine gönderilen ilgili hukuk dairesi 1 ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda iş bölümü bakımından kendisini görevli görmez ise gerekçeleri ile birlikte dosyayı bir ay içinde görevli Daireye gönderecektir.Bu durumda dosya içeriğine, temyiz isteminin kapsamına göre, uyuşmazlık Türk Medeni Kanunu'nun 981. vd. maddeleri gereği zilyetliğin korunması talebinden kaynaklı olup, uyuşmazlığa Sulh Hukuk Mahkemesi'ince bakılmış olmasına göre; temyiz itirazlarını inceleme görevi Yargıtay Kanunu'nun 14. maddesi ve Başkanlar Kurulu Kararı uyarınca Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: Yukarıdaki yasal düzenleme de dikkate alındığında dosyanın görevli Daire belirlenmek üzere Hukuk İşbölümü İnceleme Kurulu'na GÖNDERİLMESİNE, 22.03.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      HUMK.nun 75 ve 76’ncı maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, bir davada maddi olayları anlatmak görevinin taraflara, mahkeme önüne getirilen ve anlatılan olaylara uygun yasa hükmünü bulup uygulama görevinin ise ... ait olduğu açıkça görülür. Medeni Kanunun 981, 982, 983 ve 984. madde hükümleri mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir ... bulunmayan kimsenin zilyetliğini korumak üzere konulmuş olup, bu tür davaların tecavüz ya da elatmanın öğrenildiği tarihten sonra 1 yıl içinde açılması gerekir. Somut olayda, davacı tarafça davalıya karşı üstün zilyetlik nedeniyle zilyetliğin korunması dava edilmekte olmayıp, davacı taşınmazına geçişi sağlayan yola davalının yapı yaparak geçişi engellediği ileri sürülmektedir. Dava bu haliyle zilyetliğin korunması değil, köy yoluna el atmanın önlenmesi ve kal isteğine ilişkindir....

        DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE: Dava, TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunmasına dayalı müdahalenin men'i ve kal istemine ilişkindir. HMK’nın 355.maddesi uyarınca inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılmış, kamu düzenine aykırılık olup olmadığı ise re'sen gözetilmiş ayrıca; HMK'nın 357. maddesindeki "İlk derece mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunma istinafta dinlenemez ve istinafta yeni delillere dayanılamaz" kuralı nazara alınmıştır....

        Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....

        Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK.nun 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün, 3351/679 ve 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir....

        Konuya ilişkin 4342 sayılı Mer'a Kanunu'nun 20. maddesinde "Yaylak ve kışlaklarda 442 sayılı Köy Kanunu'nda öngörülen inşaatlar ile valiliklerden izin alınmak suretiyle imar mevzuatına göre yapılacak kullanma amacına uygun mandıra, suluk, sundurma ve süreklilik göstermeyen barınaklar ve ağıllar ile Turizm Bakanlığı'nın talebi üzerine turizme açılması uygun görülen bölgelerde ahşap yapılar dışında ev, ahır ve benzeri inşaatların yapılamayacağı" açıklanmıştır. Kural olarak, yaylak ve kışlaklardaki bu tür yapılar yönünden zilyetliğin korunması istenebilir. Dava konusu taşınmaz üzerinde ne davacının ne de davalının mülkiyet hakkı bulunmaktadır....

        Mahkemece, dava tarihinden sonra İl Emniyet Müdürlüğü vasıtası ile yaptırılan araştırma ve davacı vekilinin beyanları neticesinde davacının taşınmazda ikamet ettiğinin tespiti nedeniyle dava konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına ve davanın açılmasına sebebiyet verdiğinden yargılama giderleri ile davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesine göre hesap edilen vekalet ücretinin davalıdan alınmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından yargılama giderleri ve vekalet ücreti yönünden temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamalar ve hukuki nitelendirmeye göre istek TMK.nun 981-984. maddelerine dayalı zilyetliğin korunması talebine ilişkindir....

          UYAP Entegrasyonu