Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 1412 sayılı CMUK'nın 326/son maddesi gereğince, sanığa verilen ceza miktarı bakımından kazanılmış hakkının korunmasına 07.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, davanın zilyetliğin korunmasına ilişkin olduğu ve bu davalara bakma görevinin sulh hukuk mahkemelerine ait olduğu gerekçesi ile mahkemenin görevsizliğine dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekilince temyiz edilmiştir. Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, müdahalenin men'ine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenlere yükletilmesine 08/02/2018 gününde oy birliği ile karar verildi....

      Dava, tazminat, zilyetliğin tesbiti ve korunması istemine ilişkindir. İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 13/04/2011 gününde oybirliği ile karar verildi....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin tespiti ve korunması-Tazminat Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı zilyetliğin tespiti-korunması ve tazminat davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA ve aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenden alınmasına 23/05/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          Özen gösterilmediğinde hak sahipliğinde değişiklik sonucunu doğuracak ve tarafları arasında uyuşmazlık bulunan bu tür davaların, zilyetliğin tespiti ve korunmasına yönelik dava olduğundan söz edilemez. Somut olayda, davacılar ... ve arkadaşları, taşınmazların kendilerinin site olarak fiili kullanımında bulunduğu iddiasına dayanarak dava açmış olup, dava konusu taşınmazlardan 3565 ve 4224 parsel sayılı taşınmazların tespit tutanakları kesinleştirilip, sırasıyla 02.03.1993 ve 05.07.1994 tarihinde tapuya tescil edilmiştir. Bu taşınmazlardan 3565 parsel hakkındaki dava mevcut şerhin değiştirilmesi ve 4224 parsel hakkındaki dava tapu kaydının beyanlar hanesinde yazılı olmayan kullanıcı şerhinin verilmesi istemli ve çekişmeli yargıya ilişkin olduğuna göre bu tür davalarda görevli mahkeme Asliye Hukuk Mahkemesidir....

            Hükmü, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 4.maddesinde; "(1) Sulh hukuk mahkemeleri, dava konusunun değer veya tutarına bakılmaksızın; a) Kiralanan taşınmazların, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununa göre ilamsız icra yoluyla tahliyesine ilişkin hükümler ayrık olmak üzere, kira ilişkisinden doğan alacak davaları da dâhil olmak üzere tüm uyuşmazlıkları konu alan davalar ile bu davalara karşı açılan davaları, b) Taşınır ve taşınmaz mal veya hakkın paylaştırılmasına ve ortaklığın giderilmesine ilişkin davaları, c) Taşınır ve taşınmaz mallarda, sadece zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaları, ç) Bu Kanun ile diğer kanunların, sulh hukuk mahkemesi veya sulh hukuk hâkimini görevlendirdiği davaları görürler." hükmü yer almaktadır. Somut olaya gelince; dava, davalı tarafından kullanılan su bedelinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkin olup, genel mahkeme (tüketici mahkemesi) görevlidir....

              Davalı T4 vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı taraf her ne kadar taşınmazın beyanlar hanesine kendileri adına kullanım yönünden tespit ve tescil yapılmasını istemiş ise de hukuki uyuşmazlığın dava konusu taşınmazın zilyetliğinin kime ait olduğu, kim üzerine tespit edilmesi gerektiği üzerinde yoğunlaştığını, zilyetliğin korunmasına yönelik olan davaların sulh hukuk mahkemesinde görüleceği, bu sebeple esasa girmeksizin görevsizlik kararı verilmesi gerektiğini, dava konusu taşınmazın park alanındaki Ebru Cengiz'e ait yapıya denk gelmekte olduğunu, 12/06/1996 tarihli numarataj belgesinin Ebru Cengiz'e ait olduğunu, 27/03/2018 tarih 30350 sayılı CK Akdeniz Elektrik Perakende Satış A.Ş tarafından abone durum bilgisinde 214790 numaralı aboneliğin 01.01.1195 tarihinde başladığını, 25.09.2017 tarihinde Erdi Cengiz adına aboneliğin alınarak aktif bir şekilde devam ettiğinin belirtildiğini, su abonesinin zamanında Ebru Cengiz adına alındığını, içme suyunun Ebru Cengiz adına geçtiğini, 19/10/...

              Somut olaya gelince; davacı, taşınmazın üzerinde bulunan yapıdan kaynaklı babasının ve kendi hakkına dayalı elatmanın önlenmesi isteğinde bulunduğuna göre dava, salt zilyetliğin korunmasına yönelik dava niteliğinde değildir. Hal böyle olunca, yukarıda yazılı açıklamalar doğrultusunda davaya bakmakla Asliye Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gözetilerek görevsizlik kararı verilmesi gerekirken hakka dayalı zilyetliğin korunmasına ilişkin istem için esas hakkında karar verilmesi doğru değildir. Açıklanan bu nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK 353- 1- a-3. maddesi uyarınca kabulü ile yerel mahkeme kararının kaldırılması gerekmiş aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin korunması ... ile ... aralarındaki zilyetliğin korunması davasının kabulüne dair ... Sulh Hukuk Mahkemesinden verilen 12.01.2011 gün ve 426/37 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü: KARAR Davacı vekili, mevki ve sınırları dava dilekçesinde gösterilen Hazinenin özel mülkiyetindeki, tapusuz 6989,72 m2 yüzölçüme sahip dava konusu taşınmaza vekil edeninin ecrimisil ödemek suretiyle zilyet olduğunu, ancak davalı Hazinenin aldırdığı 10.04.2008 tarih 8 nolu idari men kararıyla davacının tasarrufuna engel olduğunu ileri sürerek zilyetliğinin korunmasına, Hazinenin tecavüzünün önlenmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı ... vekili davanın reddine karar verilmesini savunmuştur....

                Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, ZİLYETLİĞİN KORUNMASI, EL ATMANIN ÖNLENMESİ-KAL VE TAZMİNAT istenmesine ilişkindir. Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 8/10/1976 tarihinde ilan edilerek kesinleşen orman kadastrosu bulunmaktadır....

                  UYAP Entegrasyonu