Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

İcra Mahkemesinin 2019/538 E.sayılı dosyasında dava açtıklarını, bekletici mesele yapılması gerektiğini, mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de istinafa başvurduklarını, istinaf incelemesi neticesinde satış ile ilgili tüm işlemler iptal edileceğinden icra müdürlüğünce taraflarına gönderilen tahliye emrinin istinaf dairesinde olan dosyanın sonucuna göre beklenmesi gerektiğinden taşınmazdan tahliye edilmesinin ertelenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ : Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir. İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ DELİLLER : Davacı- borçlu vekili istinaf dilekçesinde dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla, istinaf dilekçesinin kabulü ile mahkeme kararının ortadan kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Davanın konusu icra müdürlüğünce İİK 135.maddeye göre düzenlenen tahliye emrinin ertelenmesi talebidir....

Dava tarihi itibariyle 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 27.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Hemen belirtmek gerekir ki, zilyetliğin korunması davasıyla zilyet, zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı takdirde dava bir hak davası niteliğini kazanır.” denilmekle salt zilyetliğin korunması davaları ile zilyetliğin tespiti davaları arasındaki fark net bir şekilde açıklanmıştır. (Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 11.06.2020 gün ve 2016/18089 E. ve 2020/3321 K. sayılı ilamı) Somut olayda gelince; davacı, menkullerin mülkiyet hakkında dayalı olarak kendisine iadesini, mümkün olmadığı takdirde bedellerinin tazminini istemiş olmasına göre dava, salt zilyetliğin korunmasına yönelik dava niteliğinde değildir....

      Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; tahliye kararına ilişkin ilam ile ilgili takip talebinde takip yollarından hangisini seçtiği kısmına tahliye emrinin yazıldığını, alacak kısmına harç ve diğer masrafların hesaplanması için takibin değerinin yazıldığını, yanına da kiralananın tahliyesinin yazıldığını, ancak icra müdürlüğünün sehven örnek 4- 5 ödeme emri gönderdiğini, yanlış icra emrinin gönderildiğinin fark edilmesi üzerine 06/11/2019 tarihinde icra emrinin düzeltilmesini, örnek 2 nolu icra emri gönderilmesini istediklerini, yanlışlığın icra müdürlüğü işleminden kaynaklandığını, bu nedenle yargılama, harç ve giderinden sorumlu tutulmamaları gerektiğini beyan etmiştir....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye İcra mahkemesince verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, İİK.nun 269/a madde hükmüne göre kesinleşen icra takibine dayanılarak kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, karar davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili, davalı hakkında, kira alacağının tahsili amacıyla ... İcra Müdürlüğü’nün 2012/29 Esas sayılı takip dosyası ile tahliye istemli icra takibi başlattıklarını, davalının ödeme emrinin tebliğine rağmen yasal sürede takibe itiraz etmediği gibi kira borcunu da ödemediğini, kısmi ödemenin ise borcu karşılamadığını belirterek, kesinleşen icra takibi nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini istemiştir....

        ödenememesi kira sözleşmesinin feshi ve tahliye sebebi oluşturmaz.” hükmüne havi olduğunu, bu sebeple Haziran 2020 dönemine ilişkin işyeri kirasının eksik ödenmesinin tahliye sebebi olmayacağını, bu nedenle takibin ve ödeme emrinin iptali gerektiğini, yine müvekkiline gönderilen ödeme emrinin usulüne uygun olmadığını, alacaklı tarafından hangi aylarda ne kadar eksik kira ödendiği açıklanmadığı gibi ödeme emrinde alacaklı vekilinin adresine de yer verilmediğini, bu eksikliklerin ödeme emrinin iptalini gerektirdiğini beyan ederek şikayetin kabulüne, takibin ve ödeme emrinin iptali ile tazminata hükmedilmesini talep etmiştir....

        Üçüncü kişi, taşınmazı işgal etmekte haklı bulunduğunu, hacizden önce yapılmış resmi bir belge ile ispat ederse, (örneğin; kiracı olduğunu, hacizden önce tapuya şerh verilmiş ya da hacizden önce noterde düzenlenmiş veya onaylanmış bir kira sözleşmesi ile ispat ederse) icra mahkemesi, tahliye emrinin iptaline karar verir (Prof. Dr. Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku, El Kitabı. Kasım 2004 baskı s. 40), (Hukuk Genel Kurulu'nun 23.05.2007 tarih ve 2007/12- 297 esas, 2007/287 karar sayılı kararı). İstanbul 10.İcra Müdürlüğü 2020/2460 Esas sayılı dosyasında her ne kadar davacı vekili tarafından tahliye emrinin iptali istenilmiş ise de; şikayetçinin kira sözleşmesini İ.İ.K 135/2. Maddesindeki belgelerle ispatlayamadığı, tahliye emrinin usule ve hukuka uygun olduğu anlaşıldığından şikayetin reddine'' karar verildiği görülmüştür....

        "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi Taraflar arasındaki taşınmaz hukukuna ilişkin davada Çarşamba Sulh Hukuk ve Kadastro Mahkemelerince ayrı ayrı görevsizlik kararı verilmesi nedeni ile yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü: -K A R A R- Dava, 304 ada 425 parsel sayılı taşınmazın mülkiyete yönelik uyuşmazlıktan, zilyetliğin korunması istemine ilişkin dava tefrik edilerek, zilyetliğin korunması istemine ilişkin olarak devam edilmiştir. Sulh Hukuk Mahkemesi'nce; davaya konu taşınmaz ile ilgili olarak yargılama sırasında kadastro tutanağı düzenlenerek Kadastro Mahkemesine gönderildiği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir. Kadastro Mahkemesi ise; davanın mahiyeti itibariyle zilyetliğin korunması davası olduğunu belirterek, zilyetliğin korunması davasının sulh hukuk mahkemesinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik yönünde hüküm kurmuştur....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: Alacaklı tarafından aidat alacağının tahsili amacıyla tahliye talepli olarak icra takibine başlandığı ve örnek 13 nolu ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun, alacağın kira alacağı olmaması nedeniyle örnek 13 nolu ödeme emrinin iptali istemiyle icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır....

            Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; icra hukuk mahkemesine başvuru sebeplerinin borca itiraz olmayıp, icra takibinin ve ödeme emrinin iptali talebi olduğunu, Mahkemece yanlış değerlendirme yapılarak borca itiraz talebi ile başvurulmuşcasına hukuka ve hakkaniyete aykırı bir karar verildiğini, müvekkiline tebliğ edilen ödeme emrinde borcun dayanağı olarak sadece ödenmeyen kira bedelleri ve kira artış farklarının gösterildiğini, ödenmeyen kira bedellerinin hangi döneme, hani aylara ilişkin olduğunun belirtilmediği gibi kira artış farklarının da ne miktar olduğunun belirtilmediğini beyan ederek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden yapılacak yargılama sonucunda davanın kabulü ile ödeme emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Delillerin Değerlendirilmesi Ve Gerekçe: Uyuşmazlık, davacı borçlu hakkında kira alacağına dayalı olarak başlatılan tahliye talepli ilamsız icra takibinde takibin ve ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir....

            UYAP Entegrasyonu