WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DAVA Şikayetçi icra mahkemesine başvurusunda; alacaklı ihale alıcısının talebi üzerine gönderilen tahliye emrinde yedi gün içinde İcra Müdürlüğüne itiraz edilebileceği ihtarı yer aldığından 13.10.2020 tarihinde İcra Müdürlüğüne itiraz edildiğini, ancak İcra Müdürlüğünün 19.10.2020 tarihli kararı ile itirazın icra mahkemesine yapılması gerektiğinden bahisle reddedildiğini, tahliye emrinin usule aykırı olarak gönderildiğini, bu sebeple şikayetin kabulü ile gönderilen tahliye emrinin iptali ile yeniden tahliye emri gönderilmesinin sağlanmasını talep etmiştir. II....

    Madde de; Senet, senet yoksa borcun sebebi mecburidir denmesine rağmen takip talebi ve ödeme emrinin usul ve yasaya aykırı düzenlenmiş olduğunu , davalı alacaklının yine İstanbul 4. İcra Müdürlüğü'nün 2018/27 takibini dayanak alarak İstanbul 24. İcra Hukuk Mahkemesi 2018/787 E. sayılı dosyası ile açtığı tahliye davasında, yukarıda açıkladıkları nedenlerle iptalini istedikleri takip ve ödeme emri ile istediği miktardan vazgeçtiği ve 5.200,00- TL alacaklı olduğunu kabul ettiğini, takip talebi ve ödeme emrinin iptal nedenlerinde belirtildiği gibi kira dönemini ve kira miktarını açıkça ve doğru içermediğini bu nedenle de takibin usulüne aykırı olduğunu kendi beyanları ile doğrulamış olduğunu ileri sürerek istinaf talebinde bulunmuştur....

    nun 8/II-3 maddesinde, taşınır ve taşınmaz mallarda yalnız zilyetliğin korunması ile ilgili davaların, dava konusu olan şeyin değerine bakılmaksızın Sulh Hukuk Mahkemesinde görüleceği hükmüne yer verilmiştir. Davacı, Hazineye ait 2B vasıflı arazinin ve üzerinde bulunan restoran ve evin zilyetliğini devir aldığını, davalıyı bu yerleri koruma için yetkilendirdiğini ancak davalının bu yerlerin zilyetliğinin kendisine ait olduğunu iddia ederek zilyetlik hakkına tecavüz ettiğini belirterek, müdahalenin önlenmesini ve 15.000,00 Tl ecrimisil ödenmesini talep etmiştir. Davacı zilyetliğin korunması talebi yanında 15.000,00 TL ecrimisil ödenmesini talep etmektedir. O halde yalnızca ecrimisil talebi bakımından yargılamaya devam edilmeli, taşınmaz zilyetliğinin korunmasına ilişkin açılan davanın ise Sulh Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden Mahkemesince dava dosyasının tefrik edilerek, görevsizlik kararı verilmesi gerekmektedir....

      Buna göre tahliye emrinin iptali talebiyle yapılan şikayette yasal hasım tahliye emri gönderilmesini talep eden ihale alıcısı olduğundan karşı taraf olarak ihale alıcısının gösterilmesi zorunludur.Somut olayda şikayete konu ... 5. İcra Müdürlüğü'nün 2013/7200 E. sayılı icra takibinde ihale alıcısı ... olup, şikayetin de yasal hasmı ... olmasına rağmen şikayet dilekçesinde hasım olarak alacaklı Halk Bankası ile borçlu ...' nın gösterildiği ve mahkemece dosya üzerinden karar verildiği anlaşılmıştır....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki şikayetçi tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayetçi tarafından tahliye emrinin iptali istemiyle şikayet yoluyla icra mahkemesine başvurulduğu, mahkemece istemin süresinde olmadığından reddine karar verildiği görülmektedir. İhalenin kesinleşmesi ve taşınmazın alıcı adına tescilinin ardından taşınmazın ...'a devredildiği, bunun üzerine satış memurunca taşınmazda bulunan şikayetçiye taşınmazı tahliye etmesi için İİK'nun 135. maddesi uyarınca tahliye emri gönderildiği, tahliye emrinin 01.09.2014 günü tebliğ edildiği görülmektedir....

          Sulh Hukuk Mahkemesinin 2020/143 Esas 2021/204 Karar nolu ilamına dayanarak tahliye talebi ile Örnek No:4- 5 icra emri düzenlenmek sureti ile ilamlı icra takibi yapılmış, borçlu vekili taşınmazın tahliyesine ilişkin icra emrinin Örnek No:2 olmasına rağmen taraflarına yanlış icra emri tebliğ edildiğini belirterek takibin iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece şikayetin kabulü ile icra emrinin iptaline karar verilmiş, davacı vekili takibin iptaline karar verilmesi gerekirken icra emrinin iptaline karar verilmesinin yerinde olmadığını ve müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinden kararın bu yönüyle de hatalı olduğunu belirterek, kararın kaldırılmasına, takibin iptaline karar verilmesini, müvekkili lehine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesini talep etmiştir....

          Türk Medeni Kanunun 982 ve 983. maddelerinde zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek sulh hukuk mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK 25.11.2009 tarihli 2009/9-518, 2009/573 sayılı kararı da aynı yöndedir. Madde içeriğinden açıkça anlaşılacağı üzere, yalnız zilyetliğin korunmasına ilişkin davalar, dava değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesince görülecektir. Maddede yer alan "sadece zilyetliğin korunması davaları" ile, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 982. ve 983. maddelerinde düzenlenen zilyetliğin gaspı ve zilyetliğe saldırıdan ... davalar amaçlanmıştır....

            Bunun üzerine tahliye işlemlerine devam edilmiş ve davalı vekilinin 17/02/2022 tarihli beyan dilekçesinden anlaşılacağı üzere taşınmaz tahliye edilmiştir. Sonradan konusuz kalmış olsa da davacının tahliye emrinin iptaline yönelik şikayeti haksızdır. Bu nedenle tahliye emrinin iptali istemi yönünden karar verilmesine yer olmadığına dair karar vermekle birlikte davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmiştir.Davacının şikayeti usulsüz tebligat yönünden haklı, sonradan konusuz kalmış olsa da tahliye emrinin iptali istemi yönünden haksızdır. Bu nedenle kabul ret oranı 1/2 olarak kabul edilmiştir....

            Md.sine aykırı olduğunu, tahliye emrine konu taşınmazın başkasına devredilmemesi için İstanbul 12.Asliye Hukuk Mahkemesince verilmiş tedbir kararı bulunduğundan, tahliye emrinin iptali gerektiğini, İstanbul 12.Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/55 Esas sayılı dosyasından görülen davada tahliye emrine konu taşınmazın da dava konusu yapıldığını, bu davada mesken olarak kullanılan taşınmaz da dahil birçok taşınmazla ilgili ihalelerin iptali ve ihale alıcıları adına yapılan yolsuz tescilin düzeltilmesinin talep edildiğini, taşınmazı açık arttırmada alan T4’nin bu taşınmazı başkasına devretmemesi için yapmış oldukları ihtiyati tedbir kararının da kabul edildiğini, ihtiyati tedbir yoluyla mülkiyet hakkı kısıtlanan, T4’nin tahliye talebi ve bu talep üzerine İcra Müdürlüğünce gönderilen tahliye emrinin İstanbul 12....

            Dava, zilyetliğin korunması amacıyla açıldığına ve esasen davada Orman İdaresi ve Hazine taraf bulunmadığına göre uyuşmazlığın zilyetlik hükümleri dairesinde çözümlenip sonuçlandırılması gerekir. TMK nun 973.maddesinde, zilyetlik, "...Bir şey üzerinde fiili hakimiyeti bulunan kimse onun zilyedidir..." şeklinde tanımlanmıştır. TMK.nun 982 ve 983.maddelerinde de; zilyetlik herhangi bir hakka bağlı olmaksızın dava yoluyla korunmuştur. Orman idaresi ve Hazine davada taraf durumunu almamış bulunduğuna göre, davacı zilyetliği haksız olsa bile malik dışında saldırıda bulunan kişilere karşı anılan maddelerdeki zilyetlik davalarını açabilir. Zilyetlik hukuken korunmuş eylemli bir durum olduğuna göre, zilyetliğin bir hakka dayanıp dayanmaması önemli olmadığı gibi açılmış olan davanın dinlenmesine engel değildir. Bu tür davalarda, taşınmaz üzerinde hangi tarafın üstün ve korunmaya değer zilyetliğinin bulunduğunun saptanması, uyuşmazlığın ona göre çözümlenmesi gerekmektedir....

              UYAP Entegrasyonu