Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Aynı şekilde 276 parsel sayılı taşınmazda 6292 sayılı yasa kapsamında dava tarihinden önceki bir tarihte kullanım kadastrosu sırasında hak sahibi olduğu belirlenen gerçek kişiye satılmış olması nedeniyle bu taşınmaz açısındanda zilyetlik davasının dinlenme olanağı bulunmamaktadır. Bu taşınmaz açısından şerh sahibi davalılar ile mal müdürlüğü arsında dava tarihinden önce 6292 sayılı yasa kapsamında satış sözleşmesi yapıldığı davalıların taksitlerini ödemeye devam ettikleri anlaşılmaktadır. Satışla T11nin mülkiyetinden çıkmış bulunan taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesine şerh verebilme olanağı kalmadığı gibi taşınmazın bir üçüncü kişiye satılmış olması sebebiyle davacının şerhe yönelik talebinin zilyetlik tespiti olarak görülme imkanı da kalmamıştır....

DAVA Davacı idare vekili dava dilekçesinde; Siirt ili, ... ilçesi, ... köyü sınırları dahilinde bulunan kadastro görmemiş, sınırları davacı idarece tanzim olunan 10 No.lu zilyetlik tutanağı ile belirlenen 12.155,99 m² alanlı taşınmazın kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazların davacı idare adına tescilini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı cevap dilekçesi sunmamıştır. III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davanın kabulüne ve kamulaştırma bedelinin tespiti ile bu bedelin davalı tarafa ödenmesine, davacı idare tarafından hazırlanan Zilyetlik Tespit Tutanağında 10 nolu parsel olarak belirtilen tapusuz taşınmazın, davacı idare adına tapuya tesciline karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur. B. İstinaf Sebepleri 1....

    Mahkemece, TMK’nin 713. maddesinde belirtilen şartların oluşmadığı, tapulu taşınmazın harici satışının geçersiz olduğu gerekçesi ile davacının tapu iptal ve tescil isteminin reddine, muhtesatın tespiti isteminin, HMK’nin 106/2 maddesi gereğince hukuken korunmaya değer güncel yararı bulunmadığından reddine, davalıların ecrimisil isteminin ise, taşınmaz üzerindeki ağaçların davacı tarafından dikildiği, taşınmazın kullanımına davalıların zımni muvafakat gösterdiği, intifadan men koşulunun oluşmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmesi üzerine; hüküm asıl davada davacı vekili ile karşı davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Asıl dava, TMK'nin 713/1. fıkrasındaki kazanmayı sağlayan zilyetlik ve 2. fıkrasında yer alan, “…maliki 20 yıl önce ölmüş…” hukuki sebeplerine dayalı olarak açılan mülkiyetin aktarılmasına ilişkin tapu iptali ve tescil davası, olmaz ise muhdesat tespiti, karşı dava ise ecrimisil isteğine ilişkindir....

      Hal böyle olunca doğru sonuca varılabilmesi için, kadastro tespiti 1617 sayılı Yasa'nın yürürlük gününden önce yapıldığına göre, müşterek maliklerden her birinin her taşınmazda ayrı ayrı 100 dönüme kadar yer edinebilmelerinin mümkün olduğu da göz önüne alınarak kadastro tespit günü itibariyle katılan ve davalılar lehine zilyetlik yolu ile edinme koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği bakımından mahkemece, davada yararı bulunmayan elverdiğince yaşlı kişiler arasından seçilecek yerel bilirkişi, tarafların aynı nitelikteki kişiler arasından bildirecekleri tanıklar, üç kişiden oluşacak ziraatçi bilirkişi kurulu ve fen bilirkişi hazır olduğu halde mahallinde yeniden keşif yapılmalıdır....

        ün Zilyedindedir" şerhi ile başka şerhlerin mevcut olduğu, bu taşınmazın imar uygulamasına konu geldi taşınmazlarından birisinin davalıların murisi ... lehine zilyetlik şerhi olan 4124 parsel olduğu, 4124 parselin kadastro tespiti 11.06.1974 tarihinde "miktar fazlası" olarak Hazine adına tespit gördüğü ve Hazine adına 19.11.1982 tarihinde hükmen tescil edilmiş olup tapu kaydında davalıların murisi lehine zilyetlik şerhi verildiği, yapılan keşif esnasında alınan tanık beyanlarına göre imar uygulamasına konu ve üzerinde şerh olan taşınmazlardan 4124 sayılı parselin imar planında kısmen yol, kısmen yeşil alan olarak ayrıldığı, fen bilirkişisi raporunda ise 4124 parselin imar uygulaması sonucu oluşan 4337 ada 2 parselin sınırları dışında kaldığı, yani zilyetliğe konu yapı mevcut tapu kaydı sınırları dışında kaldığı anlaşılmakla davanın bu sebeple kabulü gerekirken yazılı gerekçe ile kabulü doğru değil ise de bu hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapmayı gerektirmediğinden bozma nedeni...

          Taşınmazlara ait kadastro tutanaklarının incelenmesinde, davacıların murisi ... ... adına 68.040,... metrekare taşınmazın belgesiz zilyetlik yoluyla tespit ve tescil edildiği, davacı ... adına tespit ve tescil edilen taşınmazların ise muris ...’ten intikal eden yerler olmadığı, davacı ...’nin müstakil zilyetliğine dayalı olarak adına tespit ve tescil edildiği anlaşılmaktadır. Davacıların murisi ... ... ....08.1994 tarihinde ölmüş olup terekesi iştirak halindedir. Çekişmeli taşınmaza ilişkin kadastro tespiti ise 2006 yılında yapılmış olup davacıların murisinin ölüm tarihi ile kadastro tespitinin yapıldığı tarih arasında davacılar yararına ... yıllık müstakil kazandırıcı zamanaşımı süresi dolmamıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun .... maddesi uyarınca belgesiz zilyetlik yoluyla iktisap edilebilecek taşınmaz miktarı aynı çalışma alanı dahilinde sulu toprakta 40 ve kuru toprakta 100 dönümü aşamaz....

            Maddesindeki zilyetlik şartları oluşmadığından tespitin iptali ile taşınmazın T1 adına tespiti ile tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir. Birleşen 2018/46 esas sayılı davada davacı Hazine vekili , dilekçesinde; İstanbul ili, Şile ilçesi, Bucaklı Mahallesi 154 ada 5 parsel sayılı taşınmazın davalılar adına tespit edildiğini, ancak yapılan incelemelerde geçmişe dönük uydu görüntülerinde zilyetliğe esas kullanım tespit edilmediğini, Medeni kanunun 973. Maddesi Kadastro Kanunun 14. Maddesindeki zilyetlik şartları oluşmadığından tespitin iptali ile taşınmazın T1 adına tespiti ile tapuya tesciline karar verilmesini talep etmiştir....

            DAVA KONUSU : Taşınmaz Zilyetliğinin Tespiti KARAR : Antalya 5....

            adına tapu kaydı oluşturulmuş olup, bu aşamada davaya zilyetliğin şerhine yönelik dava olarak devam edilemez ise de, davacının taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonrasında ileri sürülecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur....

              mirasçıları adına zilyetlik şerhi tesciline karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....

              UYAP Entegrasyonu