Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay'ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: Yargıtay bozma ilamında özetle; "hükmüne uyulan bozma ilamı ile taşınmaza ilişkin satışın geçersiz olduğu kabul edildiği halde, satışa değer verilerek hüküm oluşturulması isabetsiz olduğu gibi; zilyetlik yönüyle yapılan değerlendirmenin de yetersiz olduğu belirtilerek; taşınmazın malik hanesinin açık olması nedeniyle 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 30/2. maddesine göre mahkemenin re'sen malik tayin etmesi gerektiği göz önüne alınmak suretiyle taşınmaz başında yeniden keşif yapılması ve yöntemince zilyetlik araştırması yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gereğine" değinilmiştir....

    Keşifte davacının vazgeçmesi olmadığı halde mahkemece herhangi bir gerekçe gösterilmeden davacı tanıkları dinlenmemiş, bir yerel bilirkişi ve iki tespit bilirkişisinin zilyetlik konusunda verdiği bilgi ile yetinilerek hüküm kurulmuştur. Zilyetlik maddi olaylardan sayıldığından tanık dahil her türlü delille ispat edilebilir. (3402 sayılı K.K.m. 14/1) 6100 sayılı HMK.nun 266 (HUMK.nun 275) maddesinde hangi amaçla bilirkişilerin bilgisine başvurulacağı açıklanmıştır. Bunun dışında, tanık sözleri ile tespiti gereken bir yön için tanık dinlenmeden bilirkişinin bilgisi ile yetinilemez. Zilyetliğin ilk önce tanık sözleri ile tespiti şarttır. Bu yapılmadıkça mahalli bilirkişi sözleri tek başına davada hüküm vermeye yeterli olamaz. Mahalli bilirkişinin zilyetlik konusundaki sözleri ancak, zilyetliğin tespiti maksadı ile dinlenilen tanıkların sözlerinin doğruluğunu gösteren bir bilgi olarak gözönünde tutulabilir....

      Köyü 101 ada1 sayılı parsel orman niteliğinde Hazine adına, 105 ada 36, 110 ada 3, 5, 7 ve 8, 111 ada 21 sayılı parseller belgesiz zilyetlik nedeniyle ... adına, 111 ada 2 , 3 ve 4 sayılı parseller belgesiz zilyetlik nedeniyle ......

        için tutanak tutuluncaya kadar bozulmamış zilyetlik olgusunu, diğer bir deyişle 766 sayılı yasanın 32/c ve paralel hüküm getiren 3402 sayılı Kadastro Kanununun 13/B-b maddelerinde öngörülen koşulların davacı müvekkilleri yararına gerçekleştiğini bile bile, zilyetlikten kaynaklanan hakları ortadan kaldırmak için kötü niyetle edinmede bulunduğunu, zilyetlik senedi incelendiğinde ne tarih ne şahit ne kim lehine böyle bir haktan vazgeçildiği, ne ne karşılığında vazgeçildiği, ne nereden vazgeçildiği, ne tarafların edimleri bulunduğunu, sözde zilyetlik senedi içeriğine bakıldığında zilyetlik konusunun temellerini oluşturan "teslim etme" fiilinde eser bulunmadığını, 1946 yılında çıkarılan, 09.10.1946 T. 12/6 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince, tapusuz taşınmazın bir başkasına satımında, hukuki işlemin gerçekleşmesi yanında eylemli olarak taşınmazın tesliminin şart olduğunu, böyle bir sözde sözleşme ile müvekkillerinin dava konusu yerde herhangi bir hakkının bulunmadığı iddiasının...

        ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 20/06/2022 NUMARASI : 2022/172 ESAS, 2022/404 KARAR DAVA KONUSU : Hak Sahipliği Ve Zilyetlik Tespiti KARAR : KARAR GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Yukarıda esas ve karar numarası yazılı İstanbul Anadolu 21....

        Bununla birlikte Mahkeme kararı gereği yerine getirilirken; kadastrosu tamamlanan yerlerde mülkiyet durumunun esas alınması, bu bakımdan zilyetlik iddiasında bulunulan yerlerin ya da daha önce yapılmış olan keşiflerde başvurucular lehine tespit edilmiş olan taşınmazların, tapu kayıtlarının gerek davacıdan (başvurucudan) istenilmesi, gerekse davalı idarece araştırılması, zilyetlik iddiası ile kadastro tespiti arasında var olabilecek farklı durumların nedeninin davacılardan (başvuruculardan) (belge, sözleşme, dava vs. ile) ispatlanmasının istenmesi, bu ispatın gerçekleştirilemediği ve tapusu bulunmayan taşınmazlar hakkındaki zilyetlik iddialarının ise dinlenmeyeceği; bu anlamda 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması gereken bir zararın oluşup oluşmadığına ve mükerrer ödemelerde bulunulmamasına dikkat edileceği açıktır. KARAR SONUCU : Açıklanan nedenlerle; 1. Davalı idarenin temyiz isteminin REDDİNE, 2....

          Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan yerlerin 5831 Sayılı Yasa ile 3402 Sayılı Yasaya eklenen ek 4. maddesi gereğince yapılan kadastro tespiti sırasında, tutanağının beyanlar hanesinde muhdesat ve zilyetlik şerhinin gösterilmesi istemine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde orman kadastrosu ve 2/B madde uygulamasının hangi tarihlerde yapıldığı ve kesinleştiği dosya kapsamından anlaşılamamıştır. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, mahkemece muhdesat ve zilyetlik şerhinin kurulmasına yönelik istemin kısmen kabulü yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

            taşınmazlardaki zilyetlik şerhinin iptali ile annesi, kardeşleri ve kendisi adına miras payları oranında zilyetlik tespiti yapılması istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın askı ilan süresi içinde Kadastro Mahkemesine açılması gerektiği gerekçesi ile reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, davanın niteliği itibarı ile ancak 3402 sayılı Yasa'nın 11. maddesindeki ilan süresi içerisinde açılabileceği, buna göre genel mahkemede açılmasının mümkün olmadığı gerekçesi ile reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına uygun bulunmamaktadır. Yörede 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi gereğince yapılan kadastro sırasında çekişmeli taşınmazlar, beyanlar hanesine 6831 sayılı Yasa'nın 2/B maddesi uyarınca Hazine adına orman sınırları dışına çıkarıldıkları ve 108 ada 580 sayılı parselin ...'un, 108 ada 583 sayılı parselin ...'un, 108 ada 584 sayılı parselin ...'...

              Böyle bir durumda, Daire uygulaması gereği her ne kadar kadastrodan önceki zilyetlik, kadastro tespiti nedeniyle kesintiye uğrar ise de, makul süre içerisinde açılan bu tür davalarda kadastrodan önceki zilyetlik edinmede gözetilir. Bu durum karşısında dava, makul süre ...... içerisinde açıldığına ve kadastrodan önceki zilyetliğinde de hesaplamada gözetilmesine gerektiğine göre iddia ve savunma doğrultusunda taraf delilleri toplanarak işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulmuş bulunması usul ve kanuna aykırıdır. Davacılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA taraflarca HUMK'nun 388/4....

                Taşınmazın .... şahıs adına tapuya tescil edildikten sonra şerhe yönelik davanın dinlenme olanağı bulunmamakta ise de dava devam ederken satış suretiyle ....kişi adına tescil edilen taşınmaz üzerinde davacının zilyetliğinin tespiti yönünden hüküm kurulmasına engel yasal bir düzenleme mevcut olmadığı gibi davacının zilyetliğinin tespiti isteminde bulunmasında da sonradan ileri sürülebilecek hak talepleri açısından hukuki yararı mevcuttur. O halde; mahkemece davacıya tapu maliki ......

                  UYAP Entegrasyonu