Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

A.Ş vekili avukat ... aralarındaki dava hakkında Tuzla 1.Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 26.9.2007 tarih ve 1101-807 sayılı hükmün Dairenin 14.12.2009 tarih ve 11166-14565 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği konuşuldu. KARAR Temyiz ilamında belirtilen gerektirici nedenler karşısında ve özellikle men'i müdahale davası davacı aleyhine sonuçlandığından davalının zapta karşı tekeffül borcunun bulunacağının tabi bulunmasına göre usulün 440.maddesinde sayılan nedenlerden hiç birisine uygun olmayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, ve aynı kanunun 442 maddesi hükmünce 172,00 (yüzyetmişiki) TL para cezasının karar düzeltme isteyene yükletilmesine, 14.6.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Dava, taraflar arasındaki satım sözleşmesinden kaynaklanan zapta karşı tekeffül hükümlerinden doğan alacağa ilişkindir.14.02.2011 gün ve 27846 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 09.02.2011 gün ve 6110 sayılı bazı kanunlarda değişiklik yapılmasına dair Kanunun 8.maddesiyle Yargıtay Yasasının 14.maddesinde yapılan değişiklik uyarınca 01.03.2012 tarihinden itibaren uygulanmaya başlanan iş bölümü kararının Yüksek 13.Hukuk Dairesi için Borçlar Kanunun ikinci kısmında yer alan sözleşmelerden (istisna akdi hariç akdin muhtelif nevilerinden) kaynaklanan davalar bakımından Sulh ve Asliye ayrımının yapılmadığı ve incelemenin bu nedenlerle Yüksek 13.Hukuk Dairesince yapılacağından uyuşmazlık konusu dosyanın temyiz incelemesi Dairemizin görevi dışındadır. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 19.04.2012 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili, mahrum kalınan kira geliri ve diğer kayıpların tazmini ile manevi tazminat davasının kısmen kabulüne dair verilen yukarıda tarih ve numaraları yazılı hükmün Yargıtay’ca incelenmesi taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş, davacılar vekili de temyiz dilekçesinde duruşma isteminde bulunmuş olmakla duruşma için belirlenen 26.02.2013 günü temyiz eden davacılar vekili Av. ... ile davalı idare vekili Av....'...

        Geçersiz sözleşmelerde, taşınmazın hukuka uygun yollarla tescil edilmiş olması BK 192 maddesindeki satıcının zapta karşı tekeffül borcunu doğurmaz. Çünkü bu madde, sadece hukuken geçerli sözleşmelerde ileri sürülebilir. Davacı geçersiz sözleşmeye dayanarak taşınmazın değerini tazminat olarak isteyemez; sadece geçersiz sözleşme nedeniyle ödediği bedeli sebepsiz zenginleşme ve denkleştirici adalet kurallarına göre isteyebilir. Hal böyle olunca, mahkemece satış bedeli olarak ödenen 5.000 DM’nin dava tarihi itibariyle TL karşılığı yanında 2008/10077-11064 ayrıca yine 27.4.1994 tarihinde satış bedeli olarak ödenen 5.000.000 TL’nin dava tarihine kadar ulaştığı alım gücünün enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artış, maaş artışları vs gibi ekonomik etkenlerin ortalamalarının alınarak bilirkişi vasıtası ile hesaplanması ve sonucuna uygun karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir....

          sunulmuş olması gerektiğini, ancak 22.09.2003 tarihli protokol sunulmadığından sözleşmenin bir parçası olarak görülemeyeceğini, dolayısıyla diğer sözleşmelerle birlikte yorumlanıp sözleşmesel bir yükümlülüğe zemin oluşturmayacağını, işletme sözleşmesi ile protokol birlikte yorumlanarak alım taahhüdüne bağlı talep edilen sözleşmeyi ihlal için cezai şart ve mahrum kalınan kâr taleplerine ilişkin hesaplamanın yersiz olduğunu, taraflar arasındaki sözleşmedeki cezai şart, kâr mahrumiyetinden kaynaklı tazminat ve diğer tazminat doğurucu sözleşme hükümlerinin süregelen uygulama ile talep edilmemesinin sözleşme hükümlerini zımnen ortadan kaldırdığını belirterek kararın bozulmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir....

            2009/391-200 esas ve karar sayılı dosyasıyla dairedeki proje aykırılıkların giderilmesi, yapılacak tadilat projesi nedeniyle 17 bağımsız bölümde meydana gelecek değer kaybı, daire ve işyeri için kira geliri kaybı olmak üzere toplam 145.000,00 TL'nin davalıdan tahsili yönünde karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, hüküm altına alınan miktardan fazla miktarda alacak olduğunun belirlendiğini, 2009/391-200 esas ve karar sayılı dosyadan verilen ve saklı tutulan alacaklar ile 29.09.2009 tarihinden dava tarihine kadar işyeri ve daire için 20 aylık mahrum kalınan kira bedeli olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tadilat projesi yapılması durumunda 17 bağımsız bölüm nolu işyerinde meydana gelecek değer kaybı olarak bakiye 20.600,00 TL,daire için tespit tarihi olan 29.09.2009 tarihine kadar bakiye 3.500,00 TL ile, tespit tarihinden dava tarihine kadar 20 aylık 5.000,00 TL mahrum kalınan kira bedeli, işyeri için tespit tarihi olan 29.09.2009 tarihinden dava tarihine...

              İNCELEME VE GEREKÇE : Dava, trafik kazasından kaynaklanan değer kaybı, hasar bedeli ve kazanç kaybı zararının tahsili istemine ilişkindir....

                O halde mahkemece, öncelikle davacı kiracının aynı şartlarla başka bir yeri kiralaması için gereken makul süre tespit edilip bu süre içindeki kiracı karının ne olabileceği tespit edilip mahrum kalınan karın belirlenmesi ve daha sonra TBK’nın 125. madde hükmü gereğince kâr kaybı zararına uğrayan tarafın isteyebileceği zararın saptanmasında kıyasen yine aynı Kanun’un 325. maddesi hükmünde gösterilen kesinti yönteminin uygulanması ve hakim tarafından belirlenen bu mahrum kalınan kar üzerinden hakkaniyete uygun bir indirim yapılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm verilmesi doğru değildir. " gerekçesi ile bozulmuş ve dosya mahkememize gönderilmiş, yukarıdaki esasa kaydı yapıldığı anlaşılmıştır....

                  Davacı, tapudan satın aldığı taşınmazın dava dışı üçüncü kişi tarafından açılan tapu iptal ve tescil davası sonucunda tapusunun iptal edildiğini ileri sürerek taşınmazın rayiç değeri için 100.000,00 Tl maddi tazminat ile 5.000,00 Tl manevi tazminatın tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı davanın reddini dilemiş, Mahkemece, davacının ödediği bedelin ikame bedeli ne hükmedilmiştir. Davacı, zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme, taraflarını bağlayan hukuken geçerli bir sözleşmedir. Taraflar lehine hak ve yükümlülükler doğurur. Öyle olunca davacı, taşınmazların dava tarihindeki 2011/9396-17561 rayiç bedelini isteyebilirler. Mahkemece, taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeline hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir....

                    ilişkin teminat limiti ile sınırlı olmak ve temerrüt tarihi olan 24.11.2021 tarihinden itibaren; diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 05.10.2021 tarihinden itibaren) ve araçtan mahrum kalınan günlere ilişkin uğradığı zarardan kaynaklanan (...) zarar alacağı için 10,00TL (...) olmak üzere toplam 20,00TL maddi tazminatın işleyecek en yüksek ticari temerrüt avans faizi ile birlikte tekerrür olmamak üzere; davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile müvekkiline ödenmesine karar verilmesini, yargılama gideri ile avukatlık ücretinin karşı tarafa tahmiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu