WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Maddesine aykırı olduğunu, ayrıca yerel mahkemece mecurun konut ve çatılı iş yeri mi yoksa adi kira hükümlerine mi tabi bir taşınmaz olduğu araştırılmadan karar verildiğini, konut ve çatılı işyeri kiralarında verilen tahliye taahhüdünde yer alan tahliye tarihinden itibaren 1 ay içinde dava veya takip yapılması gerekirken adi kira hükümlerine ilişkin taşınmazlarda tahliye taahhüdüne dayalı olarak tahliye davası açamayacağını, ancak akdin sürenin bitiminden itibaren açılarak kiracının tahliyesinin istenebileceğini, emsal Yargıtay kararları bulunduğunu, mecurun hangi hükümlere tabi olduğu konusunda netlik bulunmadığını, kira sözleşmesinde mecurun "iş yeri" olarak geçtiğini, fakat vasfının belli olmadığını, mahkemenin bu hususları atlayarak doğrudan konut ve çatılı işyerlerine ait hükümleri uygulamasının ve müvekkilini tahliye etmesinin kanuna aykırı olduğunu, açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep ederek istinaf kanun yoluna başvurulmuştur...

Bu suretle yapılan itiraz tahliye takibini durdurur. 63, 64 ve 65 inci maddeler hükmü tahliye takiplerinde de caridir" düzenlemesi bulunmaktadır. İcra İflas Kanunu’nun 63. maddesi gereğince borçlu itiraz sebepleri ile bağlı olup, itirazın kaldırılması istemi ile açılan eldeki davaya cevabı ile itiraz sebeplerini genişletemez ve değiştiremez. İİK'nun 275. maddesinde ise "İtiraz vukuunda kiralayan icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Tahliye talebi noterlikçe res'en tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur. İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır....

Bu suretle yapılan itiraz tahliye takibini durdurur. 63, 64 ve 65 inci maddeler hükmü tahliye takiplerinde de caridir" düzenlemesi bulunmaktadır. İcra İflas Kanunu’nun 63. maddesi gereğince borçlu itiraz sebepleri ile bağlı olup, itirazın kaldırılması istemi ile açılan eldeki davaya cevabı ile itiraz sebeplerini genişletemez ve değiştiremez. İİK'nun 275. maddesinde ise "İtiraz vukuunda kiralayan icra mahkemesinden itirazın kaldırılmasını isteyebilir. Tahliye talebi noterlikçe res'en tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur. İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır....

İİK.nun 269/1.maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken Borçlar Kanunu'nun 260.maddesinde yer alan yasal ödeme süresi olan otuz günlük sürenin borçluya verilmemesi durumunda tahliye istenemez ve bu ödeme emrinin geçerli bir ödeme emri olduğu kabul edilemez. Mahkemece tahliye isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 13.03.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    İFLAS MÜDÜRLÜĞÜ KARARINI ŞİKAYETTAHLİYE EMRİNİN İPTALİ 2004 S. İCRA VE İFLAS KANUNU [ Madde 135 ] "İçtihat Metni" Taraflar arasındaki "iflas müdürlüğü kararını şikayet" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Beyoğlu 2.İcra Mahkemesince şikeyetin reddine dair verilen 2.5.2006 gün ve 2006/278 E. 2006/238 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 3.7.2006 gün ve 2006/11745 E. 14441 K. sayılı ilamı ile, (...Borçlu hakkında 10.6.1999 tarihli iflas kararına dayanarak yapılan takip sonucunda taşınmaz ihale olunmuştur. İhale alacaklısı İİK.nun 135.maddesi gereği şikayetçi 3.kişiye tahliye emrini 17.4.2006 tarihinde iflas müdürlüğünce gönderilmesine karar verildikten sonra bu tahliye kararı 3.kişiye 21.4.2006 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Tapu kaydında düzeltme ve tapu iptali tescil istemine ilişkin davada ... ... 15. Asliye Hukuk Mahkemesi ve ... ... 19. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, dava konusu taşınmazın davacı adına tescil edilmesi istemine ilişkindir. Asliye Hukuk Mahkemesi, taraflar arasındaki uyuşmazlığın zilyetliğin korunması niteliğinde olduğu ve görevli mahkemenin Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı vermiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi, davanın tapu iptali ve tescil istemine ilişkin olduğu ve dava konusu taşınmazın malikinin değiştirilmesinin mülkiyet nakline sebebiyet vereceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....

        Somut olayda, davacı kişisel hakka dayandığına göre uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir. Dava tarihi ve değerine göre, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekir. Sonuç : Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince İpsala Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 12.06.2009 gününde oybirliği ile karar verildi....

          Yerel mahkeme; dava dilekçesinde itirazın iptali ile birlikte kiralananın tahliyesi de talep edilmiş olmakla, HUMK'nın 8.II/1. maddesi gereğince davaya bakma görevinin Sulh Hukuk Mahkemesi'ne ait bulunduğu, davalının yargılama sırasında kiralananı tahliye ve davacı vekilinin de bu nedenle tahliye davasından feragat etmiş olmasının ve icra takibinde tahliye talebi bulunmamasının, açılan tahliye davasını ve mahkemenin görevini etkilemeyeceği gerekçesiyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine, karar kesinleştiğinde ve talep halinde dosyanın görevli Ankara Nöbetçi Sulh Hukuk Mahkemesi'ne gönderilmesine karar vermiş; Özel Daire bu kararı metni yukarıda bulunan ilamla bozmuş, yerel mahkeme gerekçesini tekrarlayarak ve genişleterek önceki kararında direnmiştir. Yukarıda da açıklandığı üzere, dava Sulh Hukuk Mahkemesi'nde açılmış ve kira paralarının tahsili istemiyle başlatılan icra takibinde borca itirazın iptali ile birlikte, kiralananın temerrüt nedeniyle tahliyesi de talep edilmiştir....

            Somut olayda davacı mülkiyet hakkına dayandığına göre, uyuşmazlık, yalnızca HUMK’nun 8/11-3. maddesindeki zilyetliğin korunması olarak düşünülemez. Bu nedenle, dava tarihi ve değeri esas alındığında, HUMK’nun 8/1. maddesi uyarınca görevli mahkeme belirlenmelidir. Dava tarihi ve değerine göre, yalnızca zilyetliğin korunmasına yönelik olmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, HUMK’nun 25. ve 26. maddeleri gereğince ... Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.01.2010 gününde oybirliği ile karar verildi....

              Sulh Hukuk Mahkemesi'ne başvurularak itirazın iptali ve tahliye istendiği, mahkemece, itirazın iptali ve takibin devamı yönünde hüküm tesis edildiği, kararı dosyaya sunarak tahliye isteyen alacaklının talebinin, icra müdürlüğünce, kararda tahliye yönünde hüküm kurulmadığı gerekçesiyle reddedildiği, alacaklının aynı konuda icra mahkemesine yaptığı şikayetin de mahkemece reddine karar verildiği görülmektedir. İİK'nun 269 ve takip eden maddelerine göre yapılan kira alacağının tahsili ve temerrüt halinde tahliye isteğini havi takipte, itirazın iptali için açılan davada, mahkemece verilen takibin devamına ilişkin hüküm, takipte yer alan tahliye talebinin de kabul edildiği anlamını taşımaktadır. O halde mahkemece, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....

                UYAP Entegrasyonu