Davacı, dava konusu taşınmazın maliki olduğunu, davalının bu taşınmaza haksız olarak müdahale ettiğini, bu nedenle maliki olduğu taşınmazdaki davalının tahliyesini talep ettiği anlaşıldığına göre, davacının mülkiyet hakkında dayalı olarak tahliye talebinde bulunduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, dava salt zilyetliğe dayalı bir dava olmayıp, hakka dayalı bir davadır. O halde, konusu TMK'nın 981 ve devamı maddeleri uyarınca zilyetliğin korunması davası olmadığına göre uyuşmazlığın çözümünde asliye hukuk mahkemesi görevlidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince; ... ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 15/12/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
Çiftçi Malları Koruma Başkanlığının kararının iptali ve bu karara istinaden düzenlenen ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir. ... Sulh Hukuk Mahkemesince, davanın idari para cezasına itiraz davası olduğu bu nedenle itirazın sulh ceza mahkemelerince değerlendirilme yapılması gerektiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiş ve dosya ... Sulh Ceza Mahkemesine tevzi edilmiştir. ... Sulh Ceza Mahkemesince, 4081 sayılı Çiftçi Mallarının Korunması Hakkında Kanunun 26. maddesinde "Davaya bakma görevi sulh hukuk mahkemelerine aittir" hükmü bulunmakta olduğundan, talebi inceleme yetki ve görevinin ... Sulh Hukuk Mahkemesine ait olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Dosya kapsamından, davacı, davalı ... Çiftçi Malları Koruma Kurulu tarafından kendisine "Suç mevkii Emirli İçme Suyu Deposu gösterilmek suretiyle, arazi yoluna tahliye borusundan su salarak yola zarar verme" suretiyle zarar verildiği iddiası ile ... Çiftçi Mallarını Koruma Başkanlığının meydana gelen 402,00....
Somut olayda, taşınmazın 22/06/2018 tarihinde ihalesinin kesinleştiği, alacaklı tarafın istemi ile tahliye emrinin işgalciye 13/03/2019 tarihinde tebliğ edildiği, işgalci Nesrin Benzeş tarafından İstanbul 15.İcra Hukuk Mahkemesine tahliye emrinin iptali talepli açılan davanın 24/04/2019 tarihinde reddine karar verildiği ve bu kararın 01/06/2019 tarihinde davacı adına vekiline tebliğ edildiği, alacaklı adına vekili tarafından icra dosyasına sunulan 07/01/2021 tarihli dilekçeyle yeniden taşınmazın boş olarak tesliminin talep edildiği anlaşılmaktadır. İİK'nun 135 maddesi düzenlemesine göre kural olarak icra müdürünün tahliye istemini yerine getirme konusunda herhangi bir takdir yetkisi bulunmadığının kabulü gerekir. İcra Müdürlüğü, alacaklının talebi ile borçluya tahliye emri göndermek zorundadır. Ancak ilgilisi, gönderilen tahliye emrinin iptali istemi ile koşulları varsı şikayet yolu ile icra mahkemesine başvurabilir....
Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 19/02/2014 NUMARASI : 2011/1038-2014/150 Birleşen Aynı Mahkemenin 2013-225 Esas 2013-793 Karar Sayılı Dosyası Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali, tahliye, zilyetliğin korunması ve tazminat davasına dair karar Dairemizin 09/12/2014 gün ve 2014/9769-2014/13637 sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmesi üzerine bu defa davalı birleşen dosya davacısı tarafından yasal süresinde karar düzeltme isteminde bulunulmuş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mahkemenin kararında ve Yargıtay ilamında yazılı sebeplere göre 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 440.maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE ve aynı yasanın 442.maddesi gereğince takdiren 248....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada Söke Sulh Hukuk ve 1.Asliye Hukuk Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, Tapu İptali ve Tescil ile Zilyetliğin Korunması istemine ilişkin olup, yargılama sırasında Asliye Hukuk Mahkemesince Tapu İptali ve Tescil istemine ilişkin dava bu davadan tefrik edilerek, iş bu davaya Zilyetliğin Korunması istemine ilişkin olarak devam edilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce, davacı tarafın belediye arazisi üzerindeki talebinin sadece zilyetliğin korunması kapsamında değerlendirilemeyeceği, davanın bir hak davası niteliğinde olduğu gerekçesiyle, görevsizlik kararı verilmiştir....
İcra Dairesi 2020/11230 esas sayılı dosyasında haciz yolu ile takip başlatıldığını, takipte tahliye talebi olmadığını, icra dairesince düzenlenen 09/11/2020 tarihli ödeme emrinin Örnek 13 olarak hazırlandığını, müvekkile bu şekilde tebligat yapıldığını, müvekkilin borçtan haberdar olduğunda borca itirazlarını dosyaya sunduğunu, ancak alacaklının itirazın kaldırılması ve tahliye davası açması üzerine mahkemece davanın kabul edildiğini, müvekkilin mağdur bırakıldığını, takip talebinde tahliye istemi olmadığı halde davanın kabul edilmesinin yanlış olduğunu, kararın istinaf aşamasında olduğunu, duran takibe karşı alacaklı tarafından itirazın kaldırılması ya da şikayet davası açmadığını, duran bir takibe devam etmek isteyen alacaklının 6 ay içinde itirazın kaldırılması yada 1 yıl içinde itirazın iptali davası açma hakkı varken doğrudan tahliye davası açması yasal olmadığını, öncelikle karar verilinceye kadar takibin tedbiren durdurulmasına, şikayetin kabulü ile ödeme emrinin iptaline ve...
Mahkemece, şikayete konu takip ve tahliye emrinin usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiş, hükmün borçlu vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 14.06.2016 tarih, 2015/22866 Esas, 10390 Karar sayılı ilamı ile gayrimenkulün teslimine dayalı tahliye emrinin, kamulaştırmaya ilişkin tescil işlemlerini içeren belgeler eklenerek gönderildiği, yapılan bu işlem nedeni ile 25.08.2014 tarihinde davacılara tebliğ edilen 05.06.2014 tarih 556128-5445 sayılı İstanbul Büyükşehir Belediyesi Emlak Yönetimi Daire Başkanlığı Kamulaştırma Müdürlüğü işleminin iptali ve yürütmenin durdurulması için dava açıldığı ve İstanbul 2....
DAVA Şİkayetçi borçlu dava dilekçesinde; alacaklının tarafına yazılı Sözleşme ile kiralanan taşınmazın kira süresinin bitmesi durumunda tahliye emri tebliğ ettiğini, İcra Müdürlüğüne yasal süresi içinde verdiği dilekçe ile tahliye taahhüdündeki imzaya, tarihe ve takip dayanağı ekindeki sözleşmeye ve sözleşmedeki imzaya itiraz ettiğini, alacaklının icra takibinde takibin dayanağı olarak takip talebinde ve tahliye emrinde 4 yıllık kira sözleşmesini gösterdiğini, oysa gerek takip dosyasına gerek ise tarafına gönderilen tahliye emrinin ekine 5 yıllık kira sözleşmesinin eklendiğini beyan ederek tahliye emrinin, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. II. CEVAP Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesi sunmadı. Duruşmada şikayetin reddine karar verilmesini talep etti. III....
Davalı ... vekili, idare mahkemesi görevli olduğu, zilyetliğin korunması şartları bulunmadığı, kira süresi dolmakla yeniden ihale ile kiraya verilmesi gerektiği, Belediye Kanunun 15. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle 2886 sayılı yasa uyarınca tahliye istendiğini savunarak davanın reddini dilemiştir. Sulh Hukuk Mahkemesince; kabulüne karar verilmiş olup, hükmü davalı taraf temyiz etmekle, Dairemizin 2008/13033-18243 sayılı kararı ile “davacı şahsi bir hakka dayandığından bu dava TMK.nun 981 ve müteakip maddelerinde belirtilen salt zilyetliğin korunması niteliğinde kabul edilmeyerek, HUMK’nun 8/ll, 3.maddesinin uygulama yer ve olanağı bulunmadığından, mahkemenin görevinin HUMK 8/1 maddesi gereğince dava olunan şeyin dava tarihindeki değerine (bir yıllık kira bedeline) göre tesbit edileceği” gerekçesiyle görev yönünün incelemesiz bırakılmasından dolayı bozulmuştur....
Sayılı dosyası ile davalılar tarafından Müvekkilleri T2 Şti., T1 ve diğer takip borçlusu Ahmet Alyağut aleyhine icra takibi başlatıldığını, icra takibinde alacaklı tarafından takip talebinde tahliye talep edilmemesine rağmen borçlulara 13 örnek tahliye emri gönderildiğini, icra müdürlüğünce takip talebine uygun ödeme emri gönderilmemiş olup yalnızca haciz talepli takip talebi bulunduğundan 7 örnek ödeme emri gönderilmesi gerekmekteyken usul ve yasaya aykırı 13 örnek ödeme emri gönderildiğini, mahkemece icra takibi kapsamında düzenlenen yargılamanın devam ettiği gerekçesiyle davayı reddetmiş olup reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, davalarının talep ve sonucu ödeme emirlerinin iptali olduğunu, mahkemece itirazın kaldırılması davasını bekletici mesele yapması gerekirken reddetmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek, istinaf taleplerinin kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, takip talebine uygun düzenlenmeyen ödeme emirlerinin iptaline karar verilmesini...