Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi _ K A R A R _ Dava, TMK'nın 981 v.d. maddeleri gereğince zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. 2797 sayılı Yargıtay Kanununa 6572 sayılı Kanunun 27. maddesiyle eklenen geçici 14. madde gereğince Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulunun Hukuk Dairelerinin işbölümünü düzenleyen 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Kararına göre ve davanın açıklanan niteliği itibariyle temyiz inceleme görevi Yargıtay 8. Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60. maddesinde 6644 sayılı Kanunla yapılan değişiklik gereğince görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna sunulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, görev sorunu giderilmek üzere dosyanın Yargıtay Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 03.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Her ne kadar mahkemece dava TMK.nın 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen salt zilyetliğin korunması davası olarak nitelendirilmiş ise de; dosya kapsamına göre davacının talebi salt zilyetliğe dayanmayıp, aynı zamanda taraflar arasında halen geçerli olduğunu iddia ettiği kira ilişkisinden (şahsi haktan) kaynaklanan zilyetliğinin korunmasına ilişkindir. Dava salt zilyetliğin korunması davası değildir. Usul Hukukumuza göre, vakıaları bildirmek taraflara, hukuki vasıflandırma mahkeme hakimine aittir. Dava; 6100 sayılı HMK.nın 4/1- a maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevli olduğu kira ilişkisine dayalı olarak açılan kiracılık sıfatından kaynaklanan taşınmaz üzerindeki davacı zilyetliğinin korunarak, davacı zilyetliğine yapılan tecavüzün önlenmesi talebine ilişkindir. Somut olayda, davacı taraf; Dairemizin görevli olduğu TMK.nın 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen salt zilyetliğe dayanmayıp zilyetliğin ötesinde kiracılık sıfatından kaynaklanan şahsi hakka dayanmaktadır....

    İlk derece mahkemesi tarafından verilen ara karar sonucunda; Mahkeme dosyasının henüz sübut bulmamış olduğu, yargılamanın devam ettiği ve davacının talebinin yukarıda da belirtildiği üzere davanın esasını çözer mahiyette olduğu kanaatine varılarak talebin reddine, yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE : Taraflar arasındaki dava, Elatmanın Önlenmesi (Zilyet Olunan Taşınmaza) istemine ilişkindir. Davacı taraf, 07/07/2021 tarihli C.C. dilekçesinde açıkça Zilyetliğin korunması talebinde bulunduğu, başka kişilerin zilyetliğininde zaman içerisinde davacıya geçtiği ve tamamına zilyet olduğunu, davacı dışında başkaca zilyetlik hakkı kalmadığını, dava açılmasından sonra davalı tarafından zilyetliğin gasbına yönelik hareketlerde bulunduğunu, açmış oldukları davanın amacının TMK.nın 982 v.d. md. Uyarınca dava konusu taşınmazdaki zilyetliğin korunması olduğunu belirtmiştir....

    İlk derece mahkemesi tarafından verilen ara karar sonucunda; Mahkeme dosyasının henüz sübut bulmamış olduğu, yargılamanın devam ettiği ve davacının talebinin yukarıda da belirtildiği üzere davanın esasını çözer mahiyette olduğu kanaatine varılarak talebin reddine, yönelik karar verilmiştir. HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE : Taraflar arasındaki dava, Elatmanın Önlenmesi (Zilyet Olunan Taşınmaza) istemine ilişkindir. Davacı taraf, 07/07/2021 tarihli C.C. dilekçesinde açıkça Zilyetliğin korunması talebinde bulunduğu, başka kişilerin zilyetliğininde zaman içerisinde davacıya geçtiği ve tamamına zilyet olduğunu, davacı dışında başkaca zilyetlik hakkı kalmadığını, dava açılmasından sonra davalı tarafından zilyetliğin gasbına yönelik hareketlerde bulunduğunu, açmış oldukları davanın amacının TMK.nın 982 v.d. md. Uyarınca dava konusu taşınmazdaki zilyetliğin korunması olduğunu belirtmiştir....

    Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır" denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 13/12/2016 tarih ve 2014/26267 E., 2016/16899 K. Sayılı kararına göre;"Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydına veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nın 683. Maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nun 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler....

    Dava konusu taşınmazın mülkiyetinin Hazineye ait olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığına, davacı zilyetlikten başka bir hakka dayanmadığına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. TMK.nun 973 maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir” şeklinde tanımlanmıştır. TMK.nun 984. maddesine göre gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayarak 2 ay ve her halde fiilin üzerinden 1 yıl geçmekle düşer...." (Yargıtay 8. H.D.'...

    Dava konusu taşınmazın mülkiyetinin Hazineye ait olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık olmadığına, davacı zilyetlikten başka bir hakka dayanmadığına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık TMK 981 ve devamı maddelerinde düzenlenen zilyetliğin korunması isteğine ilişkindir. TMK.nun 973 maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir” şeklinde tanımlanmıştır. TMK.nun 984. maddesine göre gasp ve saldırıdan dolayı dava hakkı, zilyedin fiili ve failini öğrenmesinden başlayarak 2 ay ve her halde fiilin üzerinden 1 yıl geçmekle düşer...." (Yargıtay 8. H.D.'...

    tarafından isgal edildiğini, bu sebeple zilyetliğin müvekkile ait olduğunun tespiti ve himayesini talep ve dava etmiştir....

    Dava konusu taşınmaz dava dışı Nedim ve müşterekleri adına kayıtlıdır. Davacı ve davalı bu taşınmaz üzerinde zilyet olduklarını iddia ve savunmaktadırlar. Bu nedenle dava tipik bir zilyetliğin korunması davasıdır. Böyle bir davada tapu kayıt malikinin davaya dahil edilmesi için davacıya kesin mehil verilip davanın reddine karar verilmesi usul ve kanuna aykırı olup doğru olmamıştır. Tarafların taşınmaz üzerindeki hakları zilyetlikten kaynaklanmaktadır. TMK.nun 981 ve müteakip maddeleri, mal üzerinde zilyetlikten başka hiçbir hakkı bulunmayan kimsenin zilyetliğini korumak üzere konulmuş hükümleri ihtiva etmektedir. TMK.nun 973. maddesinde zilyetlik "bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir" biçiminde tanımlanmıştır. TMK.nun 982 ve 983. maddelerinde de zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Kural olarak; zilyetliğin korunması davalarında görevli mahkeme, HUMK.nun 8/II-3 maddesi uyarınca Sulh Hukuk Mahkemesidir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : TMK 981 vd. Maddeleri Uyarınca Yalnızca Zilyetliğin Korunması Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. K A R A R Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, HUMK'un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 31,40 TL peşin harcın onama harcına mahsubu ile kalan 27,90 TL'nin temyiz edenden alınmasına, 24.03.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi....

        UYAP Entegrasyonu