Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Takibe dayanak yapılan tahliye taahhüdü ile mecurun tahliye edileceği bildirilen tarih 31/10/2021 tarihi olup takibe 05/11/2021 tarihinde geçildiği sabittir. Bu durum karşısında takibe yasal sürede geçilmiş olduğu anlaşılmaktadır. İİK'nın 275/2. maddesi uyarınca, tahliye talebi noterlikçe re'sen tanzim veya tarih ve imzası tasdik edilmiş yahut ikrar olunmuş bir mukaveleye müstenit olup da, kiracı kiranın yenilendiğine ve uzatıldığına dair aynı kuvvet ve mahiyette bir vesika gösteremezse itiraz kaldırılır. Tahliye taahhüdüne dayalı icra takiplerinde, dayanak tahliye taahhüdünün adi yazılı olması halinde imzaya ve tarihe açıkça itiraz edilmesi gerekir. Davalı tahliye taahhüdü altındaki imzasına ve tahliye tarihine açıkça itiraz etmemiştir. Takibe itiraz taahhüdün baskı altında alındığına, kira sözleşmesinin uzatıldığına, taahhüdün iptali davasının derdest olduğuna yöneliktir. Davalı taraf bu itirazlarını İİK'nın 275/2 maddesinde sayılan belgelerden biri ile ispatlayamamıştır....

İİK’nun 269/a maddesinde, borçlunun takibe itiraz etmemesi ve yasal ihtar müddeti içinde kira borcunu da ödenmemesi halinde, ihtar müddetinin bitim tarihini takip eden altı ay içinde, alacaklının talebi üzerine icra mahkemesince tahliye kararı verileceği hükme bağlanmıştır. Somut olay da ödeme emrinin tebliği olan 01.04.2015 tarihinden sonra yasal ödeme süresi bittikten ve altı ay yasal dava açma süresi geçirildikten sonra 09.12.2015 tarihinde açılan dava süresinde açılmadığından, bu dava ile tahliye talebinde bulunulamaz. Bu durumda Mahkemece süresi içerisinde açılmayan tahliye davasının reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın kabulü doğru değildir....

    Konut finansmanına yönelik finansal kiralama işlemlerinde 21/11/2012 tarihli ve 6361 T5, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanununun 33 üncü maddesi uygulanmaz. (4) Konutun satışının bu maddenin üçüncü fıkrası kapsamında gerçekleştirilmesi ve varsa elde edilen bedelin kalan borcu aşan kısmının tüketiciye ödenmesini takiben tüketici veya zilyetliğin devredilmiş olması hâlinde zilyetliği elinde bulunduran üçüncü şahıslar konutu tahliye etmekle yükümlüdür. Konutun tahliye edilmemesi hâlinde konut sahibi, 9/6/1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflâs Kanununun 26 ncı ve 27 nci maddeleri uyarınca tüketici veya zilyetliği elinde bulunduran üçüncü şahıslar aleyhine icra yoluna başvurabilir." şeklindedir. 6502 sayılı Tüketici Kanunu'nun "Temerrüt" başlıklı 34. Maddesinin 4....

    Davacının talebi, murisinin zilyet olduğu ve muristen intikal eden taşınmazın beyanlar hanesinde davalının zilyet olduğunun tespit edildiği iddiasıyla taşınmazın beyanlar hanesinde davacının miras payı oranında zilyet olduğunun tescil edilmesi istemine ilişkindir. Davanın 08/05/2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 18.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Davacının talebi, dava konusu taşınmazda zilyet olmasına rağmen zilyet olduğunun tespit edilmediği ve beyanlar hanesinin boş bırakıldığı iddiasıyla taşınmazın beyanlar hanesinde zilyet olduğunun tescil edilmesi istemine ilişkindir. Davanın 31/01/2013 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 25.10.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Davacının talebi, dava konusu taşınmazın 14.950 metrekarelik kısmında zilyet olmasına rağmen tamamında davalılar ile birlikte zilyet olduğunun tespit edildiği iddiasıyla taşınmazın 14.950 metrekarelik kısmında kendisinin zilyet olduğunun tescil edilmesi istemine ilişkindir. Davanın 09/10/2012 tarihinde açılmasına ve 3402 sayılı Kadastro Yasasının 11. maddesinde öngörülen 30 günlük askı ilanı süresinin geçmiş olduğunun anlaşılmasına göre, salt zilyetliğin korunması ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlığın Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK.'nın 21. ve 22. maddeleri gereğince Kaynarca Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE, 04.12.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 06/10/2020 NUMARASI : 2020/387 ESAS 2020/459 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (İcra Memur Muamelesi) KARAR : Yukarıda mahal tarih ve numarası açıklanan ilk derece mahkeme kararı aleyhine süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurulmakla, HMK'nun 352. maddesi gereğince dosya üzerinde yapılan inceleme ve heyetçe yapılan müzakere sonunda, gereği düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı alacaklı tarafından adi kiraya ve hasılat kiralarına ait takip başlatıldığını, ödeme emri no:13 gönderildiğini, takibe itiraz edildiğini, 7226 sayılı kanun geçici madde 2 gereğince kira sözleşmesinin feshi ve tahliye talep edilemeyeceğini, ödeme emrinde Mayıs ve Haziran 2020 kira bedeli ile bunun faizleri ve haciz ve tahliye talep edildiğini, ödeme emrinin kanuna aykırı olarak düzenlendiğini, bu nedenle takibin ve ödeme emrinin iptalini, yargılama gideri ve vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini vekaleten arz ve talep etmiştir....

          Hemen belirtmek gerekir ki zilyetliğin korunması davasıyla zilyet zilyetliğin hakka dayandığını ispat külfetine katlanmadan sadece zilyetliğini öne sürerek Sulh Hukuk Mahkemelerinde uygulanan basit yargılama usulünün sağladığı kolaylıklardan yararlanır. Zilyet, zilyetliğin arkasında bulunan ayni (nesnel) veya şahsi (kişisel) bir hakka dayandığı taktirde dava bir hak davası niteliğini kazanır. HGK 06.10.1993 gün, 1993/14- 423/561 sayılı ve HGK'nın 15.06.1983 gün 3351/679 ve 2013/22227- 2014/16366 25.11.1987 gün 394/876 sayılı kararları da aynı yöndedir.)...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Tahliye emrinin ve icra takibinin iptali Uyuşmazlık, tahliye taahhütnamesine dayalı olarak başlatılan icra takibinde icra memurunun işleminin şikayet yoluyla iptali istemine ilişkindir. Bu durumda kararın temyiz incelemesi görevi Dairemize ait olmayıp, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi'ne ait bulunduğundan dosyanın görevli Yargıtay 12.Hukuk Dairesi Başkanlığı'na gönderilmesine, 04.11.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"DAVA TÜRÜ : Zilyetliğin Korunması ve Elatmanın Önlenmesi MAHKEMESİ : İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda İzmir 7. Sulh Hukuk Mahkemesinin 17.10.2017 tarihli ve 2016/832 Esas, 2017/1166 Karar sayılı kararıyla davanın kabulüne karar verilmiş, Mahkeme hükmüne karşı davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 16....

              UYAP Entegrasyonu