Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Bilindiği üzere ve kural olarak, taşınmaza zilyet olanlar tapu kaydı veya bir hakka dayandığı takdirde TMK'nin 683. maddesindeki mülkiyet hakkının korunmasından yararlanarak istihkak davası veya elatmanın önlenmesi davası açabileceği gibi, salt zilyetliğe dayanan kişiler ise TMK'nin 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması hükümlerinden yararlanarak zilyetliğin korunması davası açabilirler. Kişilerin, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerdeki üstün zilyetlik iddiasına veya taraflar dışında başkası adına tapuda kayıtlı bir taşınmazdaki tapu kaydına ya da gayri menkul satış vaadi sözleşmesine dayanmayan, kişisel hakka dayalı üstün zilyetlik iddiası durumunda, davanın 4721 sayılı TMK'nin 981 ve devamı maddelerine dayalı zilyetliğin korunması davası olacağı kuşkusuzdur....

    Tahliye talebi noterlikçe res'en tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da kiracı kiranın yenilendiğine veya uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Aksi takdirde itirazın kaldırılması talebi reddolunur. İtirazın kaldırılması üzerine tahliye ve teslim icra edildikten veya kaldırılma talebi reddolunduktan sonra kiracının veya kiralayanın umumi hükümlere göre mahkemeye müracaat hakları saklıdır....

    Buna göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 11.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Buna göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince ... ... 10. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 22.12.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Asliye Hukuk Mahkemesince;dava konusu 3402 sayılı ek 4 maddesi uyarınca hazine adına orman sınırlarının dışına çıkarılan dava konusu taşınmazın diğer davalının zilyetliğinde olduğuna ilişkin şerhin iptali ile taşınmazın bir kısmının davacıların kullanımında olduğuna ilişkin şerh verilmesi davası olup, dava konusu taşınmazın mülkiyeti ihtilaflı olmayıp, zilyetlik konusu ihtilaflı olduğundan HMK4.1.Cuyarınca üstün zilyetliğin tesbiti ve zilyetliğin korunmasına ilişkin davaların sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği görevin de kamu düzenini ilgilendirdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise; davacının talebi 6831 S.Y.'...

          Asliye Hukuk Mahkemesince;dava konusu 3402 sayılı ek 4 maddesi uyarınca hazine adına orman sınırlarının dışına çıkarılan dava konusu taşınmazın diğer davalının zilyetliğinde olduğuna ilişkin şerhin iptali ile taşınmazın bir kısmının davacıların kullanımında olduğuna ilişkin şerh verilmesi davası olup, dava konusu taşınmazın mülkiyeti ihtilaflı olmayıp, zilyetlik konusu ihtilaflı olduğundan HMK4.1.Cuyarınca üstün zilyetliğin tesbiti ve zilyetliğin korunmasına ilişkin davaların sulh hukuk mahkemesinin görev alanına girdiği görevin de kamu düzenini ilgilendirdiği gerekçesiyle davanın görev yönünden reddine karar verilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi ise; davacının talebi 6831 S.Y.'...

            İcra Müdürlüğü 2017/2086 esas sayılı dosyasından gönderilen tahliye emrinin usul ve yasaya aykırı olduğunu ileri sürerek, tahliye emrinin iptaline karar verilmesini talep ettiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, karara karşı davacılar tarafından istinaf yoluna başvurulduğu anlaşılmıştır. Takip dosyasında mevcut tebligat parçasına göre tahliye emrinin 28.09.2021 tarihinde işgalci sıfatıyla Oylum Satır'a tebliğ edildiği, tahliye emrinin iptali için talepte bulunanın borçlu T1 ve SATIROĞLU OTOMOTİV TURİZM İNŞAAT SAN.VE TİC.LTD.ŞTİ....

            DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ SEBEPLER: Dava; TMK'nun 981 vd. maddeleri gereğince açılan zilyetliğin korunması ve müdahalenin önlenmesi istemine ilişkindir. Bilindiği üzere bu tür davalarda zilyetliğe tecavüz tarihi itibariyle taraflardan hangisinin üstün, öncelikli ve korumaya değer zilyetliğinin bulunduğu tespit edilir. Bu tespit yapılırken üstünlük tanınan zilyetliğin ilgili zilyede mülkiyet hakkı kazandırıp kazandırmadığının her hangi bir önemi yoktur. Diğer bir yandan zilyetliğin koruması davalarında, korunması istenilen zilyetlikle beraber herhangi bir ayni ya da şahsi bir hakkın bulunmasına gerek yoktur. Zilyetliğin korunması davaları sonunda verilen kararlar TMK'nun 713 ve 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17.maddeleri uyarınca açılan zilyetlik hukuksal nedenine dayalı mülkiyetin aktarılması talepli davalarda kesin hüküm teşkil etmez....

            Sulh Hukuk ve ... 7. Sulh Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Dava, tahliye emrinin iptali istemine ilişkindir. ... 11. Sulh Hukuk Mahkemesince, talebin tahliye emrinin iptali istemine ilişkin olduğu, açılan davanın ahkam-ı şahsiye davası olmadığı, sehven tevzi edildiği gerekçesiyle dosyanın ... Sulh Hukuk Mahkemelerinden birine tevzi edilmek üzere tevzi bürosuna gönderilmesine karar verilmiştir. ... 7. Sulh Hukuk Mahkemesi ise, tahliye emrinin iptali istenen icra dosyasının ... 11....

              Murisin bu yapı üzerinde sarf ettiği malzeme nedeniyle, mirasçılarının Türk Medeni Kanunu'nun 722 ve takip eden maddelerine göre, kişisel haklarının bulunduğu şüpheden varestedir. Nitekim, eldeki davada davacılar miras hakkına dayanmakta, davalı da yine miras hakkına dayanarak savunmada bulunmaktadır. Açıklanan durum karşısında, eldeki davanın salt zilyetliğin korunması niteliğinde olduğunun ve murisin inşa ettiği yapı ile davacı ya da davalının zilyetlikten başka ilişkisinin bulunmadığının kabulüne olanak bulunmamaktadır. O halde, davacıların talebi ve davalının savunması karşısında, eldeki davanın hukuki nitelikçe zilyetliğin arkasında bulunan bir hakka dayalı olduğunun kabulü gerekir....

                UYAP Entegrasyonu