Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

BK.nun 192.maddesi gereğince davalı satıcı, zapta karşı tekeffül hükümlerine göre davacı alıcıya karşı sorumludur. Mahkemece, taraf delilleri toplanıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davanın reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 17.15 TL. temyiz harcının istek halinde iadesine, 3.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    in zapta karşı tekeffül hükümlerine istinaden başvuruda bulunduğunu, aralarında 11/09/2015 tarihinde akdedilen sözleşmeyle araç satış bedellerini ödemek kaydıyla sulhen çözdüklerini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ... 47. Noterliğinde düzenlenen 31059 yevmiye nolu araç satış sözleşmesinin feshi ile araç rayiç bedeli olan 85.000,00 TL'nin yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir....

      Maddesine göre tam zapt için satış sözleşmesinin kurulduğu anda 3.kişinin zaptı sağlayan üstün bir hakkının varlığının gerektiğini, 3.kişilerin satılan üzerinde ayni nitelik taşımayan bir hakka sahip olduğu durumda zapta karşı tekeffül hükümlerinin uygulanamayacağını, olay itibariyle yani satış sözleşmesinin kurulduğu anda zaptı sağlayan 3.kişinin hakkının söz konusu olmadığını, müvekkilinin , mahkemenin satıştan sonraki tarihte verebileceği ihtiyati tedbir kararından haberdar olmasının beklenemeyeceğini, üstelik ihtiyati tedbir kararının geçici nitelikte olup ayni hak üzerinden verilen karar sayılmayacağını, tam zaptın alıcının satılandan yararlanmasını tamamen engelleyeceğini oysa somut vakıada aracın zilliyetliğinin kullanılmasında ve araçtan yarar sağlama noktasında trafikte kullanılmasında bir engel bulunmadığını, dolayısıyla zapt halinin mevcut olmadığını, davacının zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca dava açtığını, kabul etmemek koşuluyla olayda zapta karşı tekeffül hükümleri...

        Mahkemece, taraflar arasında tıbbi malzeme satışı konusunda anlaşıldığı, ... ve ... hükümlerine göre ayıbın gizli ve açık olması halinde ön görülen yasal sürelere uyulması gerektiği, davalının ayıp ihbarını süreleri içerisinde davacıya bildirmediği, ayıba karşı tekeffül hükümlerinden faydalanılamayacağı, dava tarihi itibariyle davacının alacaklı olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 17/03/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          Davacı zapta karşı tekeffül hükümleri kapsamında davalıya başvurabilir. O halde mahkemece, satım sözleşmesine ilişkin tekeffül hükümleri değerlendirilmeden yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte yazılı nedenlerle temyiz edilen hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalının tüm, davacının sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan 152,00 TL harcın davacıya, 154,20 TL harcın davalıya iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 04/11/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi....

            Davacı kiracı, davalı kiraya verene ödediği kira bedellerini, dava dışı malike ödediği kira bedeli uyarınca iadesini istediği, bu uyuşmazlığı yukarıda açıklanan ilkelere göre kira sözleşmesi uyarınca ve zapta karşı tekeffül ilkelerine göre çözümü gerektiği anlaşılmıştır. Dava, 01/02/2022 tarihinde, 6100 sayılı HMK'nın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığına göre görevli mahkeme Sulh Hukuk Mahkemesidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup, taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Taraflar da yargılama bitinceye kadar görev itirazında bulunabilirler. Görev itirazı yapılmamış olsa bile re'sen mahkeme, ilk önce görevli olup olmadığını inceleyip karara bağlamalıdır....

            Bu durumda alıcı zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak satıcıdan talepte bulunabilir. Mahkemece mülkiyetin davacıya geçip geçmediği sahtelik nedeniyle davacının zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanıp dayanamayacağı hususları üzerinde durulup toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan yönler gözetilmeden delillerin takdirinde ve hukuki nitelendirmede hataya düşülerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 03.12.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              Somut olayda, davacı, davalılardan belediye tarafından imar uygulaması sonunda oluşturulan tapu kaydına güvenle taşınmazın diğer davalılar gerçek kişilerden satın almış olup, taşınmazın evveliyatının orman olması ve bu nedenle davacının elindeki taşınmazın tapusunun hukuki kıymetini kaybetmesi daha doğrusu hukuki ayıplı hale gelmesi nedeniyle hem Devlet hem de satıcı zapta karşı tekeffül hükümlerine göre ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle gerçek zarardan sorumludur. Mahkemece bu ilkeler çerçevesinde Hazine ve satıcıların sorumlu tutulması gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. Bu nedenlerle sayın çoğunluğun onama kararına katılamıyorum....

                Yukarıdaki açıklamalar ışığında, davalı zapta karşı tekeffül hükümlerine göre rayiç değerden sorumlu olup, mahkemece davalının, taşınmazın zaptedilen kısmının rayiç değerinden sorumlu tutulması ve dolayıyla aksi düşünce ile verilen hükmün bozulması gerekir. Öte yandan, taşınmaz satışlarında tapuda gösterilen bedelin gerçeği yansıtmadığı bilinen bir gerçek olup, bu husus Dairemizin birçok kararında da kabul edilmiştir. Davacı gerçek satış bedelinin 120.000 DM olduğunu ileri sürüp bu hususta banka kayıtlarına dayandığına göre, mahkemece, davacının bu delillerinin getirtilmesi ve değerlendirilmesi, aksi bir sonuca varılsa bile, davacının yemin deliline dayandığı gözetilerek, davacıya yemin hakkı hatırlatılarak sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, bu hususların da gözden kaçırılarak yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.Bu nedenlerle sayın çoğunluk kararına katılamıyoruz....

                  ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ TARİHİ : 20/11/2014 NUMARASI : 2010/434-2014/457 Uyuşmazlık, ayıba karşı tekeffül borcundan kaynaklanan alacak talebine iilşkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 13.Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 13.Hukuk Dairesine gönderilmesine, 23.03.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu