Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Noterliği 03.02.2022 tarihli ... yevmiye numaralı ihtarname ile zararın giderilmesi için başvurulduğunu fakat süresi içerisinde ödeme yapılmadığından iş bu huzurdaki davanın açılma zorunluluğu doğduğunu beyanla satıcının satılanın zaptından doğan doğrudan zararlarından sorumluluğu (Zapta karşı tekeffül borcu) sebebiyle aracın müvekkilince satılmış kişinin zararının karşılanması sebebiyle ödenen araç satış bedelinin HMK m.109'a binaen artırılmak üzere şimdilik 9.000,00 TL'sinin satış tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesine, satıcının satılanın zaptından doğan dolaylı zararlarından sorumluluğu (Zapta karşı tekeffül borcu) sebebiyle dolaylı olarak yapmış olduğu noter masraflarına ilişkin olarak 500,00 TL'sinin satış tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle davalıdan alınarak davacı müvekkiline verilmesine, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    Davacı, zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanarak eldeki davayı açmıştır. Taraflar arasındaki sözleşme, taraflarını bağlayan hukuken geçerli bir sözleşmedir. Taraflar lehine hak ve yükümlülükler doğurur. Öyle olunca davacı, taşınmazların dava tarihindeki 2011/9396-17561 rayiç bedelini isteyebilirler. Mahkemece, taşınmazın dava tarihindeki rayiç bedeline hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma gerektirir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın bozulmasına peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 28.11.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Mahkemece, toplanan delillere göre davaya konu aracın açık biçimde hukuken ayıplı olduğu dolayısıyla zapta değil ayıba karşı tekeffül hükümlerinin uygulanması gerekeceği, ayıp nedeniyle davacının satın aldığı araca kendisinin herhangi bir kusuru olmaksızın kamu gücüyle el konulup tasarruf hakkının kısıtlandığı, satın alan davacı açısından maldan elde edeceği faydanın menkule resmi makamlarca kamu gücüne dayanılarak el konulması tarihinde ortadan kalktığının kabulü gerektiği ve böylece ortaya çıkan hukuki ayıptan satıcının ayıba karşı tekeffülüne ilişkin hükümlere göre davalı satıcının sorumlu olduğu, hukuki ayıbın ortaya çıkmasında davalının kusurlu olup olmadığının sonuca etkili olmadığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

        nin, TBK’nın 214 ve devamı maddeleri uyarınca zapta karşı tekeffül hükümleri gereğince davalı-birleşen davanın davacısı ...'den ve TMK'nın 1007. maddesi uyarınca Hazine'den tazminat isteme hakkı bulunduğu, ...A.Ş’nin zararından Hazine ve ...‘in TBK’nın 61. maddesi uyarınca müteselsilen sorumlu oldukları, ...A.Ş dışındaki tapu malikleri ile davalı ......

          Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 16/09/2014 NUMARASI : 2013/541-2014/849 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı alacak ve tazminat davasına dair kararın temyiz incelemesi duruşmalı olarak davacı tarafından süresi içinde istenilmekle gün tayin edilerek taraflara gönderilen davetiyelerin tebliğ edilmesi üzerine belli günde davacı vekili Av. Z.. K.. ve Av. B.. Y.. ile davalı vekili Av. H.. Ö.. geldiler. Hazır bulunanların sözlü beyanları dinlendikten sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava kira sözleşmesinden kaynaklanan alacak ve tazminat istemlerine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir....

            Keza, 28.06.2013 günlü Hisse Satış Sözleşmesi'nin 9.3 maddesinde de “alıcının, basiretli bir tacir gibi davranmak suretiyle” ...... şirketlerin sözleşme tarihi itibariyle mevcut ve fiziki durumunu bilerek hisseleri devir ve teslim aldığı, şirketler hakkında kendisine verilen bilgilerin gerçek durumu yansıtmadığı veya benzer iddiaları ileri süremeyeceği, hisselerin devrinin gerçekleşmesinin ardından, ayıba ve zapta karşı tekeffül hükümleri başta olmak üzere yürürlükteki mevzuat kapsamında herhangi bir fiili veya hukuki nedene dayanarak talepte bulunamayacağı .....” hükmü karşısında da davalının sorumluluğundan söz edilmesi mümkün değildir. Diğer taraftan 28.06.2013 günlü sözleşmenin 9.4 maddesinde düzenlenen “şirketlerde yapılmış olan her türlü işlemden kaynaklanan borç ve yükümlülüklerden, kayıtlara intikal etmemiş olsa dahi şirketlerin sorumlu olduğu, bu hususlarda alınmış karar ve yapılmış sözleşmelerle ilgili olarak alıcının ve şirketlerin idare ve ....'...

              Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna göre, davacının davalıdan satın aldığı madeni yağların gizli ayıplı olduğu ve davacı tarafından davalıya iade edildiği, her ne kadar davacı ayıplı satış nedeniyle bundan kaynaklı tam zararın karşılanmasını talep etmiş ise de, davacının ayıp ihbarını süresinde gerçekleştirmediği, bu nedenle ayıba karşı tekeffül hükümlerinden yararlanamayacağı, ancak iade edilen mal nedeniyle ödenen bedelden talep edilen 75.000 TL’nin davalıdan tahsil edilebileceği gerekçeleriyle davanın kısmen kabulü ile 75.000 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, satılan malların ayıplı olduğunu bildirerek davalıya iade etmiş ve davalı da ayıplı olduğu ileri sürülen malları hiç bir ihtirazi kayıt koymaksızın teslim alıp kabul etmiştir....

                ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/02/2022 NUMARASI : 2010/138 ESAS - 2022/50 KARAR DAVA KONUSU : Zapta Karşı Tekeffül Nedeniyle Tazminat ve Mahrum Kalınan Kâr Kaybı KARAR : Adana 2....

                Dava dilekçesindeki bu açıklamalara göre, davacı Borçlar Kanunu’nun satımda zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanmaktadır. Anılan Yasanın 189. maddesi gereğince satıcı, satılan şeyin bir üçüncü kişi tarafından sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut bir hak sebebiyle kısmen veya tamamen zapt edilmesinden alıcıya karşı sorumlu ve zamindir. Zapta karşı tekeffül hükümlerine dayanılarak açılan davalarda B.K.’nun 125. maddesindeki on yıllık zamanaşımı süresi uygulanır. (Yargıtay 13. H.D.’ nin 24.11.1986 tarih, E. 4482, K. 5734 sayılı kararında da aynı zamanaşımı süresi benimsenmiştir. Bkz. Turgut Uygur- Borçlar Kanunu, Özel Borç İlişkileri, Ankara 1991, 3. Cilt, S. 311) Bu durumda, mahkemece, yanılgılı değerlendirmeyle davanın davalı şirket bakımından zamanaşımı nedeniyle reddedilmesinde isabet görülmemiştir....

                  Kadastro Mahkemelerinde resen araştırma ilkesi geçerli olduğuna göre mahkemece Kadastro Mahkemesindeki davanın sonucu beklenerek, taşınmazın 3.kişi adına tescil tarihi kesinleştiğinde davalıların zapta karşı tekeffül hükümleri uyarınca sorumlu olacakları kabul edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken aksi düşüncelerle yazılı şekilde karar vermesi usul ve kanuna aykırı olup bozma nedenidir. SONUÇ : Yukarda açıklanan nedenlerle temyiz olunan mahkeme kararının davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 12.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu